ÇIPLAK YEŞİL GEMİ
Çıplak ağaç gövdeleriyle başbaşayım
içlerinden geçiyorum her limanda
içim dışım koyu yeşil alacalık.
Alacakaranlıkta buz gibi bir hava
birbirine sarılmış sarı yapraklar.
Çıplak yeşil bir gemi uzaklaşıyor limandan
acı düdüğün çınladığı kıyıda
kızıl evler bırakarak.
Kızıl evler gördüm içinde sen olan
çıplak ağaç gövdesi bedenli
yanardağlar...
Yandım deniz fenerinin klavuzluğunda
lavları kurutmuş lahit labirentinde.
Kızıl alevler gördüm içinde ben olan
çıplak ağaç gövdesi bedenli düşler.
Yarınlar yanardağın lavlarında kurumuş
yaban otları bürümüş yeşil gözlü ovayı.
Deniz yutmuş çıplak yeşil gemiyi
gönlümün çeperinde sen yıllar yılı...
Kurgu değil kuşkulu bir siren
çıplak yeşile değdi başım resmen.
İçinde kızıl güller olan kızıl evlerde
yemin ederim kızıl saçlar gördüm.
Kökü denizde kızıl saçlar ördüm
çıplak ağaç gölgesinde yeşil gözler öptüm.
Çıplak gövdeler sakladı günleri
güncelere sarktı göğün kızıllığı...
Kırlara kızılca kıyamet koptuğunda
hatırladın beni buz gibi havada.
Birbirine sığınmış sarı yapraklar mevsimi
kızıl göllerde kızıl denizlerde yıkandım.
İçinde sen olan nefti yeşil alacalıkta
çıplak kızıl ağaç gövdeleriyle ısmarlaştım...
Derdo el heykelli adaya uğrayacak diye
çıplak yeşil gemiye kaçak bindim.
Ardımda içinde sen olan kızıl evler bırakarak
içimde püskürmeye hazır yanardağlar
içim dışım bir bilinmeze uzaklaştım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.