DÜŞ YAKASINDAN...
Düşle gerçeği kızıştıran alımor bir gece
ansızın sarsıntılar sarktı kentlerin üzerine.
Sıkı sıkıya örtüldü demir kapılar
ama sanrılar diyarına açıldı enkazlar.
Ürperdi yaşanmaza serpilen harap mekanlar.
En öteye nihai noktaya kutsal yolculuk
tınısı tanısı tümüyle düş yakasından...
Maddesel evren paralelinde
hazineyi tam bulacakken
mola.
Bilinçdışı öğretiler gizeminde
oluş hazzıyla kayboluş.
Dünya gerçekliğe geçiş barınağında aciz.
Sistematik ritüeller eşiğinde
bilimcil manzumeler eşlikçi
haznede dolma mermi imgeleri.
Aklı zorlayan yaşam koşulları
rastlantısal değişmeler
veya mutlak değişmezlikler çözüldü sonsuz evren girdabı.
İnsanlığın zulasında okunmaz bir mektup...
Başlangıç sonuç teması kapkara ekran
resmen ölümü terbiye eden tavır.
Kentlerin üzerine yıkılan yıldızlar
bilgiç gözlerde yakılan hayaller
gerisingeri neler saklıysa zihinde
sonsuzluğun sonu Tanrılar diyarı.
Kutlu emanet inci taneli yazı
hal hatır sorgusuyla bilgeliğe varış.
Sonsuzu keşif incelikli mesaj
sınırları genişleten imaları çözen imaj.
Akranlara doğru okunamayan mektup...
Ne kadar hayıflanılsa boş
düşle gerçeğin örtüştüğü ılımışık gece
kapkara çöreklendi kentlerin üzerine
temsili varoluş soluksuz
Tanrı katında akıl boyutunda
kafayı kurcalayan çok boyutlu yaşam.
Dünyadan aceleyle koptu koparıldı canlar.
Bir saliselik ruhsal pratik
düşle gerçek arası mucizevi alamet.
Desteklenecek bir işaret varsa eğer
salt bedensel ve zihinsel bir seyahat.
Öze dönüş tılsımı yavan
saklı zaman diliminde akıl sallanması...
Belleği kuşatan şimdinin yarına aktarımı.
Hepsi o kadar.
Keşke mektup okunabilseydi
ah bir doğru okunabilseydi.
Gözükaralık akılla didiştikçe
bir başka pusula gelir elbette
pusa pusuya aldırmadan...
Sonsuzluğa çağrı kör karanlığın kalkması.
Derdo ola ki düşle gerçeğin bölüştüğü
ılımışık bir geceden sonra
korkmadan göçer gider son yolcular.
Hiç düşünmeden düş yakasına...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.