ADI KAVRUK ACI
Kavruldukça hayatın özü
kavrulur deniz
Adı kavruk acı yaman ki yaman.
Bir ben var benden dışarı misali
göze gelir söze savrulur zaman.
Bir kent vardı orada
tan yeri alacasında savruldu
tam yerinde bir fay kavruldu.
Bu kentte işler çok zor artık
Adı kavruldu acı yaman yıkım büyük.
Gül desenli bir fonda
gün gün yalnızlık
ve yüz yıllık çile daha.
Salındı sallantı çarşı pazar
çarpık düzen hala kayıplarda...
Sabah alacasında alagül kızarıklığı
her hane her dükkan önü enkaz
aç açık sokaklar denizi
yüreği kavruklar dolaşır günü geceyi.
Ahtına bahtına tahtına kızgın heceler
Tahtırevanlının tahtına kavruk isyan.
Renk vermez titrek ellerde acı haber
dağıtım yerlerinde kavrulur yürekler...
Kimsesiz doğa traşlıyor kaderi
talebeyi kırpmış göndermiş ağır plancı
gönderin altında çekinik kavruklar.
Çaresiz sokak gezerleri
oba otağ
aç açık uzanır yerlere.
Çomak sokulmuş tekerler tekerlenir
her tekerlemede kısır döngü.
Kör tekerlenme uğrar yağmurlu kıyılara
mutlaka denize çıkar tüm ana yollar.
Ölüm uykusunda katlanır acılar
sonra rüyadır sanmalar
en uçta sanrılar...
Ayrısı gayrısı yok her dilde sayrılık
bir davudi yıkıma savruldu
zerreler.
Adı yok dört bir yan yıkılan şehir
zerkedilen aynı zehir.
Gönüllerde kırık camlar
devrildi gözün özü aşık çamlar.
Camlara vurdu çıplaksı damlalar
ağladı ıslak iğne yapraklar.
Derdo ortalık kavruluyor orada
Adı yok acı çok ortam yaman
ıslak ve üşüyor körolası zaman...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.