TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

17 Ekim 2023 Salı

SENİ DİNLEMEK İSTİYORUM İSTANBUL…

 




SENİ DİNLEMEK İSTİYORUM İSTANBUL…

 

Vardı ya şimdi senle olmak yalıyar

senin de gönlün vardı ya sanki yalım yalım.

Artık ne fayda bir etmez iki yarım demeden

girsen koluma yasemen kokunu sakınmadan

birlikte soldan soldan Beyoğlu’na sallansak.

Yıl dönüyorken bir geceliğine yazlık evine sensiz

kaç senedir yanar bu yüreğim bilsen kaç bahar sessiz.

Kırmızıları kokladım mürvetim mozaik desenlidir diye

İstiklal’e sürdüm yalnızlığımı yıllarca isteksiz isteksiz.

Yıl dönümleri ışıyordu süslü çam ağaçlarında vardiyesiz

ardına bakarak bir gittin pir dönmedin hiç nedensiz.

Vardır ya el heykelliyi de tutuşturan teselli tutkusu

senin gönlündekini bilmem ama benimkinde İstanbul.

Var ya şimdi seni dinlemek istiyorum İstanbul

diyemem yok ya seni dinlemek istemiyorum İstanbul…

 

Karakışın kalın kırçıllı paltolara eteğinden asıldığı yıl

Önder bir kız çocuğunun elini tutmuş tam karşımda

milyonluk piyangoya amorti şirin mi şirin karşılaşma.

Eskilerden çıkardım eskiyen anılarımı girdim koluna

hangi koku çiçeğiydi Beyoğlu’na savrulan bilemedim.

Dönemiyordum o gece evime koca şehir ayarsız

kokladım lale şehriydi nefesin tenin istiklal.

Kırmızıyı verdim geceye İstiklal bedavaya

yedi tepede serenat hisarlarda aşk manzumu

vurdum sevdamı kadeh kadeh taş kaldırımlara.

Benim de gönlüm vardı ya sana sana doğru

doğrusu şehirsavar tüm sevdalıkları başından savdı.

Savrulunca anladım bu şehir resmen arabesk severmiş

ben ise salt seni dinlemek istiyorum doyasıya İstanbul

şimdi sana doydum desem yalan doymadım desem çok geç…

 

Geç de olsa beynimi açtım sessizce akan gürültüye

Gül gibi gör beni ve gürül gürül gel hiçbir gerekçesiz.

Var ya sırf semirgen duygulara inat nakarattan başla

öylece en doğal halinle tarçın tadında bu şehri kucakla.

Arabesk sever aynalı çarşıda aynasız silüetleri sil

ben yüzüme nefeslenen ağıtları ayrıntıda seçerim.

Beynimi örttüm sessizce geceye yıldızları içerim

varı var yokluğun zarar seninle kendimden geçerim.

Bu gece bu şehir fazla arabesk gül destem

iki gözüm boyalı merdivenlerde arar seni

Boğaziçi’nde limon ağaçları altında ilk bestemsin.

 

Var ya şimdi tunç benzeri bedenler burçlara taşınmış

taş yerinde ağırdır gönlümün sultanı

yıllar seni de bir güzel aşındırmış.

Senin de gönlün kaldı ya sanki bir zamanlar İstanbul’da

Beyoğlu ne fayda varsa yoksa İstiklal aşkı.

Var ya gönül telinde ayça pakça hilal

şimdi sakın yok ya deme çok geç deme sakın

Derdo el heykelli adada sana senden yakın.

Yaslı yalıyar gönlüm yalım yalım

seni senden dinlemek istiyorum İstanbul…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...