ADA'DA SONBAHAR, KIŞ...
Ada'da kaçıncı sonbahar geçti, şimdi kış. Adalı hesabıyla, sonsuza gömülecek negatif bir hava. Havanda dövülen eski davalar yeniden açılacak ve ertelenemeyecek büyük dönüşüm başlayacak. Önce bahar, sonra yaz gelecek. Yine de yazı durgun, kara kış ilk duruşma sonrası gerilimli geçecek. Gel kendini kendi haline bırak günleri ama nafile. Can sıkıcı akşamlar pek yakında. Kesinkes Ada ile özdeşleştirilemeyecek, anılarla vuruşma vadesi geldi sanki. Anılar diyarında son durak, el heykelli Ada, o kadar. Bu arada hesap hayli külfetli hesap ama ödeyemeyeceklere bırakılmış. Sıradışı operasyonlarla seans seans ses kısan pragmatik yolculukta ayaz. Oysa teori ile pratik birlikte güzel. Güze yakın aklı karıştıracak eylemsel görev Mart kışı. Tek ölçüt deneyimsel, hariçten gazel dengesi görsel. Gömüt için en ölçülü mevsim sonbahar. Ancak insan ölümlü, gömgök deniz, Ada’da kara kış…
Tarihi yanılgılar pratisyen kontrolünde, kaygılar dünya markası piyanist eşliğinde. Peşpeşe seçimlerde hala duygusallık. Yarın, ahde sahip çıkılacak son gün, son yemek, son gömü aslında. Gömütler, aklın süzgecinden elenmişler için. Elde kalan kontrolden çıkış, göbbasan partener yanlışları. Buzlu camlara yansıyan, bir baba ile evladının gölgesi. Gölgeleri kuşatan Ada, ılıman soğuk, gonca gül kokulu. Utanç kış akşamlarını tütsüleyen denize prangalı. Elinin körü çöreklenmiş, saf altın kaplamalarına. Ambalaj kağıdına sarılı hayatlara. Nutku tutuk projeler, tertibin terkisinde. Veda nöbetinde pig pigmeler. Sel gibi su gibi birlikte yaratılanların anısına, arsız ve zamansız profil değişikliği.
Pazarlanan prost yaratıyı çözümlemeye yetti zaman. Yazıldı elin kiri başlıklı makaleler, pragmatik paragraf girişleri...
Ada sahilinde koşulsuz cömertlik, koşullu bencillik, korkusuz sahicilik. Son satırda hiç beklenmedik kopuş. Sonu getiren ikisi bir arada yalancılık. Tatsız buharlı fincanlar kırık. Gizli belgelere düşen apaçilik, karanlık gölgelerde hiçlik. Birinde arsızlık birinde densizlik. Diğerinde malum hazırlık. Olanlara olacaklara mavi hızmalı gökyüzü şahit. Kapılar kilitli, kapı kolları çaresiz. Kamaralarda kapışılan yalnızlık hissi. Hizaya çekilen zorbihal katlanılan katmerli karışıklık. Çetrefilleşmeyi çözmeye Ada günleri yetmez.
Güzelim Ada ihtiyatlı bir kent. Kentin semalarında, mevsim normallerinde kışın çelik kılıncı. Harcı purcunu karşılamaz harlanmayla punduna geliş, pusuda harcanış. Karşıtlık, karma akılla tam kararsızlık. Hayatın özünü irkilten kasıntı haller, uçan pembe balonlar. Akıl duvarında dünyalar kadar içi boş konuşma balonu. Doldurmak zor. Kafaya takılan kırmızı balık sendromu. El heykelli Ada da sonbahar, kent kış gezegeni.
Etkisi oldum olası dayanılmaz, obsesif kompülsif ortaklığı. Orta yerde abuk subuk seçimler sonrası, pik dip bezeli tarifsiz transfer. Ada’ya olağandışı düşkünlük belki bu yüzden. Yüzleri ağartan bir kucaklanış. Kabulleniş. Kafalarda Ata’ya özgü puslu insan hikayeleri. Ata usulünce, yaslı masalları doğrulama gayesi. Bir görelim pir görelim dercesine, sıfırın altı derecelerde içsel yangın...
Vira aheste çekilen küreklerin şavkı, nahoş bir esintiyle şişen yelkenler ve eksi bakiyeyi denkleyen bir şarkı, el heykelli Ada. Adanış parke taş zeminde kafa karışıklığı. Pencere önü atışmalar ve film tabakalı camların kırılmasıyla tuz buz kırlar. Kırklara ayıp, ayıpların en ayıbı. Bir kenara bırakılması güç kayıplar. Bırak gitsin akşamlarında süs bulutlarıyla kaplı azap çeken azure. Dört bir yanda kapılar, pencereler tahta kapaklı. Kapana sıkışmış komutlar kışkırtıyor kazan dibi hayatı. Hayatın geri kalanı sonbahar, akıl bırakılmadık kafayla kış Adası kadar kasvetli. Kasvetli şehrin köprüleri efsunlu, bırak yakasını gitsin pozunda. Kara taş kıldırımlar ıslak ıslak, peşinde anılar. Ağır bombalanmış yıllar...
Ada öğretisi belki de gelişen bir takım şeylerin, bireysel veya takım oyunu halinde yaşanması. Bırak gitsin, giden görür anasının örekesini nasihatı. Pir aşkına Bir aşkına, vakitsizce iliklere işleyen illüzyon. İlleri alaşağı düşüren, altın yolun yolcusu olmak hesabı. Böceğe dönüşenleri uyarmak hesabı.
Adada sonbahar geçti, bu kaçıncı kış? Hesap kendiliğinden şaştı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.