TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

12 Aralık 2023 Salı

FUTBOLU GÖÇERTME TAKTİKLERİ...

 


FUTBOLU GÖÇERTME TAKTİKLERİ...

 

Sömürgen efendiler iş çığırından çıkınca faşizme bel bağlar. Salazarvari üç-fe formülüyle kendine rakip olanları veya olacakları bir güzel uyutur. Yani futbol, fiesta, fado. Üçü de siyasetle yani üç-pe ile kesişince derin uyku sürekli güncellenir. Yani Parapul, pay, peşkeş. Sacayağın biri olan futbol, taraftarların dolayısıyla halk katmanlarının birbirlerine üstünlük taslamasının en medeni boyutudur. Hal böyle olunca takımları ele geçiren buyurgan efendilerin dediği olur. Sistem göçertme taktisyenlerinden hakimler, güdümlü bilinçle tokmağı vurur cezayı keser, siyasetin istediği olur. Hakemler işkilli işveyle düdüğü çalar kara belayı çeker, siyasetçiler kurtulur. Bu öyle bir kurtluktur ki, gariban işçiye tekmeyi vuran ödüllendirilir. Kuşkusuz hakeme yumruğu çakan da tekmeyi çalan da vakanın ateşi söner sönmez mutlaka ödüllendirilir. Yani vuran, çakan, çalan ve yiyenlerin hepsi toptancı ürün. Topu sömürgen efendilerin hizmetçisi. Zaten olmayan futbol endüstrisi çoktan çöktü. Şimdi üç-feci taktisyenler, zevatı kurtarmaya dönük taktik peşinde …

 

Futbolu göçertme taktikleri f-tipi yayılmanın tekelinde 3 Temmuz kumpasıyla başladı. Devleti aradan çıkaran hisseli kumpanya, ummadığı takımdaş dirençle karşılaşınca gizli taktik tutmadı. Futbolun dönem patronları iktidar yanlısı tavır alsalar da olmadı istenen yıkım. Zaten iddiaların fos olduğu yıllar içinde tescillendi. Ama bu arada bazı takımlar tezelden el değiştirdi. Değiştirilmeyenler kara delik gibi içine sindi. Böylece siyasal erkin kurmaca ekiplerine topyekûn yoğun destek sağlandı. Hatta klasik arkalamacı hakem kararlarıyla bunlardan biri şampiyon bile yapıldı. Diğerleri de kısmen ayakta kalsınlar diye kollandı. Şampiyonluğu getiren ve götüren şam şeytanı piyon hakemler, hakem de insandır hata yapar söylemiyle sanal, görsel aklandı. Hatta zamanla herkesin hata hakkı vardır hezeyanına uzadı futboldaki derin çatlak. Ancak seyirlik oyundu futbol, seyircisiz olmazdı. Çeşitli ayak oyunlarıyla taraftarı güçlü demir gibi takımlara el atıldı. Milli ve yerli gösterilen misyonerler futbol camiasına sokuldu. Sonuç itibariyle hiçten yok yere kafa göz girmek, sövmek dövmek, silmek sindirmek ve bu gerçekliği övmek pespayeliği sahalara yayıldı…

 

