ZEHİR GÜLÜ...
Gözün gördüğü gül dalından odun olmaz. Gönül yangısı arttıkça, güldalı zehir tutmaz...
Zehir, çelik kuş misali zehir zemberek organizmaya girince, organize kimyacıl etkiyle öncelikle fizyolojiyi bozar. Fizik tanımaz çaptaki çapsız dozaja göre yaşatıcı hücreleri anında mantara bağlar. Canlı dokuları bir bir doğrar, küçük dünyaları öldürene dek kuşatır...
Haliyle her kusurlu kuşatmada zehir zemberek zemheri çıkmazı yaşanır. Çifte sulanmış kusursuz, iki yüzü de birbirinden keskin, kallavi eğri kılıçlar, iğreti kuşanılmış kirli paslı zırhları dövdükçe döver. Parlak palalar savruldukça körkaranlık parlar. Çalakalem oval kalkanlara çarpan yalımlı kor ateş, bulutların ardına sinmiş güneşi bile söndürür. Sabır ve duayla dövülmüşler kahırla kınından boşanınca, kah aklına eseni budar, kah ağzına geleni hiç çekinmeden söyler. Gözler kararır, söz üstüne söz suskunluğu döver...
Dünya döndükçe yasaklı bölgelerde yalınkılıç çekilen kılıçların gölgesine sığınılır. Az buçuk anılarda kalanlarla sınırlı anlarda, sihirli alanlarda ve kılıçların gölgesinde karanlığa tapanlarla mutlaka hesaplaşılır. Çünkü yazgı, azgınlığın ilk adıdır, asıl yüzleşilmesi gereken ise azıklı azmanlığa oburca atılan ilk adımdır. Adamakıllı olmayan adım kısa, adamlığa adanmış belleğin soyadı ise alışılmışın dışında epey uzundur. Her adım uz uzak sonsuzluğa ustaca kazınır ustaca ve imza atılır; eduardo aksimürekkep...
Ustura gibi usturupsuzluk usa vurulan damgadır. Deniz üçlemesi, zemane günahı, kutsal emanete ihanet ve zemzemli zemanettir. Kılıçların gölgesinde sallanan çataluçlular ise Demokles'in kılıcı. Demadem zehir akıtır. Zehir zemberek deccallığı kılıç etkisi sarmalar. Arması zinhar, zehhar...
Güldan kırılınca güldanelerin başına, ortasına veya sonuna yapılıveren eklemeler yesyeni adımları arıtır. Adım türetisi gül ağacına asılı katmerli yalnızlığı tesciller. Teşvikler yalandan çalımdır. Zehirli dikensi çalılıklarda şerbetlenen ise biçim ve ıtır meşruluğudur. Şuura yansıması ise yaralı bülbüle sevgili tonlamasıdır. Zehir gülü kansıcak renkli yüzünü gösterdikçe gözün gördüğü diyarlar hiç kimselere yar olmaz. Dahası yaralı yürek zehir tutmaz...
Zal zalimane zühre zehir zerkedilince, gonca güller solar. Akıl durunca, oksit örtüler delinir. Zuladan zumlanan zehir zemberek akılla, gül kabzalı kılıçların gölgesinde soluklanmak bir hayli zorlaşır. Ama zor oyunu bozar ve zorbela keskinleşen kılıçlar çekilir...
Yıllar yılı çekilenlere ve tahta reva görülen göz dağına karşın tek vuruşluk hamledir koskoca hayatı ortadan ikiye bölen. Kılıçların gölgesinde aklın rengini zehir gülüne katan. Gözün gördüğü rengarenk zehirli bataklık...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.