TRAKONİA ÇARPANI VE FANİ DÜNYA...
Trakonia, bilinen ismiyle 'çarpan balığı' bu balık 'Trachinus Dracu' familyasındandır. Özellikle dikenleri yüksek dozda drakotoksin zehri barındırır. Yani ampirik dünyaların en zehirli belalarındandır trakonia. Davetli davetsiz, her türlü çapraz yaklaşım ve çapsız yakınlaşmalarla en yakınından başlayarak zehirler ve çarpar. Resmen neye niyet kime kısmet ölüm meleğidir...
Çoğunlukla karanlık derinlikte, bazen puslu yüzeysel sığlıkta ama her vakit çamur çorak, paslı kumluk zemine kendini gömerek ve daima gözleri dışarıda yaşar. Normalde pek tehditkar görünmese de, acayip derecede tehlikelidir. Kıssadan hisse kıyı köşe kışkırtılmaya hazırdır. Kapıdan dışarı kışkırtıldığında ise gizlendiği kumdan, kilden, ininden çıkıp saldırır. Karşısına çıkana kafasındaki dikenleriyle vurmaya çalışır. Verdiği darbesel zarar başta hissedilemez ama zaman ilerledikçe sorun artar. Neredeyse anında ölmeye yatılır...
Tropik denizlerdeki kadar olmasa da üç tarafı deniz yarım adanın da en zehirli ve en tehlikeli kancıl balığıdır trakonia...
Tabiyatıyla trakonia çarpması çok ciddiye alınması gereken, apaçık ölümcül bir zehirlenmedir. Zehirlenmeyle zahir bölgede ciddi travma başlar. Tedavi biran evvel yapılmalıdır. Yoksa kısa temas zamanla çok acı verir. Kötü sonuçlar alınabilir. Ölümden beter hallere düşülebilir...
Trakonia, gözler faltaşı açılsa da, buğudan güneşten, gizlendiği yerde pek görülmez. Görülmeyince de sonsuz maviye yolculuk başlar.
Trakonia sulu yapışkan zeminde en zehirli güçtür. Trakonia ahbaplığı geri dönüşü çok zor göçtür. Resmen adam göçürtür. Gerçi doğanın ve denizin iç yüzünü bilmeyenlere trakonia, nerede trak orada bırak tarzında yalanda ısrarcılıktır. Aslı ise uzun uzadıya sahillere özgü bir balıktır. Kıyı şeridi kumluk olan tüm sulara ve geçiş bölgesi boğazlara egemendir. Kuzey kıyılarda coğrafi ve iklimsel nedenlerden dolayı nispeten azdır ve popülasyona açık tehlikesi yoktur. Ancak diğer denize açılan yönlerde ve ara yönlerde trakonia elektriklenmesi veya çarpmasına bulaşmamak için azami dikkat gerekir.
Trakonianın çevresel koşullara uyum sağlama kabiliyeti yüksektir bu yüzden sahil kesimlerde hızla çoğalır. Çarpan balık üremesine ilişkin bir doğa yanılması söz konusudur. Sırf bu yanılsama yüzünden görüldüğü an ivedilikle def edilmelidir. Bertaraf edilmelidir. Aksi halde bitaraf olmak da yetmez. Ölüm tırpanı acımasızca işler...
Tırpan işler çünkü trakonianın denizde, denizden çıktıktan sonra karada, hatta öldükten sonra bile, zehirli hali sürer. Sürüyle çarpar. Sinirleri felç eden yapısıyla tehdit unsuru olmasının nedeni, trakonianın bünyesinde, sırf kendisine ait olduğu düşünülen ve tanımlanamamış bir aminoasit grubu barındırmasıdır. Bu asitik madde, 'kapsüllerden dolaşıma giren diğer kimyasalların adeta çok daha etkili olması için girmiş olduğu bünyedeki sinir sistemini noradrenalin sayesinde bir anlamda bozar ve sinirsel iletileri neredeyse durdurur.' Sinirsel metobolizma bir kez aksayınca yeryüzünde ve su kürede nicel patlama yaşatan asilik bile kar etmez. Asil manada denizlerden karaya, yerküreden fezaya tabiat matlaşır, deri donuklaşır ve içten en dışa, alttan en üste acayip bir katılaşma başlar. Bu kemikleşme öyle bir noksanlık veya fazlalık yaşatır ki; çarpılma ve zehirlenme salt trakonia balığı ile izah edilemeyebilir. Çünkü yılışık yapışık akılla orta yerde dolananlar, sırtlarında binlerce trakonia su canlısı ve can kıyımı ile dolaşırlar. Trakonia işte bu dolaşım bozukluğu yaşayan ve burnunun ucunu dahi göremeyenleri ansızın avlar...
Trakonia çarpılması ilkin beyinde başlar. Ağır zehirlenmeye bağlı çarpıklık beyinden sonra kollara, bacaklara ve iç dış organlara bir çırpıda yayılıverir. Neticede aklın hangi sihirli mekana demirleyeceği belirsizleşir. Doğruyu söylemek gerekir ise bir noktadan itibaren ölüm illaki evladır...
Evvel ahir övgü veya sövgü paralelinde geleceğin ve sonsuzluğun zehirlenmesi resmen trakonia erbaplığıdır. Yarınların çalınması, millet lisanıyla 'çarpan balığı'nın dozu yüksek drakotoksin zehrinin durduk yerde en ücraya bulaşması ise ılımışık dünyaların karartılmasıdır.
Zaten tüm karartma gecelerinde insana özgü erdem hırpalanır. Tekrar tekrar yaşamaya kurgulanmış elde ne kaldıysa durakotoksinlenir. Haliyle normal gidişat duraksar. Son durak 'Trachinus Dracu'dur. Bilinen veya bilinmeyen trakania kıvamındaki ölüm meleğini durduramayanlar haliyle sudan çıkmış balık gibi mavi sonsuzluğa sığınır.
Trak tiraje, 'dünya fani, insan mortal fani'...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.