İLENÇ DUVARI
Rodrigo’nun gitar konçertosu aşığı
son gün demli çay isteyecek.
Her zamanki haki giyinişiyle dimdik
etkili ve yiğitler yiğidi
Deniz gibi deniz
ipini çekip gidecek.
Diğerleri de tıpkı deniz
hırçın dalganın peşine yetişecekler.
Sırf olaya tanıklık edecek dostları da hazır
ilaçla ayaktalar garipler sanki temelli uyuşmuşlar.
Ve ilenç duvarı kendiliğinden örülecek...
Devrimciler de ölür.
Ölür ama devrimci gibi diyecekler.
Ölür ama geleceği umutla yazmıştır tarihe
geçmişin izlerini not defterine.
İşlemişler hayatı darağacına
gönülden
ilmek ilmek doyasıya.
Yağlı urgan yığınla yiğidi buruşturamaz
ilenç duvarı ilelebet durulmaz diyecekler...
Düşenler gün olur kalkar
sadece düşüncenin boynu kırılır
solgun yüzlerde dolaşan tarih yanılmaz
affeder belki geriye kalanlar
ama ilenç duvarı yıkılmaz diyecekler...
Ünlü konçerto her kulağa çalındığında
son arzu gelir akla
dudakta ilk ve son uçlu cigara.
Ciğerler paramparça
üleşilen mutluluk gelmiş kapıya dayanmış
ebedi kavga hala taptaze diyecekler.
İsterse açılmasın beyaz sayfa
şimdilik sonsuzda istirahat vakti
ranzaların boynu bükük
Veysel’ in türküsü gece gündüz
Devrimciler uzun ince bir yoldayız diyecekler...
İşte böyledir dile destan olmak
beyaz ölüm gömleğini giymeden evvel
ölümsüzlüğe kahramanca adanmak.
Kutlu festival onuruna masklı cellatı siktir ederek
hocayı da olur ya yarın boşa konuşur diye
hiç biri istemedi diyecekler.
Vasiyetleri ise tek sayfalık mektup
ne korku ne pişmanlık
kısacık ömrün sığmadığı kitaplık.
İzin verilirse böyle böyle gideceğim
emanetim arkadaşlarım tek dileğim
ve inançla haykıracaklar tek yol devrim.
Aksini diyenlere asla inanmayın diyecekler...
Rodrigo’ nun gitar konçertosu eşliğinde
yolcu yolunda gerek tavrıyla
sehpaya gözleriyle gülüp geçecekler
yarım kalan devrim aşkıyla tekmeyi vurup eyvallah diyecekler.
Hemde daha çok diyecekleri varken...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.