SONA ERDİ BAHAR
Eşsiz benzersiz bir saat kulesi dibindeyim
fuarsı çılgınlıkla bocalıyor koca kent.
Al bayrak donatılı eldeki kalem
tam bağımsızlığa öykündükçe herşey yasak.
Eşlikçi sakinliğini özlüyorum silme kaçak
sondan bir evvelki diriliş emri
hurra evsiz eylemsiz salkım saçak...
Meydanın tam ortası saat kaçta muamması
yanarım kırmızı karanfillerin arasında
üç kuruşlukları hesaplarken eş zamanlı hayat.
Düşünüyorum da dakika dakika kaçan fırsatları
düşlüyorum hiç nedensiz ayrılmaları.
Boşa sayıklamalar neden niçin acabasını
üstelik acı kırağılı seçkin aykırılıkları.
Geçkin kavuşmaları ve saat kulesi sonrasını
hemen anlıyorum gerçekten
şu anda kuzeyde durdurmak vardı kuzgunu...
Kuzum yetenek avını gömdükçe toprak
saat kulesi dibinde aşkın zorlanmalar.
Derdo sona erdi bahar
artık tüm mevsimler sonbahar.
Eri geçi acemi saldırılarla yıkılacak
yıkıldı yıkılacak saat kulesi.
Umarsızca çok sıkı geçecek vakit
gecikmeyecek sanki kaçınılmaz son
dara düşecek vakit nakit...
Belli ki ta en başından beri
sararan yapraklar dökülüyor yuvasından.
Arsız sızlanmalar boylu boyunca
sere serpe sergileniyor ağaçlarda.
Biterse bitsin kıvamında sonbahar
erketede bekliyor kara kış.
Derdo kör karanlıkta eksik yakarış
nakış nakış işlenmiş sarı sıcak hayat...
Eşsiz benzersiz bir saat kulesi dibinde
pik yapıyor şehrin en sakini kim derseniz sahiden benim belki.
Ben ki en benzersiz her dem yüceleri kalesiz
saat kulesinin bir adım uzağında
tavanı delik sundurmanın hemen altında
ellerimde kırmızı karanfil buketi bendeniz...
Solgun bulutlar alev alev yağdırıyor
alenen alınsam da sakince bekliyorum şehriyarı.
Taş çatlasa kalanı hayatımın tam yarısı
yarından tezi yok
altın orak kör karanlıklar alacasına parlıyor.
Derdo sona erdi bahar
tam alnımın çatında sonbahar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.