ŞEHRİYAR…
Şehir eskiydi
ama şeklen yesyeniydi şehriyar.
Sessiz paslı bir sabahtı bastıran
terbiyesiz yer öfleyle yarıldı
tektip şehriyar şehirleri şerbetledi...
Şehriyar şer hayır hoyratlığıyla
yardan geçemedikçe esti gürledi.
Selviler devrildi al dudaklar kurudu
gençliği yandı lal kuzuların.
Boğaza çöktü ahlaksız karakış.
Çarpıldı adi cereyana hayatlar.
Örüldü garip yolcuların hazin yol öyküsü
çetin geçecek günler
ve dahası kapıda.
Toza toprağa belendi namussuz evren
kirlendi tepeden tırnağa yalnız şehirler.
Çarpuk çurpuk deccal
mezara kadar
asla unutulmayacak şehriyar
mahşere kadar...
Şehirlerin akciğerine sırnaştı habis ur
şehirler nefessiz viran.
Şehir eskileri çocukçasına ağladı
güne geleceğe hayıflanarak
gözyaşlarında arındı çocuklar.
İsyanı sağır sultanlar duydu
küfür küfür esti rüzgar.
Hapislik eskiydi evveldi
yenisinde her yer nar
şi şehri yar şiranda şehriyar...
Şehrin eskimiş fiyakasını öptü faylar
ikinci el aşk borsasında şehirler.
Sahte ışıkların gölgesinde
aşkların en hakikisi eridi.
Her şey eskide kaldı
şimdi var yok diyarında kördüğüm.
Güler yüzlü eski aşıklar öldü
günler yandı yıllar binnar.
Binalar eskiydi ama yenileri yıkıldı
ihanete hapislik müebbet...
Eskiydi şehir
sarımor ampuller şehri parlattı.
Şehriyar şehri patlattı.
Beyni eskitti yalanlar
akıl çelindi küllendi şehir.
Şehrin eskimiş ışıklarıyla yıkandı gece
şehirlerarası yolculuklar başladı ecele.
Koyu kıvamlı bir sabahtı
ıslak havlulara sarıldı şehir kıyı köşe kurulandı.
Alev alev tutuştu hayatlar çöktü çöktü hayatın içine...
Eski şehrin esrimiş ışıkları da söndü
güneşle ay yıldızlar
şehirler yumruk yemiş gibi sallandı.
Uğurlayanı su dökeni olmadı gariplerin.
Hazlı nazlı bir sabahtı
varlığı eskidi şehrin
varlığı eskidi şehriyarın.
Şimdi şehrin yenileniş vakti.
Derdo yenilenmedi yenildi şehriyar
eskiydi ama yenilmedi şehir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.