2 TEMMUZ 93, DEVLET KAYBI, ADALET AYIBI…
Şu garip memlekette,
madımak kokan diyarda, 2 Temmuz 93’te göz göre göre insanlar
yakılarak, resmen insanlık suçu işlendi. Katliamı başlatan cürümde bulunanlar
ve iştirakçiler adaletten hatta ilahi adaletten hiç çekinmediler. 2 Temmuz 93, kör
karanlığın, kara cahilliğin, diz boyu bataklığın, insanlık dışı eğilimler
dizgesinin pis, kara dumanlı, arab resmi. Sağduyunun ateşe gömüldüğü bir gün. Katliama
dönüşmesi ne hikmetse durdurulamayan bir fundamentalist fantezi…
Milyarlık yeryüzünde cismani
yer kaplamaktan öte gidemeyen hainlerin bu gaddar kalkışmada aktif rol almasının,
pasif kalıp destekleyerek cana kast derecesinde suça iştirak etmesinin üzeri yıllarca
hep örtüldü. Bunlar belli zihniyetin şemsiyesi altına toplanarak, yakıcı
güneşten daima korundular. Dava yıllar yılı sürüncemede bırakıldı ve adaletsiz
yasalara göre zaman aşımından topu paçayı kurtardı...
Kesinlikle unutulmaz,
unutturulamaz çünkü planlı veya değil, apaçık cinnet derecesinde her haliyle
canilik barındıran bir olay 2 Temmuz 93. Hala Allah muhafazanın en canlı ve en kanlı
örneği. Kadife perdelerin tutuşturulmasından itibaren failleri belli, muhatabı
aleni bir katliam. Devlet kaybı, tecelli etmeyen adalet
ayıbı 2 Temmuz 93…
Bir insan topluluğunu düşünsel,
etniksel, mezhepsel, dinsel nedenlerle yok etme girişiminin bu jenosit hamlesinin
asla iddeti müddeti, müdafası müdanası olmaz. Sözde din adına, dine bağımlılık
namına din dışılığın tescilidir 2 Temmuz 93. Ayrıca masumane bir girişim olarak
başladı, provakasyona gelindi denilerek böylesine kitapsız, mezhepsiz, vahşice,
gaddarca yapılan kırım geçiştirilemez. Mozolesi müzesi yapılsa da yakıcı
kavurucu ateşi sönmez. Alevinin ve küllerinin savrulduğu üç yanı deniz memleket,
bu tavlı toprakların kararlı insanları, kör karanlığa karşı çıkar binlerce,
milyonlarca…
Sonrasında tumturaklı
cakayla işbaşına geçen tutucu tutum, ciğer paralayan yakınmaları, canları
yakılanların isyanını, insanları aşikare yakanları hep görmezden geldi. İşte o
yüzden 2 Temmuz 93 hala yanıyor. Madımak kokuyor eller, yollar, izler. Zihinler
kanıyor. İbret alınması ve cezalandırılması gereken vahşet, gökyüzü karanlığında
ibra edilmiş gibi. Ancak adımları maviye sürmek hala revaçta. Bir yan Deniz,
bir yan toprak, hala adalet yok. Tutkulu bir umursamazlık, edep dışı, adap dışı
bir aymazlık. Adalete zerre inanmayan on milyonlar bir tarafta, adalet için
çırpınan on milyonlar bir tarafta. Her tarafta kalp yangını, kamp yangını. Resmen
adaletsiz, adiletsiz bir düzene körlemesine çakılma sünepeliği…
Yıllar yılı nice
ocaklar söndü söndürüldü, akıllanılmadı hala, hala nice ocaklar sönüyor,
söndürülüyor. Muhalifler süründürülüyor. Onmaz acılar bırakan şirret kıvılcımlar,
yok sayılıyor. Açık şiddet içeren 2 Temmuz 93 unutturulmaya çalışılıyor. Her
devrin âdemleri, zevceleri, mahdumları ve kerimelerinde hep ayni terane, ayni düzeysizlik,
yüzeysel kirlilik. Kör karanlık vurmuş Temmuz’u baştan sona yakıyor. Toplanmışlar,
şartlanmışlar şurtlanmışlar ehliyetsizliği semirtiyorlar her insanlık dışı
davada. Sistematik biçimde kâinatın dengesini bozanlara hadsiz hesapsız
kurtarıcı jesti…
Çoktandır toptan cinsi
felaket ve tarifsiz yabancılaşma girdabında dibe çakılıyor memleket. Milletin melekeleri
yakılmış, yetileri tırpanlanmış, memleketi karanlık menzile tutsak eden
zihniyete tapınma türlü bahanelerle sürdürülüyor. Sözde Tanrıdan korkan ve
medet uman münafıklıkla usul erkân kaybedilmiş. yalan dolan usul usul
geçiştiriliyor düz yolda yalpalamalar, yangınlar…
Geçiştirilirse bir
daha, bir daha başa gelir beterin beteri olaylar. Zalim pik yapar. Emanete
hıyanete seyirci kalındıkça devlet, millet yine insanlıktan sınıfta kalır. Töre,
türe, tüze dip yapar. İşte insanlık onurunu kurtarmak adına kutlu yürüyüş, o
yürüyüştür. Küllerinden yeniden doğmak için. 2 Temmuz 93’ten bu yana gecikmiş,
geciktirilmiş adaletin tesisi için...
2 Temmuz 93 dünya
aleme öğretti, geciken adalet adalet değil zulümdür…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.