BİZE LGS-YKS, ELE PROTOKOL...
Başlangıçta söz vardı, bu gün sözün bittiği yer. Sonun başlangıcı. El yazması direnmek ise zorun zoru. Büyük İnsanlık ailesinin asıl çekirdeği bize, asil millet evlatlarına LGS-YKS sarmalı, elealeme ise sınavsız protokol ile bedava lise, üniversite hatta master, doktora. Malum husus mahkumiyet, müebbetin defi tekerlemesi, 1-2-3 Tıp. Nasılsa sustukça da sıra gelir ama az buçuk gecikmeli..
Büyük İnsanlık ailesini oluşturan aileler, anne ve babalar ömür boyu çocuklarına verilecek, verdirebilecekleri iyi bir eğitim konusunda çalışıp didinirler. En dipten pike böyledir durum, parçalanma. Her şey bir yana hayatta en hassas konu, en hassas olunan nokta çocukların eğitimidir. Evlatların hangi tür eğitimle donatılacağıdır. Hangi eğitim ağının en doğru seçim olduğudur. Ebeveynler için aslolan, eğitimi seçimde öncelik hakkını kullanma gayretidir. Bu gayret yarı yarıya yaşam demektir.
Çünkü eğitim, insan kişiliğini tümden ve tam geliştiren, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyı güçlendiren bir süreçtir. Doğru insan olmaya yönelik kazanımlar sadece iyi eğitimledir. Uluslar, ırklar ve dinsel gruplar arasındaki anlayışın, hoşgörü ve dostluğun pekişmesi, barışın tesisi ve korunması da iyi bir eğitim-öğretim-öğtenim sayesindedir. Ayrıca eğitim ve öğretim ve de yüksek öğrenim kutlu yolda, mutlu yaşam yolculuğunda ve özel yaşamda tüm etkinlikleri geliştiren süreçtir. Doğru dürüst bir rol model olmayı üstlenmelidir. Hayatın sorumluluğunu üstlenmeye ilk adımdır..
Büyük İnsanlık Ailesi, evrensel boyutta, ilkesel manada 'herkes eğitim hakkına sahiptir' çerçevesinde hakkı var kılınmıştır. Ayrıca ilk ve temel öğretim zorunlu ve parasız olma şartına bağlanmıştır. Teknik ve mesleksel eğitiminin de herkese açık olması gerektiği önerilmiştir. Yükseköğrenim için ise özellikle yeteneğe göre ve herkese eşit olarak sağlanması gerçeğine vurgu yapılmıştır.
İşte o yüzden Büyük İnsanlık Ailesi eğitim, öğretim, öğrenim hakkı ve ödevlerini kanun kapsamında tespitler ve yasal düzenlemelere giderek kurumsallaştırır. Yeryüzündeki tüm anayasalarda var olan hüküm, 'kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz...' hükmüdür. Zaten Evrensel Bildirgenin 26. ve Anayasa'nın 42. maddeleri bu konudaki temel esasları bir bir belirler. Bu belirleme aşamasında ve sonrasında da işin içine bizzat devlet girer...
Başlıca görevidir, Devlet eğitimi, öğretimi ve öğrenimi erişilebilir, eşit ve adaletli sunmak zorundadır. Hatta 'maddi imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin öğrenimlerini sürdürebilmeleri için burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar' bağlamında karşılıksız yapmalıdır. Çünkü bu şart anayasal düzenlemedir, asla ve kata karşı çıkılamaz hükümdür...
Peki yeryüzünün çehresini bozan hükümetlerin çoğunluğu bu konuda ne yapar, hiç. Onların işine gelir eğitimsizlik. İşgüzar görünüp tüm maddesel gerçekliklere aldırmadan, meselelere kerhen dokunurlar, düzeltici cılız hamlelerle yetinirler. Anne ve babaları ve de çocuklarını yalnızlaştıran, komple sınava tabi tutan eşyanın tabiatına aykırı uygulamaları ise sıra sıra güdülerler. Her yeni eğitim aşamasına geçiş ve yerleştirme sınavları koyarak, sınav içerikleriyle oynayarak, hatta zor sualleri çoğaltarak, çoğunluk kesim ebeveynler ve çocuklarını eşitsiz yarışlarda diskalifiye sürecine giderler. Yine de naçar milyonlarca çocuk ve genç, yarının kurtarıcıları peşpeşe yapılan sınavlara çok çok öncesinden hazırlanıp, gelecekleri için yıllarca ter döküp, dirsek çürüterek birkaç sınavı aşıp Büyük İnsanlık ailesinin, etkin ve yetkin bireyi olma mücadelesini verirler.
Çünkü bir sonraki aşama yani topluma karışma, kültürel yaşama özgürce katılma, bilimsel gelişmeye katkı ve tüm bunların yanısıra yaşam içinde gizlenmiş temel haklardan yararlanma ve çarpık ekonomik düzenden pay alma ve paylaşma hakkını en iyi kullanabilme çağdaş eğitimle gerçekleşir.
Eğitimsizlik ise ezilip, sömürülme ve herşeyin yaratıcısı olan bilim, yazın ve sanatı reddetme girişimlerini geliştirir. Doğal ve geleneksel yaşamı boğmaya odaklar. Emanete hıyaneti günceller. Sonuç itibatiyle ortak maddi ve manevi çıkarlar asla korunamaz...
Yıllar yılı akıl ötesi, cin fikirli yöntemlerle Büyük İnsanlık ailesinin üyesi bir Milleti yok sayan, milletin maddi manevi değerlerini, gelmiş geçmiş kazanımlarını yok eden bir zihniyet elbette en başta eğitim-öğretim-öğrenim mekanizması ile oynar. Milli ve yerli bırakmaz, eğitim eğitimsizlik dayatır, liseler orta mektep, üniversiteler yüksek lise seviyesine indirgenir. Eğitim sistemi, sistemsizleştirilir elbette bedavaya bedevileştirir. Kızgın çölde vaha yaratacak sınavsız ve berhava yollara ise katar katar kervan düzülür. Hem de Evrensel Bildirge ve Anayasa hükümleri hiçe sayılarak...
Saygı sınırlarını aşmadan başkaca sayıp dökmeye ne hacet, Büyük İnsanlık ailesinin üyesi, merkezi ve çekirdeği aileler çocuklarına paralı sınavları başarması için hatırı sayılır servet harcarken ne yazık ki hep harcanan olur. Birileri neyin hatırınadır bilinmez son sözü söyler arada derede söz verilir...
Sözün bittiği yer işte orası. Orasından burasından çekiştirerek, çelişkilerle dolu vahim vakayı haklı çıkarmaya hiç gerek yok. Alenen ortada her şey. Ayıp ta günahta açık.
Bize, kanter içindeki bizim çocuklara LGS- YKS kantarı. Ele aleme kantarın topuzunu kaçıran sınavsız protokollerle lise, üniversite, yüksek lisans, doktora. Kör sağır ağırlaması...
Sonun başlangıcına son söz ise aman ha, 1-2-3 Tıp...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.