TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

3 Temmuz 2021 Cumartesi

3 TEMMUZ KUMPAS, YAŞA FENERBAHCHE...

 

3 TEMMUZ KUMPAS, YAŞA FENERBAHCHE...

 

Çeyrek yüzyıldır din-mezhep-cemiyet eksenli sürdürülen sağ siyaset, farklı kültürleri farklı sahalara sıkıştırdı. Böylece her cemiyetten kitleleri kontrol altına almak ve kontrolde tutmak da kolaylaşacaktı. Ancak kurumlar vardı yıkılamayan, Fenerbahçe Cumhuriyeti vardı. On yıl önce 3 Temmuz da, cumhuriyete çökmek için düğmeye basıldı. Futbol üzerinden ele geçirilmek istenen Fenerbahçe’ye acımasızca yüklenildi. Camiası, taraftarı, sempatizanı birleşti, Fenerbahche direndi. On yıl sonra da olsa tarihinin en büyük maçını kazandı…

 

Tam on yıl evvel 3 Temmuz'da, her sahada gerileyen, gericileştirilen memleketin haline ne işler başardık babında sinsice gülen, yılışık tavırla apaçık sevinen, şerefsizlikle şahlanıp şişinen asil şikeci ve okyanus ötesi güdümlü kırkayak savcılar, Fenerbahçe merkezli futbola el attılar. Önceden planlanmış oyunlar, sahte kayıtlar, organize tertipler, baştan sona kurgu ilişkiler ve alakasız ilişkilendirmelerle, kumpas olduğu ve kısa zamanda kramponseverlere paspas olacak şike soruşturmasını başlattılar.

 

Özellikle 2010-2011 sezonu şampiyon olan Fenerbahçe’nin bazı maçlarında şike yapıldığı ve teşvik primi verildiği iddiası ile başlatılan soruşturma kapsamında 3 Temmuz 2011 günü Fenerbahçe Başkanı evinden alındı. Sözde soruşturmaya genişlik süsü verilerek bazı kulüp yöneticileri ve futbolcular da gözaltına alındı. Bu fırıldak furyayla, Fener Başkanı'na yoğunlaştırılan operasyonla, önce büyük Fenerbahçe’nin kontrol altına alınması gerekiyordu. Sonra ülke futbolunun yeniden biçimlendirilmesi için çaresizleştirilmesi hedefleniyordu.

 

Dönem itibariyle adalet icra eden kurumların başına tünemiş akbabalar, şimdinin kaçak göçek, götgöbek savcıları sözde hukuk çerçevesinde, apaçık kumpas operasyonlarıyla yeni bir FB dizayn etmeye çalıştılar. Gizli oyunun farkına varamayan, direnemeyen kurumların tamamı dağıtılmıştı, kendilerinde toplanmıştı. Bunlar arzulanan nihai sinsi hedef doğrultusunda kullanılmaya hazır hale getirilmişti. Hedefte yıkılmaz kale Fenerbahçe vardı...

 

Sabık savcıların, abuk subuk iddiaları ve külhanbeyi havasında mafyavari racon kesmeleriyle kamuoyu ilgisi futbola endekslendi, ilgi şike operasyonuna çekildi. Lafta temiz eller borazancıları köşe bucak her yerde şike kumpasına iltifatlar yağdırdı. Yandaş peydahlama peşine düşüldü. Yakın markaja girenler iftiralara katıldılar. Toptan cemiyete amigoluk yaptılar. Çünkü kara zihniyetin en zorlandığı maçtı Fenerbahçe maçı. Kör karanlığa tur atlattıracak maçtı.

 

Oyun içinde oyun, maç içinde ne kadar pislik yapılsa da futbol kamuoyu ne kadar provoke edilse de Fenerbahçeliler takımına sahip çıktı. Bireysel çıkışlar, toplu yürüyüşler, kitlesel eylemler yaptı. Haksızlığa uğradıklarını dünya aleme ilan ettiler. Milletin gözü önünde en ince ayrıntılarıyla cereyan eden kumpas dava, ilk başlarda takımdaşlık boyutunda, bize ne manasına kabul görse de en eğitimsiz görülüp haksızlık edilen futbol taraftar kitleleri bu kirli oyuna gelmedi. Emanete hıyanet etmedi ve birleşti, tam saha baskıyı toptan reddetti. Gerçek futbolseverler Fenerbahçe’ye destek verdi. Böylece Fenerbahçe’nin kontrol altına alınması bir türlü becerilemedi.

