İLK KURŞUN GAZETECİLİĞİ...
Onlar, bunlar, şunlar gelmeden önce revaçta meslekti gazetecilik. Değerliydi...
Bugün değeri sıfır, kim ne palavra sıkarsa sıksın aldıran yok yaftası gazeteci. Ederi belli, yancı, paracı ve paragöz. Oysa yasal ve halal olmayana paratonerdir gazeteci. Gerçek gazeteci vatanseverdir. Çünkü alnı kara, yüzü gölgeli gazetecilik yapılmaz. Vatan aşkı tam yüz küsur yıl önceden tescillidir. Özü emperyalist güçlere, maşa işgalcilere sıkılan İlk Kurşun ‘dur. 15 Mayıs 1919 Gazeteci Hasan Tahsin gazeteciliğindenden. İlk kurşun gazeteciliğinden. Asla bırakılamaz.
Onlar bunlar şunlar pek beğenmez ve istemez ama gazeteci yılmaz bir direnişçidir. Tam yüz yıl öncesi başlar kutlu direniş…
Kutsal ötesi Kurtuluş Mücadelesi’nde ilk kurşunu sıkan ve mücadelenin sembolü olan bir gazeteci-yazardır, Osman Nevres. Hasan Tahsin’in Yunanın İzmir'i işgalinde çaktığı ilk kurşun büyük direnişin simgesidir. Kurtuluşun işaret fişeğidir. Dirilişin müjdesidir. Kuruluşun ilk belirtisidir.
Onlar bunlar şunlar hiç onaylamaz ama gazeteci isyankardır. Tam yüz küsur yıldan beri. İlk kurşun, kutsal isyana atılan damgadır. İlk kurşun gazeteciliği sonsuzluğa imzadır…
Tarihle sabittir. Kordonboyu’nda korkmadan sönmez ateşi yakan, ilk kurşunu tetikleyen, kutsal isyanı başlatan, zabit değil gazeteci yazar Hasan Tahsin'dir. Öncesi sonrası hiç durmaz emperyalist işgale karşı isyanı körükler. Meydanlara hitap eder. Diğer yandan başyazarı olduğu Hukuk-u Beşer'de halkı direnmeye çağırır. Direnişi örgütler. Sözde Paris Barış Konferansı kararlarını sertçe eleştirir, gazetesinde yazar; “Burayı Yunan’a vermeyeceğiz. Vermek isteyen kuvvetle paylaşacak kozumuz var..." Yargıyı kabullenmez. Yazgı demez. Yazar.
Onlar bunlar şunlar, yüz yıl sonra keşke Yunan kazansaydı diyen hokkabazların peşine düşerken, cehennem öncesi son merasime arzı endam ederken hiç utanmazlar. Hokkanın altına giden yine yurtsever gazeteciler olur. Casus çağdaş gazeteci-yazarlar olur. Yüz küsur yıldır böyle. Düşman hiç değişmez…
Yüz küsur yıl önce yurdun dört bir yandan işgalini İzmir’li Rumlar 13 Mayıs 1919 Salı günü Aya Fotini Kilisesi’nde öğrenirler. Öğle sonrası Yunan Albay Mavrudis, Kral Venizelos’un beyannamesini okuyunca heveslenirler. Ve sabırsızlıkla beklerler o günü. Tarihi gün gelir çatar, 15 Mayıs 1919. Yunan İzmir’e çıkartma yapar. Yunanlıların Patris ve Atronitos isimli gemileri Pasaport’a yanaşır ve Efzon Alayı saat 08:55 sıralarında İzmir’e ayak basar. Bir başka kuvvet olarak 5. Piyade Alayı Punta iskelesine çıkar. Punta’dan ileri Kadifekale işgali başlar. Yerli Rumlar ellerinde Yunan bayrakları ve çiçekler Kordonboyu’na dizilirler. İşgalci Yunan askerlerine alkış tutarlar. İşgalcileri İzmir Metropoliti Hristostomos takdis eder…
Onlar bunlar şunlar ve yedi ceddi işgale selam dururken, Gazeteci-yazar Hasan Tahsin, 15 Mayıs 1919 sabahı saat yedi buçuktan itibaren Konak Meydanı Kordonboyu’nda koyu renkli takım elbisesini giyer, kutlu nöbete durur…
Yunan alayı Hükümet konağı, Kışla, Kokaryalı istikametiyle Karantina’ya doğru yürüyüşe geçer. İlk işgalci adımlar tam Kışla hizasındayken, kaşla göz arasında Hasan Tahsin kalabalığın arasından sıyrılır ve haykırır; “Olamaz, olamaz, böyle ellerini sallaya sallaya giremezler...” Çeker revolverini basar tetiğe. Patlatır. İlk kurşun. Siler geçmişi, yakın tarihi başlatır. Kurtuluş ateşini harlar. Alevler daha sonra tüm Anadolu'ya yayılacaktır...
Gazeteci-yazar Hasan Tahsin, tek başınalığa aldırmadan, hiç çekinmeden, asla korkmadan silahındaki tüm fişekleri sıralar. İlk kurşunlarla iki Efzon ölür. Sonra yaylım ateşte kendisi sonsuzluğa adını yazar. Kordonboyu’nda tam bağımsızlık kordonu boynunda. Henüz 31 yaşındadır, Ata’nın Selanikli hemşerisi Şehit Gazeteci Hasan Tahsin. Tam yüz küsur yıl önce, gazeteciliğin kitabını yazar…
Onlar bunlar şunlar gelmeden önce de geldikten sonrada en revaçta meslektir gazetecilik. Değerlidir…
İzmir Kordonboyu, İlk Kurşun'dan bu yana yüz küsur yıllık kutlu yürüyüşün en hakiki tanığıdır gazeteciler. Gazetecilik bırakılamaz. Gazeteci vatanseverdir, vatan uğruna der yazar geçer…
Onlar bunlar şunlar yedi sülale ve şürekası ne yaparlarsa yapsınlar İlk Kurşun’un izini tarihten silemezler. Silinmez mürekkeple yazılmıştır, kan ile...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.