SAVAŞ VE YARIŞ/İLLAKİ BARIŞ
Çekimli fiillerle çeşitli filolojiyle anlatmak
furyaya kapılıp fitillenen tarzı temsil savaşları.
Savaş ve yarışta bir kerteye kadar diyerek
anlatmak fikri sabit fillerle
fırkası zabit tazılarla kapışmayı.
İllede barış illaki barış istemiyle
ileride fazlasıyla hayıflanılacak illet savaşları.
Afili develer faili keneler diyarındakini
kızgın çöllerde kan donduranını
akışkan kum fırtınalarında kul bırakmayanını
hiç uğruna kızıl kana kara katrana
bulanmışlarını.
Ak flamasında yalandan barış yazanları
değil ama
barışa ter dökmeyen savaşta kan döker
yazgısını.
Yazmak var şimdi iki kelimeyle cihana
değeri
evaluasyon tümden geliş tüme varış
İllaki Barış…
Önü arkası sağı solu bir kere daha
yanıldık demekle olmaz
yıkım yan gelip yatmakla abartılmaz ölmekle
kalınmaz.
Şehitlik hangi mertebeyse artık her fani
şaşkın
tüm savaşlara iskele alabanda yanaşmak gelmez
şandan
belki asker doğmakla makbul mahirlik
sönmüş şamdan.
Birebir yanmakla eş değer değil akan eksik
zaman.
Savaşın esası barış lavlarında
kavrulmaktır inan
ileri derecede sarsılmaz iman
İllaki Sulh…
Ben hep savaşa hayır pankartı önündeyim
barış hemen şimdi dövizi daima elimde.
Yaban illerde ellerde yeşillenmiş zeytin
dalı
uçuşuyor yaman beyaz güvercinler.
Kırık kanatlı ayvanlarda on yıllardır ayni
veciz
bulutlu gök mavi gözlerde aynı hışımlı
bakış
dimağlar yanıyor necesine illaki barış
dercesine
Necessarily Peace…
Son yıllarda tersine çevrildi barış
madalyonu
hangi yapboz rüyadalığın yozyobaz çıkarsaması
bu
tapınılan manasız manidar taş baskı
çıkartmalar
çığırtkan savaş resimleri.
Candan istenseydi olurdu belki de
gerçekten ulaşılırdı
hiç başlamayan haritacıl harp ve ebediyen
sulh formuna.
Savaşa fikslenmiş forsa piksel cinsinden
cila
Forcément la Paix…
Mavi sırlı tabakadan çekseydim uçsuz
cigarayı
gümüş kaplama çakmağımla yaksaydım sarı
tütünü.
Çaksaydım barışa her dilden selam
tüttürseydim barış çubuğunu doyasıya kelam
gerekmez.
Canlar cananlar ucuna ucuna eklenip değmeseydi
başım arşa
ekilmeseydim toprağa ölümsüz ölümsüz.
Ya ölüm ya istiklal savaşının özü elbette
unutulmaz
Unbedingt Frieden…
Barış uçsuz bucaksız bir mavi duman
alımlı çalımlı çekildikçe narası pek yaman.
Savaş değil de varoluş kavgası hala haklı
dava
değişimi zor hemen şimdisi yok
yıllardır değişmez bir hava.
Savaş bitti haydin eve monoloğuyla bitmez açık
yara
gelir ardı sıra beyaz kefenliler
enfiye tadında buğulu ölümler.
Çekti çeker şehadeti burcu burçlardan
bizim biraderler nefes nefes yürürler sonsuzluğa
veya çıkarlar melül melül ve malül
yolculuğa.
Yürekleri yanmış bakışları kanlı yaşlı
analar
barış diye diye çağırır patlar ciğerler.
Siri kiri gri duman ardında önde savaşa doymaz
oburlar
Obyazatel'no Mir…
Acılar uzar uzar ve katmerlenir
çürümüş tütün genizlere kanlı kanlı dolar.
Uslarda uzlaşılamayan barış bin kanatlıdır
savaş rüzgârlarıyla savrulan tek katlı
makber.
Bin bir bahane eklemlidir savaş uzayıp
gider
atıyorum savaşa hayır sloganlarını her
dilden birader.
Barış evet hemen şimdi yıldızlı yumruk tek
yürek
yetkin yetişkin ellerde tek delikli zarlar
büyük keder.
Karşı yakada tek sıra dizili savaş
bezirganlığı
muharebe krallığı muhatara dükalığı
savaş prensliği yarış emirliği kader.
Emir demiri kesmez asla bundan böyle
biline
kime yazıksa artık savaş kaçkınlarına
fazladan yaz
necesine bol kepçe azık falezde naz başka
faz
Necesariamente Paz…
Ben ölene dek savaşa hayır pankartı dibindeyim
piki delen barış gönüllüsü piri zerreyim.
İnandım gerçekten barış gelir diye ki mutlaka
gelecektir
İbn harris savaşsaydın barışına ya kaçmasaydın.
Bencileyin dar ağacına çekilirdin belki ölürdün
ama
ama biterdi beyhude savaşlar tam kurtulurdun.
Ya şimdi aldın sattın ettin gittin büyük
aldatmaca
aklın kum saati hayatın bienal aslın geçici
bin durak
Alsalam Bialdarura…
Enfiye buharını çekti biraderler melül
melül
kefeni kanlı şüheda veya malul gazi
heybede zaaf haybeye savaşseverlik
birilerine tedbirli kıta büyük hata barışzedelik.
Savaşzadeler yedi düvel ata toprağına
ihanete piston
topu keyif panayırında para muhafazalı
piyon.
Peki neden bu fıtratik yanmalar fıkralık yakınmalar
maral bakışlar kanlı pazar akşamında
batar.
Savaş batıdan uzak Asyaya bir an her an
hepherkesi bağlar
Bìrán Hépíng…
Çürümüş gezegen çökmüş devran
Sinsi ezberler beyinde sırıtkan bin
kanatlı satan.
Atıyorum barışa üç mermilik sevdamı
selamlıyorum savaş tanrısını korkmadan.
Çekiyorum tetiği Zeus ve Hera’nın önünde
ar namus yoluna Ares’i tam alnından
akışkan kızıllık sivrisinek ısırığı kadar.
Ben ölürken bile savaşa hayır pankartı
önündeyim
kutlu davam barış barış sonsuza kadar.
Önümde dimdik vurulan biraderler siper
ellerimde kınalı elleri ruhları bedenime
çelik miğfer
azar azar ve azapla kapanıyor kırklara kapılar.
Masmavi çakmak gözler bu gidişle açık
gider
yerle bir olduk savaş ve yarış bir yere
kadar.
Yurtta sulh cihanda sulh
Peace at home Peace in the world
Paix à la maison Paix dans le monde
Yurtta barış dünyada barış.
Frieden zu Hause, Frieden in der Welt…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.