EKONOMİYE AÇIK AYAR
Para odaklı yaşam yıllar yılı sinsice piklendi, piyasalar salt taklit eksenli sürdürüldü ve yalpalayan ekonomi dibe vurduruldu. Zar zor idame ettirilen yaşam bir anda hepten dayanılmaz hale geldi. Ekonomi rayında, serbest piyasa denetimimizde yalanları açığa düştü. Periyodik döviz artışlarıyla dengeler allak bullak oldu. USA parası rekorlar kırarak günden güne değer kazandıkça Tahtakale’de dahi lira tahtalı köye uğurlandı. Ekonomiye bu hesapsız kitapsız açık ayar ne yazık ki geniş kitlelerce hala gereğince önemsenmiyor, facia görmezden ve bilinmezden geliniyor...
Şüphesiz, şüpheyi terk etmek adam olan adama yakışmaz. Bu aldatmacada gittikçe kötüleşen senaryolar bir bir gerçekleşecek ve neticede topyekun uğranılan zarar çok canlar yakacak gibi. Bu yüzden para odaklı emperyal dayatmada, paranın satın alma gücünün dakikalar içinde bile azaldığını söylememek ve gerekl önlemleri almamak ağır suç ve büyük günah. Açıkça ülke ekonomisine ihanet. Hatta paranın değerini düşürerek,
çöken ekonomiye hala açık ayar çekilmeya çalışılması ise en çekilmez durum. Açıkça sonun başlangıcı...
Adı simgesi ne olursa olsun bir paranın satın alma değeri “para biriminin satın alacağı mal, hizmet ve döviz niteliğiyle ölçülür”. Bu ölçüyle dünden bu güne, bugünde yarına belli tutara ayni değerler ve döviz edinilemiyorsa ekonomi tıkırında değil demektir. Çünkü paranın satın alma değeri en önemli ekonomik göstergedir. Eğer paranın satın alma değeri sürekli azalıyorsa, paraya yeni bir değer kazandırabilmek için ulusal para değeri yabancı para değerinden düşürülüyorsa yani devamlı kur ayarlamasına gidiliyorsa ve hala dış güçler masalı anlatılıyorsa, gelinen nokta yıllarca ülkeyi içten içe sömüren ve sömürttüren idari erkin sorumluluğu olarak görülmüyorsa iktisadi ve siyasi çöküş birlikte yaşanıyor demektir.
Ayrıca yıllar yılı duyarsızca güdümlenen gizli enflasyon ve devalüasyonun ekonomiye dip yaptıracağını saklayarak çöküşü kurmaca konjoktürel nedenlere bağlamaya kalkışmanın durumu kurtarmadığı artık açığa çıktı. Çünkü eğer para değeri devamlı düşüyorsa, fiyatlar yükseliyorsa ekonomi bilimine göre pekala pik yapan enflasyondan söz edilebilir. Zaten enflasyon varsa devalüasyon da vardır.
Bu yıkıcı atmosferde gizli enflasyon, gizli hiper enflasyon, gizli işsizlik, gizli savaş, gizli zenginleşme resmen güncellendi. Dış ekonomilere kapıların kapatıldığı ekonomik yeterlilik günleri resmen tarih oldu. Yenidünya düzensizliğinde küresel ekonomi masalından herkes nasibini aldı. Küresel kürecik düşüp yuvarlandı ve az gelişmişliğin, gelişmekte olmanın kucağında patladı. Egemen güçlerin, açıktan sömüreceği emperyalleşeceği yer altı yerüstü zenginlikler peşine düşmüşlerin de hevesi parladı.
Ekonomik veridir, devletin inanılmaz para ihtiyacından dolayı para değeri düşer. Kısa süreli para gereksinimi yüzünden para değerini düşürme yoluyla tüketimin kısılması yoluna gidilir. Günü kurtarmak için serbest piyasadaki döviz devlet eliyle çekilir veya piyasaya sürülür ve kurlar istenen seviyede dengede tutulmaya çalışılır. Bu kez olmadı. Bankalar devreye giremedi, krediler kesildi. Üstelik faizler de yükseltilmeyince ülke ekonomisinin nerede olduğu ve nereye konumlandığı açıkça görüldü.
Bu gidiş ve yöntemle fiyatlar artar, maaş ve ücretler düşer, üretim azalır, işsizlik devasa artar. İçinden çıkılması daha zor bir ekonomik kaosa sürüklenilir. Kemer sıkma filan da işi çözmez. Bedene göre kalp olmayacağına göre ülkeyi ve milleti akla gelmeyecek, dilin söylemekten azap duyacağı ciddi tehlikeler bekler. Enflasyonu torbaya doldurulan eşyalara endeksleyip az gösterenler, Liranın Usa parası karşısında gizliden gizliye devalüe edilmesine,
ayarsızca ivmelenen kurlar üzerinden, döviz ve altın üzerinden son vurgunlar yapılmasına göz yumanlar yüzünden kriz tırmandıkça tırmanır. Sonunda kriz halkın üzerine yıkılınca, Sen yanmasan ben yanmasam hesabı da işlemez. Kurtuluşun faturası da yine geniş halk yığınlarına kesilir.
Yıllar yılı olduğu gibi ekonomiye gizli veya açık ayar doğrultusunda yutulması zor acı reçeteler nasılsa yutulur, hep başkaları harcar hesabı millet öder hesabı bu kez tutmayacak gibi...