KURT POSTUNDA
ÇAKALLAR
Bu gece son vereceğim yalnızlığıma
on yıllardır her şey
aynı
hala kurt vakti hala
kurt kapanı.
Can dostum her
yol bir yere kadar
dosta uzak düşe düşman
başına kurt postunda çakallar…
Yedi tepesi de
düzlenmiş ‘Ey kavgamın şehri’
Uzaklarda ‘El
heykelli Ada’da seni düşündüm bu gece
beton yalnızlıkta
senle ben yine baş başa.
Hata üstüne hata
yaraları derinleştirir
Yıllar yılı beynimi
kemiriyor azgınlaşmış faşizm
beyim paşam gücünüz
yetmez devrim aşkı sonsuza.
Hala da öyle içim
deniz beynim amansız
zayıflamışım
kavrulmuşum tutuşmuşum sana ne.
Kurt postlu
çakalların iğdiş ettiği gecelere inat
kurtlar sofrası
davetlerine bağdaş kurmuşum kime ne.
Soyka soytarı
geceler şahsıma ısmarlama
bu gece gülerken
ağlar mıyım çıkar mıyım yarına bilmem
bildiğim tek şey devrim
sarhoşluğu yakışır yalnızlığıma…
Bu gece son
vereceğim yalnızlığıma
kendi halim kendi
kararım sarıldım mavzerime.
Bunca vakitsiz
özlenir mi ölüm tepeden tırnağa
özlenirmiş baktım
ki vakit dolmuş
kurt postunda
çakalları bağıra çağıra kendi çukuruna.
Yılışık ulumalarla
sürüklendik kavga diyarına
belleğimde hep o haklı
savunma
devrimci kimliğim
üst üste özgür düşlere.
Kurt inlemesi inleten
dinleti nasılsa nasıl
kara kaplı
kitabın arka kapağına yazılı sonsuz aşk.
Bir gün açılacak çifte
kapan
gene aşk
istenirse okunacak ilk sayfasından başlanarak.
Esne nesne
kapışması derin uykuya dalana dek
İt dağlaması it
dalaşı dertli aşıklara resmî tatil.
Bu gece son
vereceğim yalnızlığıma
Tatil bitti sadece
kendime ait bir gün daha.
Yangaboz yangında
taş bile eridi
epidermis depremlerle
taş bile değişti
yamru yumru taş kafa
heybeti kurt kapanında beberuhi.
Nasıl da hayatta
kalmışlar ve hala nasıl ayaktalar
afallatmak var ya
topunu şahsa özel kafa atışıyla
beş yıllık
erteleme infazım yanar.
Her kafadan bir çatlak
ses kurt sesine karıştı
aynı saçakta
titreşen kurt postunda çakallar barıştı.
Kim yaygın yayvan
inanca boyun eğer ki canım
façası bozulmuş
günler tutsağıyım yıllardır.
Bu gece son
vereceğim bitmeyen kavgalara
Kurt baklası yakama
yapıştı yüreğim yandı
yanağıma kondurulan
ıslak öpücük pahalıya mal oldu.
Ateşim alevim devim
darılma ama yalazım seni de aştı
‘Ey kavgalarımın
şehri’ alışamadım sanki buralara
Devrimci yolda ne
kavgalar bir garip kavgacıyım
keskin acılar
yıpratamaz artık küllenen anılarımı.
Kavgalı bir kitap
var kurt postunda çakallar bile okumadı
yıllar yılı
Kavgam’ı övenlerle kavgalaştım durdum.
Derdo durum aynı
merkezde
‘Kavgamızın şehri’nde
kurtlar kurt postunda çakallar.
topuna inat bu
gece son vereceğim bitmeyen kavgalara
saltanata inat bu
gece son vereceğim ‘yüzyıllık yalnızlığıma’…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.