TURİZM ADASI...
Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi bu yılı, turizmin ve
seyahatin küresel ekonomiye rekor katkı yılı olarak öngördü. Konseye göre sektör,
11,1 trilyon dolarlık katkıyla tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşacak.
Dünya beklentisi böyleyken ülkedeki ekonomik kriz, reel sektörü tam duraksattı.
Her krizde olduğu gibi süreci çıkarına yönetenler servetine servet katarken, iyi
yönetilmeyenler zulasında üç beş ne varsa ayakta kalmaya harcadı. Haliyle geçim
derdine düşmüş, canla başla direnen fakir fukarayı, ekmek derdindeki garip
gurabayı zerre düşünen yok. İçlerinde tatili düşünen yok. Ağır krize rağmen
mevcut gidişatın iyi olduğundan dem vuranlar, çember içi kalıp apaçık bol derin
götürenler. Salt çember dışında kalanlara uygulanan ekonomik tedbirlerle krizden
fazla yara almadan yırtmak ise mucize. Tıpkı turizm adası, bacasız sanayii gibi.
Dünyada turizm pik yaparken turizm yarımadası da mucize peşinde, atılacak can
simidi bekliyor…
Mevsim açıldı ama belirsizlik hala sürüyor. Çünkü malum kriz
ve oynak döviz kuru yüzünden yaz, deniz, tarih, kültür ve sağlık turizmine
sahip ada, bu zengin turizm ve ticaret potansiyelini hakkınca değerlendiremiyor.
Çünkü söylenen ve saptanan, harcama yapan turist tercihinin ekonomisi kriz
yaşamayan turizm ülkelerine kaydığı. Turizm adası turizmcileri ise mevcut
iktidardan vaz geçmiş yaradana sığınıp bekliyor. Ancak genel beklenti, iyi bir
sezon olmayacağı yönünde. Oluruna bırakılırsa ki bırakılmış kan kaybı çoğalır.
Sektör dip yapar. Bir kez daha turizmde fırsat yakalama imkânı kaybedilir. Şu
cennet ada turist akınından arzuladığınca ve yeterince yararlanamayınca, komşu
adalar yaz ve deniz turizminde bir adım öne geçer.
Ekonomik krizle olumlu mücadele yürütülemeyince, akılcı
yatırımlar gecikince, turizm performansı da düşer, bacasız fabrika avantajı da
kaybedilir. Hatta lojistik hizmetlerle desteklenen ada turizmi, bölgesel
ticaret ağı ve sosyal yaşam yakından etkiler. Kriz bir yanda çokuluslu
koordinasyona ve özel anlaşmalara gereksinimi olan turizm, dünya ile iyi
geçinmek şartı geliştirilmediğinden yarıştan kopar. Ekonomik krizden çıkmayı ve
barışı önde tutan politikayla, turizmde aranır kriterler yükseltilmedikçe turizm
canlandırılamaz. Koca sektör plansız programsız sezonu kurtarma derdindeki
turizmcilerin eline kalınır. Turizmin lokomotifi görülenler, ağırlaşan kriz
yüzünden turist çekebilen sistem dizaynı ve güncellemeler yapamayınca, farklı
turizm alternatifleri bulamayınca, turist kaybı ileriki yıllarda devam eder.
Hatta kruvaziyer turizminde bile gemide sunulan her türlü hizmet limandan ucuza
geldiğinden adaya boşa insan külfeti taşınır. Bu turistik akıma yaşanan kriz
yüzünden cazip seçenekler sunamayan sektör maliyetine çalışır. Sürekli zamlarla
ayarlanan, maliyeti düşürme girişimleri turisti de ürkütür. Ve ortaklaşa yüklenilebilecek
bir model geliştirilemez. Zamanla turizm adası batar…
Döviz kurundaki artışlar yüzünden bu sezona sarkan negatif
etki giderilemez, diğer turizm ülkelerinin turistlere sunduğu imkânlara
yetişilemez ve fiyat aralığı eşitlenemez ise durum vahim. Görünen durum turizm
sektörü devam eden ekonomik kriz ve sonrası daha çok zorlanacak. Yarımadanın
turizm cenneti olma durumu özgün ve özverili girişimlerle güçlendirilmedikçe işler
istenen seviyeye ulaşmayacak. Oysa ekonomik krizi hafife alanlarda, turiste kur
farkı faydası sağlar beklentisi hakimdi. Ancak enflasyon üçlü rakamları vurunca turizmde
fırsat yakalama imkanları da tamamen yok oldu. Özellikle Avrupa'nın, adaya
turist aktarımı yüksek ülkeleri, çapraz kur kazanımlarından aşırı derecede
etkilendi. Cazibe bitti bu yıl başka ülkelere kaçtılar. Böylece dış turizmin sektörü
kurtaracağı düşü yere çakıldı. Yerli bizi kurtarmaz mantığından kendini bir
türlü kurtaramayan turizm sektörü, bayram seyran yerli turizme muhtaç kaldı…
Ekonominin izleyeceği rotayı 31 Mart yerel seçimler sonrasına
bırakan mevcut yönetim, enflasyonla mücadeleyi sağlamlaştıramayınca 2024
rezervasyonlarına erken başlayan Turizm sektörü, yoğun ilgi gördü. Fiyatların
döviz bazında yüzde on, on beş artacağını öngören sektör iki üç katı bir yükle
karşılaştı. Fiyatları doğru revize etmeyen sektörün elbette sürdürebilirliği
kalmaz. Bedeli mutlaka birileri öder. Başta turistler, sonra turizm adası.
Tatil ucuz olmaktan çıkınca ya tatil süresi kısaltacak ya da gidecek yer veya
bölge değiştirilecek. Şimdilik durum bu. Yılın ikinci yarısı ekonomik kriz
böyle seyrederse, enflasyon canavarı uysallaştırılamazsa en iyi olasılık turizm
adası bir yıl önceki turizm sezonunu yakalar.
Böylesine çalkantılı bir ekonomide, turizm finans zorluğu
yaşar. Kriz aşılamadıkça finansın maliyeti yükselir. Bu durum turizme direkt yansır.
Beklentilerin uzağına düşülür ve sezon zor geçer. Yıllardır aşırı turizm
tehlikesi yaşayan ada, bu yıl tatilcileriyle baş başa kalır. Kuru kalabalık dışında
fazla zorlanmaz. Ancak iyimser beklentiler azalır, adaya ekonomik krizin ve
erken genel seçimin gölgesi düşer, Ada turizmi zorlanır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.