SÜRECE SEYİRCİLİK
Süreç yerel
seçim süreci, yazı süreç yazılarından. Tarihe düşülen Sürece Seyircilik kaydı…
Kaybedilen
seçim sonrası toplanan kurultayla tarihe kaydı düşülen yeni parti içi iktidar, yaklaşan
yerel seçim sürecini yönlendirme, yönetme sınavında. Yeniler de eskilerin
yolunda sanki. Önseçime gerek duymadan, kendince yeterli gördüklerini
adaylaştırarak, geçmişte sınandık ve bildik yöntemlerle, geleceğe dönük emek ve
cesaret ortaya koyuyor. Ancak yapıla gelen tüm toplanmalarla ve toplantı
sonrası açıklanan adaylarla süreç, gerçekçi katılımı gerçekleştirebilir mi işte
mesele bu. Kılı kırk yardık denilen koşullu veya koşulsuz adaylaşmalarla
netleşen tablo, propaganda sürecinden başlayarak kırık dökük bir seçim sonucunu
güncellerse ne olacak. Olacağı belli, süreç sonrasına ertelenen eleştirel bakış,
seçimin üstesinden gelemeyenleri hesap vermeye davet edecek. Yani tarihle sabit
olağanüstü kurultaylar süreci…
Süreç
belirleyicileri, süreci kapalı kapılar ardında sürdürüp aday, adaylaşma ve
liste hazırlığı yaparsa, parti meclisini salt onama merciine dönüştürürse,
tercihler ve tercihleri yönlendirme noktasında zaaf başlar. Hele seçim kayıpları,
ilerleyen süreçte durağanlığı aşamamak olarak kesinleşir. Dün bir bugün iki sıcağı
yeni hissedilen yerel seçim süreci, masalsı kürsü anlatımlarının ötesinde bir
gerçeklik taşıdığında, genel geçer doğrular ışığında ve temel ilkeler doğrultusunda
net tavır ortaya koyulduğunda istenen hedefe ulaşır. İşte o zaman iç kavgaların
biteceği yapıcı ve yapıştırıcı bir dönem başlar. Aksine yerel seçim süreci doğru
işlemez ve işletilemez ise parti içi iktidar hemen seçim sonrası tartışmaya
açılır. Geçmiş dönemler itibariyle bir türlü gerçekleşemeyen,
gerçekleştirilemeyen uyum ve başarı, bilindik bir sürecin işlevselleşmesini,
işlevselleştirilmesini sağlar. Belki yıkıcı durağanlık ciddi değerlendirmeler
yapmayı bir süre geciktirir. Böyle olsa da kazanan ve kaybeden paralelinde
sürecin iyi veya kötü yönetilemediği noktasında ‘aykırılığın kaygısal duruşu’ keskinleşir.
Bu arada sürece seyirci kalmalar da sürece eklenince malum yazgı netleşir.
O yüzden süreçten
dışlananlar, malum tavrı bırakarak, tüm seçim aktivitelerine katılarak, partili
kimliklerini ortaya koyma cesareti göstererek, siyasi arenanın genel geçer
kurallarına uyup safsatalara boyun eğmemelidir. Çünkü kimliksiz duruş yerel süreci,
devamında genel süresi kendiliğinden bozar. Sürece nasıl bir ağırlık koyulacağını,
koyulması gerektiğini bilemeyiş ileride kestirilmesi güç başka problemleri de
günceller. Bu muhtemel adaylaştırma ve ağır aksak biçimleniş kim ne derse
desin, neyi savunur ise savunsun yanlışta ısrarcılıktır. Bu alışkanlık geniş
halk yığınlarının sürece katılımını da engeller. Yığınlara yeterince
ulaşılamayınca, tartışmaların odağına halkı rahatsız eden değerler, değer
kaymaları oturtulunca süreç tersine çevrilir. Partizanlık tersi düzüne
çevirmektir.
Aksi halde
gündeme düşen derin yıkılış, toplanma, bütünleşme ve başarma isteğini yer
bitirir. Süreç tam bitme tükenme noktasına evrilecek iken içinde yepyeni
dersler ve yepyeni başlangıçlar barındıran bir süreç daha açılır. Ve hemen yönetme
ve yönetilme derdi olmayan, sadeliği hırsla karıştıran, en üstten en alta
sıralanmış süreç belirleyicileri her zamanki gibi işe koyulur. Ancak rasyonel
yönetsel yapıya kavuşma gereğini ve realist kademeleştirmeyi yine beceremezler.
Süreç yine kademe kademe hademeleşmeye kaydırılır.
Suni süreç
bu lafta işbilirlik düzeyinde kalınca her şey gelenekselleşmiş yanlışları
tekrardan doğrulama, doğrulatma düzleminde piramitleşir. Süreç, kazanmaya
duyulan ihtiyaçla, eleştiri savmaya, günü kurtarmaya ve yetki göçermeye yönelik
savruk eylemselliğe savrulur. Sıradan ve alışılagelmiş tartışmaların odağında
ve çözümlerin uzağında kemikleşen süreç kafaları karıştırır. Gelmiş geçmiş süreçleri
beğenmeyenler, sindirme ve korkutma uğraşısındakilerle ileriki süreçler uğruna yel
değirmenleriyle çarpışır. Yönlendirme veya yönetme yeterliliği kaybedildikçe erki
ellerine geçirenler, yanlışta ısrarcılar, mevcudu savunanlar ve yeni deneyimler için yanıp
tutuşanlar çemberin dışına çıkmadan didişirler. Her şeyi baştan kabul etmişlik,
direnmemişlik, malum süreci sırların ortaya döküldüğü fırtınaya çevirir.
Yerel seçim
sürecinin bu tutarsız ve arsız şekillenişe yol vermemesi için yolu açanların ve
yolu açılanların sınavı çetin. Şimdi el pençe duranlar, yarın duruma el koyma
girişiminin öncüleri olurlar. Zaten geneli göz ardı ettiklerinden dolayı yerel
süreçte özel düşler görüyorlar. Zaten bir haller oluyor memleketin ekonomisine.
Bir haller olmuş ekonomistine, siyasetçisine. Dahası demokrasisine. Hatta demokratlarına,
teknokratlarına. Bir haller ki süreç, siyaseten düş mevsimi. Düşler gerçek olsa
ala, eğer olmazsa süreç anında, tavında ve tamamında birilerine faturayı keser…
Şimdi tüm bunların
olabileceğini bilerek, üslubunca ne denir belli. Belli başlı bazı adaylaştırmalara
nasıl diretilir, kafadan atamalara neyle direnilir belli. Belli ama zamanı
değil. Başa gelenler hep afaki durum görmekten. Yerelden genele çekilen büyük
fotoğrafa uluslararası büyük sermayenin, egemen güçlerin oyunu denmez de ne
denir. Yok, öyle denmez, böyle yapılmaz veya asla ve kata denilmeyecek neyin
kafası, kimin dayatması o da belli. Mevcut durumun yorumu basit aslında.
Beterin beteri bir açmaz, sivil faşizme karşı koyamaz, yeter diyemez bir yerel
seçim süreci daha. Geneli hemen yerel peşine erkenden hazırda. Sürece seyirciler
ise haddinden fazla.
Yazgı Sürece
Seyircilik yazısında olduğu gibi karışık, çelişik tarih her yazgıyı açık seçik kaydeder.
Tabii ki anlayana…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.