BARIŞ ÖLÇÜSÜ…
Savaş, tatminkârsızlığın hoyratlaşmasıyla ilerleyen faşizan hayal, emperyal gerçekliktir. Asla fazla gecikilmeden hayata ulanacak barış ise her türden ve türdeş savaşlar için en tatminkâr ölçüdür...
Öldüresiye çağı zorlayan çağdışı aldırmazlık ve çıplak uyarıları görmezlik savaşları başlatır ve daima acı sona endeksler. Oysa baştan bellidir, savaş tüm temel değerleri yok eder, hayatı bıçak gibi keser. Yılların yeryüzü ahengi, savaşın dayattığı uygunsuz tasarımlarla bir anda bozulur. Savaş boyu salt rezervden harcanır. Batı doğu düzlemindeki her harcanış önce mekanik monologlarla başlar. Sivri dil, çatal isyanlar ve son istasyonda dialogsuz sıkışmayla silindirik çap genişler. Savaşçıl atmosfer yeryüzünü kuşatır. Hayati hatalar zincirine, insanlığı şok edici halkalar da eklenince en masumlar en başta incinir...
Bu yüzden savaşta yaşanan ve savaşla yaşatılan tatminkâr oranı aşan derecede dengesizliktir. Öyle ki barışçıl teşebbüsler, gizli niyetleri açığa düşürse de, ipuçlarının doğrulanması çok zaman alır. Özen, düzen ve güven kaybı yaşandığından, vakumlanan
vaka asla masum olmayanları manyetik alanda saklar. Aşırı duyarlılık yön kaybettirir ve tatminkar ölçü fedakarlığı hesabı erteler.
Oysa barışı önceleyen kolay yanıtlanamaz direkt ve dik sorulardır. Sorgulamanın gücü arttıkça savaş karşıtlığı güçlenir. Hayatta tatminkâr düzey özlemi genelleşir...
Genellikle savaşa dönük ayarsızlık ve yalan yanlış kodlamalar imkansız sanılan imleri bir bir sıralar. Böylece tadımlık kurulumun getirdiği avantajlar peşpeşe silinir. Akla kara arası savruk salınım silme inancı zedelerse de akabinde dikkat sahafı tavrıyla, rikkat zaafı takibiyle savaş heveslisi tatminsiz cüret köşeye sıkıştırılır.
Ancak büyüklere masal havasında cereyan eden savaşlar, birbirine uzak iki istasyon arasındaki coğrafik harcanmayı gizler. Gizliden savaş için silik ve etkisiz elastik tipler seçilir. Bunlar izansız tutku çerçevesinde tutarsız sinyallerle, gayrimeşru tuşlamalar ve abartılı taşlamalarla savaş ilahına dönüştürülür.
Düşün ötesi döne döne kapışılan her savaş ardında ağır tahribat bırakır. Barışı öteleyenlere ve evrensel önermeleri hiçleyenlere tahkikat muhakkak varsa da kurgusal vasat yaratı geçici zihin felci yaşatır…
Bu arada sağlıksız kanaatler, faşizan amaçlı umulara kaydırılır. Kayıtlar tekrar tekrar ayarlanır. Ve ortalık tam barışa durmuşken savaş tamamen ayarsızlaştırılır. Yani sıcak veya soğuk her savaşta insani ölçü hep kayar. Soyut somut gerçeklik birbirine dönüştürülür ve tatminkar ölçüt hakkıyla tanımlanamaz...
Tanık olunan barışı egemen kılma arzusu muhtemelen savaşı presler. Doğru pres bir hırçın dalgalanma yaratır belki buzulları bile kaynaştırır. Zor da gelse bu yangıya ve yankıya tatminkâr sınır dayanmaz. Ve yürek kanatan savaşlar, sınırsız serbestliğin de sonunu getirir.
Şüphesiz savaş isteyen serbest çekim kuvveti, iyi niyet önerilerinin tümünü zıt kutuplar ölçeğinde iter. İşte en kötü son tatminkâr ölçülerde dahi yapılamayan barıştır...
Yana yakıla savaş, barış elçisi bol, barış ölçüsü ölümlerle ölçülen tatminkarsızlıktır. Savaş ateş renginde karanlıktır, barış karanlığa yakılan ateştir. Hemen şimdi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.