 

Fenerbahche onca derde düşmana, art niyete ve cemiyete karşı bütünleşti. Oyunu orta sahada kabul etmedi, kalesine etten duvar ördü. Sarı kanarya kontratağa geçti, karakteri düşmedi, açık ofsayt kokan golü de yemedi. Maçı uzatmalara götürdü ama penaltılara da bırakmadı. En çalkantılı dönemde dahi on bir puan geriden gelerek yine şampiyon oldu. Şampiyonluk türlü dalaverelere ve sindirme operasyonlarına rağmen “kanırta kanırta” kazanıldı. Futbol dünyadır, futbol goldür, beklenen golü doksana çaktı.

 

Fenerbahçe fundamentalizme futbolla direndi, faşizme geçit vermedi. Aslında bu şike davası kumpasıyla memleket futbolunun dizaynından öte, taraftarların kışkırtılması ve milletin birbirine düşürülmesiydi asıl hedef. Böylece futbol üzerinden yaratılacak toplumsal kaos ile huzur bozan olaylarının ateşlenmesi, kulüplere ve yöneticilere güveni sarsacaktı. Ve güvenilirliği meçhul proje kulüplerin, futboldan anlamaz karanlık kişilerin yöneticiliğinin önü açılacaktı…

 

Ancak on yıl önce Fenerbahçe Cumhuriyeti’ne o kara günün yaşatılmasıyla hedef sapması yaşandı. Karanlık odaklara karşı güç birliği yapan Fenerbahçe, futbol üzerine oynanan büyük oyunu bozdu. Tezgâhı açık eden Fenerbahçe, her 3 Temmuz'da “ 3 Temmuz bir kumpastır, milyonlarca taraftarımızla yerle bir edilen...” açıklamalarıyla futbolda yapılmak istenenleri ve yaşanan süreci hep canlı tuttu. Yıllarca unutturmadı…

 

Unutturulmadı; “2011-12 sezonunda çok daha güçlü bir kadro kurma hedefinde, ekonomik olarak çok iyi durumdaydık! Tırnaklarımızla kazıyarak geldiğimiz, 5 branşta birden şampiyon olduğumuz, bir spor kulübünün olabileceği en güzel noktada, Fenerbahçemizi daha da güzel günler bekliyordu. 3 Temmuz 2011 sabah 06.00 sularında, ellerindeki sonsuz güç, polis, savcı, hakim, medya hepsi bir arada, arkalarındaki karanlık destekle kurguyu başlattılar...” Başlattılar da ne oldu. Hiç.

 

On yıl boşuna çile çekildi ama bu arada şikeci savcılar da pic oldular. Yoğurulduğu Atatürk sevgisiyle, sahip olduğu milli değerlerin gücüyle, milyonların gönülden bağlılığıyla dimdik duran Fenerbahçe’yi, şike kumpası yıkamadı, yok edemedi. Özgünlük sembolü sarı kanaryayı ‘kendilerine mahkûm etmek’ isteyenler başaramadı. Şurası şürekası yenildiler. Ve 3 Temmuz kumpası ilk, ilk kıvılcım Fener’in ışığı oldu. Hatta ön arka bahçe milyonların uyanışı, bir ülkenin ayağa kalkışı oldu! Nereden gelirse gelsin tüm hain kalkışmalara karşı koyma, reddetme gücü oldu Fenerbahçe.

 

Tam on yıl sonra baştan beri kumpas olduğu aleni dava düştü. Dünya âlem Fenerbahçe’nin başına indirilmek istenen balyoza karşı çıkmakta haklı olduğunu gördü ve anladı. Karanlık güçler maçı kaybetti. Fenerbahçe karşısında hezimete uğradı. Normal, adı büyük Fener, dünyada herkesi yener. Artık masumiyet tescillenmiş olsa da, memleketin esenliği için daha yüksek sesle ve inançla haykırılacak; ‘3 Temmuz bir kumpastır, milyonlarca taraftarımızla yerle bir edilen! Sonsuza dek Fenerbahçe..."

 

Yaşa Fenerbahche...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...