DEPREM BU
Deprem bu
vakti zamanı belirsiz
herşey birkaç dakikada tepetaklak.
Özene bezene kurulmuş hayatlar
parayla satın alınamaz umutlar
salisesinde toz toprak...
Deprem bu
kopan kopartan sarsıntı.
İşler bozulur
aşlar bulanır
aşklar biter
ocaklar söner.
Depremden beslenenler başka dava...
Deprem odaklı hava
enkaz kalkana kadar
sonra politik ve ekonomik manevralar.
Devamla sesleri hiç duyulmaz
bir kaç yer bilimci
bir kaç bilim insanı
deprem ciddiyetine dikkat çeker.
O kadar...
Genel irade hemen deprem peşine
dönüşümsel rant kapıları aralar.
Pansuman tedbirlerle
çadır çorba battaniye. Geçmişte yapılmayanlara gelecekte yapılmayacaklara
merkezi meşruiyet kazandırımı.
Başkaca hiçbir şeye kafa yorulmaz
mesele rafa kaldırılır.
Ta ki vuracak diğer depreme kadar...
Deprem bu
belki bir gece yarısı
vakit epeyce ilerlemişken pencerelerde bir serinlik hissi.
Sabah kırık dökük bocalarken
yine en şiddetlisinden
uyurlar uyumazlar karanlık boşluğa.
Olağanüstü hal yedinin milim üstü.
Ya da tam gün ortası
sessiz enkaz.
Belki de kış kıyamet
küçük kıyamet kim bilir ne zaman...
Deprem bu
her seferki aynı manzara.
Kollar düşer
yollar kapanır
izler silinir
sesimi duyan var mı sorusu beklenir.
Günlerce yıkıntılarda yaşanır
göçüklerle boğuşulur.
Eli kazma kürek tutanlar çıplak elle molozları kazıyanlar
sıcak ortamlarda izlenir.
Dost gönüller acıyla titrer.
Tüm izlenimler bir sonrakine kadar...
Deprem bu
şamarı çaktı mı yer çatlar. Deniz kabarır
dereler taşar
kaleler düşer
saraylar devrilir
yollar kese kağıdı gibi yırtılır
alanlar ortadan iki yarılır.
Göğün sonsuzluğu taş beton yığınlarını yutar.
Konserve kutusu evler evlerin ahalisi
uyum ahenk
caddeler sokaklar
binalar haneler ters yüz olur.
Yıkılan şehirlere memleket ağlar.
Ağlanır
hayıflanılır
hatta hainleşilir
manzara mukadderata bağlanır.
Ne yazık ki o kadar...
Deprem bu
diplerde bir fay kırılır
gaz boşalır
ardında kırık dökük kentler bırakır.
Derdo bu deprem başka
Onlarla kutlu dayanışma
sonuna kadar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.