ZAMAN VE MEKAN ALGISI
Zaman ve mekan algısı zayıflığı, fuarlık fasit daire baskısıdır. İzlemlenilen ise soyut kavramların belli belirsiz üst sınırında, baskın boyutlu ölçü karmaşasıdır. Faşist çemberde kalakalmışlığa denklik ise kuru gözlem kargaşası. Zaman tünelinde dilimlenen vakit, zalim zaman arbedesinin güçlenmesidir. Resmen bir kez daha kitaplara geçer tüm algı operasyonları...
Kitaplı kitapsız zamanlı zamansız tüm haklı eylemlerin ilk belirtisi geçmiş zaman kipine bağımlılıktır. Şimdiki zaman ise olası geniş zamanlı geleceksizlik. Zaman kavramı kaydı, geldi geliyor gelecek olan emaresiyle taçlanır. Kitaba hasret hararetli hayatın belli dönemlerinde kendine özgü özellik aniden başgösterir. Özellikle akordu bozuk zaman parçasında mekansızlık tesellisi tüm fuarlara saçılır...
Zaman akortsuz olunca mekan akustiği akla zarar bir sistematiği tesciller. Zaman mekan gerçekliğiyse sessiz dünyaya ses ve ruh, resmen düşünmeye davettir. Varoluşun temeli dil ve dili anlamak ise eğer kitaplar pencerenin dışına yığılması zor sağır mekanlar ve içindeki kör duvarları bünyesinde barındırır. Yani zaman aralığı belli zaman algısıyla kesif dönemlerde dehşetli metaforları keskinleştirir. O yüzden asıp biçerek prgramlanan zaman ve mekan kurgusu asla masum değildir. Umut nasıl ve nereye eklemlense de kapalı kapılar açılmadıkça, her kutsanan mekan düz mantığa göre ataerkil ideolojiyle geleceğe taşınır...
Taşkın görüntüde ise her türden yasal evlilik resmen evsel köleliktir. Yani mekansal kısıtlamalar iktidar sahiplerinin özlem ve gereksinimlerine dönük dayatmadır. Böylelikle mekanlar da cinsiyete göre kodlanır. Ve kendinden korkan kitaplar resmen korku edebiyatına hizmet eder. Dünyalar ruhsal gelgitler çerçevesinde karanlık mekanlara hapsolur. Ve mekansal adalet kaybı dünyayı değiştirme isyanını da ağırdan tırpanlar...
Toplumdışı davranışların doğallaştırıldığı forslu mekanlar, denetimin kimde olduğuna bağlıdır. Disiplin değersizleştirilince somut gözlemler, kısır çatışmalar ve dıyarsız dalgalanmalarla imgeleştirilir. Ve yıllar yılı normalleşildi sanılır. Oysa rasyonel normlar bir yana bilinmezin bilinmesine yönelik her akıl sonuçta hayal kırıklığına uğratır. Mutlak mekana dair tüm yazılı beyanlar zihindeki zamansal ilişkiler ve eşleştirmelerle kısırlaşır. Sözlü aktarımlar ise salt düzenle sistematik yakınlık kurma çabası tezgahında kalır...
Bu denli çağsız çapsız yalpa kendine özgü eğilim ve yönelimlerle sakıncalı yorum yapmayı güdüler. Ve kitaplarla doğrudan iletişim bozulur. Kitaplarda ve hayatlarda büyük boşluk doğar...
Hiç bir kitaba sığmayan bizzat algı körleyen zaman ve mekan köleliği asla çok uzakta olmayan sırdır. Sıralı sırasız sıralanır. Somutlanabilir fark ise anca herkese açık hitap ve kısıtlanmamış kitap fuarında anlaşılır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.