İĞNEYLE KUYU KAZMAK...
İnsanoğlu emek artı bilim ve teknolojiyle doğayı kökten değiştirilebilecek güce erişir. Bu sayede toplumsal zenginlikler üretilir. Ama tüm donanımlar ve donatılar siyasi ve ticari ellerde akıldışı atraksiyonlarla bir anda el değiştirir. Değişmeyen değişmezlik damgası...
***
Değişmez, her şey Tanrıdandır ama her kazanç ve kapital birikimi İnsan Emeğiyle sağlanır. Diğer yanda, Efendi bir kölenin efendisidir ama efendi de bir Efendinin kölesidir...
***
Kabaca kutsanan bu gibi her şeylere karşı protesto geliştiren devrimci bir süreç, toplumsal bilinç türüdür. Kaçınılmazdır...
***
Kaçak göçek de olsa kendi kaderini kendisi tayin edebilme hakkını kullandırmayan yasakçı irade, özgür toplumsal gelişmeyi durdurur. Düşünsel ve tarihsel gerileme güç odağı tekellerine bırakılır...
***
Temelden demokrasi tarihini biçimlendiren ilkelere, dayanakları ve kaynaklarına mütevazi bir perspektiften dahi bakamayanların, demokratlık sunma gayreti sahtedir. Sahtekarlık sadece büyük yıkımlara, yıpratıcı düşüşlere ve bir takım sert tartışmalara neden olur...
***
Tartışma geleneği dışlansa bile varılan sonuç bellidir. Şöyle özetlenir, çok geç kalındı ama artık denge kurulmalı. Sosyal, siyasal haklarda eşitliğe dayanan bir dünya kurulmalı. Kurgu ırk, din, dil, cinsiyet ve servet farkı gözetmeyen, antidemokratik yaklaşımlara karşı çıkan, demokratik özgürlükleri savunan bir model kurgusu olmalı. Denge acil şart...
***
Devletin tek bir ideolojiye mahkumiyeti, bağnaz ve muhafazakar idealizmi öne çıkarır. Devleti işleyen bu yoz tavır işgüzarlığı önce monarşiye, oligarşiye kaydırılabilir. Sonrasında teokrasiye, din devletine bağlayabilir. Nihayet tarihle sabit nasyonal sosyalizme ve faşizme geçit verilebilir. İlerisi gerisi, gerçisi gerçeği bu...
***
Bu yağma düzenine kanıp örgütlü sınıfsal mücadelenin uzağına konuşlanma, yoğun ve yaygın kuşatılmışlığa ortak eder geniş yığınları. Sonra sürekli bunalım, kallavi krizler ve siyasi kayırmalar. Katı kutuplaşma. Tek partili devlet mekanizması. Faşizm eksenli soyut devlet provası. Ve yağma yığma seferberliğinde ortaklık bozulması...
***
Ekmekler bozulunca, reform çizgisinden kopulur, klasik temsil anlayışı kalıplaşır, yönetenler evrensel normlardan uzaklaşır ve büyük sermayeyle uzlaşmacı tercihlere göre siyaset dizayn edilir. Oysa geçmişten geleceğe reform bağlantılı derslerden, ders çıkarma yeteneğidir çizgiden çıkmamak. Reform ile deform borsasında seviye tutturmak...
***
Tutkulu ama kısır ve pragmatik saçılımlarla asrın hedefinden sapıldığında saplanılan döngü, kuramsal derinlik içermez. İçte ve dışta ucuz kurgu ve estetik açıdan yetersiz somutlamalarla uyum, duyum ve uzlaşı çıkmazına düşülür. Hiç gereksiz ve tabansız ayrıştırmalarla zarzora bölünür küçük dünyalar. Artık her hamle kısır döngü, her atak hiç isabet, iğneyle kuyu kazmak karavanadır...
***
Manidardır kutlu manifesto, asır öncesinden kaçınılmaz batışı ilanla, mevcut teori ve pratiğin yenilenme ve güncellenme gereğini sunar. Nutkun önsözü gri gölgelere sığınmadan vurgu gücünü kaynağında görerek, düşünsel ve kurumsal hedefleri tanımlayıp anlamlandırır.
Sonsöz mana dünyasına manifesto, yeni asırda da asaletinden değer kaybetmemiş ve geçerlidir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.