Bu embesil model yüzünden son yıllarda, gördüğüne değil birilerini çimlere gömmek doğrultusunda yalan yanlış düdük öttürenler süper seviyede çoğaldı. Zamanla futbolu dizayn sarpa sardı. Başkanlar parsayı topladı ama klüpleri battı. Futbol değer kaybetti resmen ekonomisi battı. Hemen bir bukalemun devreye sokuldu. Barbarlık pik yaptı. Ve hain standartlı bir yumrukla futbol değil insanlık çimlere gömüldü. Bu şekil bir, kim oldukları başa gelişlerinden menkuller sahalara hükmedince, ateş ve kan bulamacı herkese sıçradı. Ama ataerkil şiddet duvarından bir tuğla olsun çekmek kimsenin işine gelmez. Çünkü anında duvar göçer. Bu nedenle yok yere kıyım, toplu katliam mubah bile sayılır. Sportif anılara ihanet artar. İnsanlıktan hepten uzaklaşılır. Bu sinsi salgın akıl göçeren düşlere, kof yarenliğe, amigoluk dürtülerine sirayet eder ve zihinler kararır. Gerçeklerle yüzleşmekten kaçmak babında, ehil olmayanlar tarafından kaçamak filmler tezgahlanır. Senaryo gereği bile olsa hayıflanılan kara gecede çetele doğru tutulmaz. Keşke dedirten türden yağmalar, bağlamalar, dağılmalar sahaya girer.  Salt bu yüzdendir hatalı kararların ötesine, canavarsı duyuların arkasına sığınmak. Bu yüzdendir ateşli feveran denizlerinde çıldırmak. Atılan bir yumrukla diğer yumruklardan son anda sıyırmak…

 

Futbolu göçertme taktiklerine aldırmayanlar savı tavı bir kenara kor, iyi niyet kapsamında kalır ve evladiyelik utançla utanırlar. Oysa utanmaz üç-feci güç, her şeye gizliden savaş açarak kaçınılmaz sonu, küçük büyük hataları yok sayarak ve vurdumduymaz tavırla kendi hazırladı. Her türlü yasal hak arama girişimleri isyandan sayıldı. Şiddet içermeyen masumane isyanlar bile şiddetle cezayla bastırıldı. Taraftar kitlelere tahakkümle hükmedildi. Akıllar zapt edildi. Sömürgen efendiler futbolun tüm bileşenlerini toptan teslim aldı. Besili yılanlar çoğalınca elbette sokacağı fani arar. Arayan bulur…

 

Şimdi maçlar süresiz tehir edilse n’olur edilmese n’olur. Gerçi olmayan futbolu yönetmek acayip kolaylaşır. İşte bu kadar basit kurumların içini boşalt, topu taca at. Boyun eğdirme girişimleri, sınır tanımaz hırslar ayak topu oyunuyla kutsallaşır ama bir yere kadar. Geceye ataerkil şiddet bulaştırıldı diye, federatif zulüm ve zalimliği görmezden gelinmez. Yani açıkça insanlığa özgü değerler, özellikle doğruluk, doğallık ve meşruiyet resmen yok edilince ortada futbol kalmaz. Orta yuvarlağa kurulan boks ringi ve sinsi sağ kroşe konuşulur. Yerde yatana acımasızca atılan tepikler konuşulur. Tertip de olsa başta tepiklenen dahil, yakılan kavurucu ateşten, salgın bulaşıdan herkes nasibini alır ve köşesine çekilir...

 

Sömürgen efendilerin dur durak bilmez mantıksızlıkla dayattığı kurak zihniyetin eseridir bu esaret. Her sıkışıklıkta gündem değiştirecek üç-feli bir sefer düzenlenir. Başka sığınacak liman, saldırılacak kale kalmamış gibi geniş kitleler futbola dönük ihtiraslarla güncellenir. Gücenmeler netleşir. İktidarla irtibatlar kesilir ve itibarlar zedelenir. Hemen peşine verilen güvenceler birlenir, tükenmeyen hırs, bitmeyen kavga, küllenmeyen kin yeniden raftan indirilir.

 

Futbola endekslenen bu saldırgan gerçekliğin aslı, açık veya saklı sanki fitne fücur taktiklerle futbolu göçertme yarışının yanı sıra muhalifliği yok etme kapışması. Mevcuda tarihsel getirisi ise tarihi acı gerçekler yaşanırken, hakem son düdüğü çalana dek milleti bir şekilde yok saymak. Seçimlere kadar hizaya çekmek. Bu gün futbol ayak topu, yarın kırk numara kırkayak istop, gözüm sende…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...