TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

12 Ocak 2024 Cuma

SÜRECE SEYİRCİLİK

 



SÜRECE SEYİRCİLİK

 

Süreç yerel seçim süreci, yazı süreç yazılarından. Tarihe düşülen Sürece Seyircilik kaydı…

 

Kaybedilen seçim sonrası toplanan kurultayla tarihe kaydı düşülen yeni parti içi iktidar, yaklaşan yerel seçim sürecini yönlendirme, yönetme sınavında. Yeniler de eskilerin yolunda sanki. Önseçime gerek duymadan, kendince yeterli gördüklerini adaylaştırarak, geçmişte sınandık ve bildik yöntemlerle, geleceğe dönük emek ve cesaret ortaya koyuyor. Ancak yapıla gelen tüm toplanmalarla ve toplantı sonrası açıklanan adaylarla süreç, gerçekçi katılımı gerçekleştirebilir mi işte mesele bu. Kılı kırk yardık denilen koşullu veya koşulsuz adaylaşmalarla netleşen tablo, propaganda sürecinden başlayarak kırık dökük bir seçim sonucunu güncellerse ne olacak. Olacağı belli, süreç sonrasına ertelenen eleştirel bakış, seçimin üstesinden gelemeyenleri hesap vermeye davet edecek. Yani tarihle sabit olağanüstü kurultaylar süreci…

 

Süreç belirleyicileri, süreci kapalı kapılar ardında sürdürüp aday, adaylaşma ve liste hazırlığı yaparsa, parti meclisini salt onama merciine dönüştürürse, tercihler ve tercihleri yönlendirme noktasında zaaf başlar. Hele seçim kayıpları, ilerleyen süreçte durağanlığı aşamamak olarak kesinleşir. Dün bir bugün iki sıcağı yeni hissedilen yerel seçim süreci, masalsı kürsü anlatımlarının ötesinde bir gerçeklik taşıdığında, genel geçer doğrular ışığında ve temel ilkeler doğrultusunda net tavır ortaya koyulduğunda istenen hedefe ulaşır. İşte o zaman iç kavgaların biteceği yapıcı ve yapıştırıcı bir dönem başlar. Aksine yerel seçim süreci doğru işlemez ve işletilemez ise parti içi iktidar hemen seçim sonrası tartışmaya açılır. Geçmiş dönemler itibariyle bir türlü gerçekleşemeyen, gerçekleştirilemeyen uyum ve başarı, bilindik bir sürecin işlevselleşmesini, işlevselleştirilmesini sağlar. Belki yıkıcı durağanlık ciddi değerlendirmeler yapmayı bir süre geciktirir. Böyle olsa da kazanan ve kaybeden paralelinde sürecin iyi veya kötü yönetilemediği noktasında ‘aykırılığın kaygısal duruşu’ keskinleşir. Bu arada sürece seyirci kalmalar da sürece eklenince malum yazgı netleşir.

 

O yüzden süreçten dışlananlar, malum tavrı bırakarak, tüm seçim aktivitelerine katılarak, partili kimliklerini ortaya koyma cesareti göstererek, siyasi arenanın genel geçer kurallarına uyup safsatalara boyun eğmemelidir. Çünkü kimliksiz duruş yerel süreci, devamında genel süresi kendiliğinden bozar. Sürece nasıl bir ağırlık koyulacağını, koyulması gerektiğini bilemeyiş ileride kestirilmesi güç başka problemleri de günceller. Bu muhtemel adaylaştırma ve ağır aksak biçimleniş kim ne derse desin, neyi savunur ise savunsun yanlışta ısrarcılıktır. Bu alışkanlık geniş halk yığınlarının sürece katılımını da engeller. Yığınlara yeterince ulaşılamayınca, tartışmaların odağına halkı rahatsız eden değerler, değer kaymaları oturtulunca süreç tersine çevrilir. Partizanlık tersi düzüne çevirmektir.

 

Aksi halde gündeme düşen derin yıkılış, toplanma, bütünleşme ve başarma isteğini yer bitirir. Süreç tam bitme tükenme noktasına evrilecek iken içinde yepyeni dersler ve yepyeni başlangıçlar barındıran bir süreç daha açılır. Ve hemen yönetme ve yönetilme derdi olmayan, sadeliği hırsla karıştıran, en üstten en alta sıralanmış süreç belirleyicileri her zamanki gibi işe koyulur. Ancak rasyonel yönetsel yapıya kavuşma gereğini ve realist kademeleştirmeyi yine beceremezler. Süreç yine kademe kademe hademeleşmeye kaydırılır.

 

Suni süreç bu lafta işbilirlik düzeyinde kalınca her şey gelenekselleşmiş yanlışları tekrardan doğrulama, doğrulatma düzleminde piramitleşir. Süreç, kazanmaya duyulan ihtiyaçla, eleştiri savmaya, günü kurtarmaya ve yetki göçermeye yönelik savruk eylemselliğe savrulur. Sıradan ve alışılagelmiş tartışmaların odağında ve çözümlerin uzağında kemikleşen süreç kafaları karıştırır. Gelmiş geçmiş süreçleri beğenmeyenler, sindirme ve korkutma uğraşısındakilerle ileriki süreçler uğruna yel değirmenleriyle çarpışır. Yönlendirme veya yönetme yeterliliği kaybedildikçe erki ellerine geçirenler, yanlışta ısrarcılar, mevcudu savunanlar ve yeni deneyimler için yanıp tutuşanlar çemberin dışına çıkmadan didişirler. Her şeyi baştan kabul etmişlik, direnmemişlik, malum süreci sırların ortaya döküldüğü fırtınaya çevirir.

 

Yerel seçim sürecinin bu tutarsız ve arsız şekillenişe yol vermemesi için yolu açanların ve yolu açılanların sınavı çetin. Şimdi el pençe duranlar, yarın duruma el koyma girişiminin öncüleri olurlar. Zaten geneli göz ardı ettiklerinden dolayı yerel süreçte özel düşler görüyorlar. Zaten bir haller oluyor memleketin ekonomisine. Bir haller olmuş ekonomistine, siyasetçisine. Dahası demokrasisine. Hatta demokratlarına, teknokratlarına. Bir haller ki süreç, siyaseten düş mevsimi. Düşler gerçek olsa ala, eğer olmazsa süreç anında, tavında ve tamamında birilerine faturayı keser…

 

Şimdi tüm bunların olabileceğini bilerek, üslubunca ne denir belli. Belli başlı bazı adaylaştırmalara nasıl diretilir, kafadan atamalara neyle direnilir belli. Belli ama zamanı değil. Başa gelenler hep afaki durum görmekten. Yerelden genele çekilen büyük fotoğrafa uluslararası büyük sermayenin, egemen güçlerin oyunu denmez de ne denir. Yok, öyle denmez, böyle yapılmaz veya asla ve kata denilmeyecek neyin kafası, kimin dayatması o da belli. Mevcut durumun yorumu basit aslında. Beterin beteri bir açmaz, sivil faşizme karşı koyamaz, yeter diyemez bir yerel seçim süreci daha. Geneli hemen yerel peşine erkenden hazırda. Sürece seyirciler ise haddinden fazla.

 

Yazgı Sürece Seyircilik yazısında olduğu gibi karışık, çelişik tarih her yazgıyı açık seçik kaydeder. Tabii ki anlayana…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...