HAYATI ÖĞRENMEK VE OKUMAK
Hayatın birincil şartı kıyasıya öğrenmektir. Hayatı
öğrenmek; doğuştan ölüme, ömür süresince her gün yeni bir şey öğrenmekle olur. Öğrendikçe
hayat renklenir ve güzelleşir. Öğrenmenin temel ögesi ise okumaktır. Yani yol ve
yöntem öğreten en doğru enstrüman kitaplardır. Yetişmenin, gelişmenin ana
kaynağıdır kitaplar. Onlardan esinlenmedir, kör karanlıklardan çıkmanın işaret
fişeği. Zaman yoğun şekilde akarken, zamana okumayı ve öğrenmeyi katmaktır
insan olmanın asıl meselesi…
Hayat yolunda yoğrulurken, doğru yorum ve yeniliklerin
tamamı özgür düşüncenin eseridir. Özgür düşünce, bilmek ve bildiği ile yetinilmedikçe
kazanılır. Her şeyi bilirim diye bir olgu yoktur hayatta. Yani ustalaşmanın, uzmanlaşmanın
sonu yoktur. İşte bunca yoklukta, güvenilir sezgi ve güçlü yeti kazandırır okumak.
Okumak hayatı öğrenmeyi de kolaylaştırır. Yani ne kadar çok şey bilinirse,
bilgi ölçüsünde ilerlenir. Aksi durum gerilemeyi ve gericiliği dayatır…
Hayatı öğreneyim derken hayatın içinde boğulmaktansa,
önce kitaplara boğulmak, hayatı okuma bilinci edinmek, en doğru yatırımdır. Çünkü
hayatın acı gerçekleriyle baş edebilme donanımı sağlamadan hayata atılmak,
çoğunlukla hüsran getirir. O yüzden mevcut birikimlerden sürekli, hiç
büyüklenmeden yararlanmak gerekir. Meseleleri çözüme kavuşturmak anca öyle
kolaylaşır…
Kolay geçmeyeceği açık ve net kısa ömrü, bilgi peşinde
koşarak doldurmak gerekir, hangi yaşta olunursa olsun öğrenmeyi öğrenciliği terk
etmemek gerekir. Bunun artısı getirisi hiç değilse vitrin mankeni olmaktan
kurtulmaktır. Konu mankeni olmadan üstlenilen işleri ve emanet edilen değerleri
hakkı ile korumak ve tuttuğu işi başarmaktır. Elektronik makinaların ve
sahiplerinin egemen olduğu dünyaya yeni hayatlar adına korkusuzca direnmektir. Asalak
ve sömürgen dünyaya kim ne derse desin yüreklice karşı koymaktır. Maddi
çıkarcılığın ve ahlaki yozlaşmanın esiri olmuşlara haddini bildirmektir…
Dünyaya bomboş bir zihinle adım atılır. Adımlar
hızlandıkça dünya değişir, zihin dolar, ömür akıl ve irade sezgisi çerçevesinde
devam ettirilir. Hedefler ve değerler doğrultusunda hayat şekillenir. Hayat
denen bu kısa yolculukta beyindeki 5 milyar hücre, bilgiye ve öğrenmeye açtır,
devamlı doyurmak gerekir. Dünya hayatının girdaplarına asla kapılmamak, hayatı
öğrenmek, hayatı doğru dürüst okumak için kitapların dostluğuna güvenmek gerekir.
Elbette her şey bilinemez, bazen deneme-yanılma yoluyla da öğrenilir ama
imkansızı alt etmenin yolu okumaktır. Oku hedefe vardıran kitaplardan vaz
geçmemektir mesele. Yoksa basit ve sıradan olmak çok kolaydır, hatta her şeyi
bilirim ve de yaşarım savurganlığıyla bir anda hayatlar değişir. Uzun yılların emek
harcanmış tortusu, bir anda kurtlar sofrasına yem olur. Yani arsız saldırganlığın sonu, yok olup
gitmek, kızıl alevlerde eriyip bitmektir. Bilakis boşa geçen bir hayattır bir
adım sonrası da...
Hayatın birincil gayesi, her kararlı adımda kazanılan bilinçle,
sonsuza dek kutlu davaya hizmet ve deniz mavisine uzanıldığında, sonsuzluğa
tutunmaktır. Yaşamları ölümsüzleştiren, yakıcı tutkuyla mevcut enerjiyi yerinde
ve zamanında kullanma yeteneğidir. Hayatı doğru okuyanı yıkılmaz kılan da bazen
uygun zamanı hiç beklemeden hiçliğe pik yaptıranları, en dibe postalamaktır. Bu
uğurda öze cesaret katan, sözde değil özde davranış ve geleceği öngörme,
karşılaşılacakları kestirebilme farklılığını bir kez olsun sınamaktır. Çünkü öğrenmenin
yaşı başı yoktur…
Öğrenmek önceden sonsuza kabuğun kırılmasıdır,
pusulası okumaktır, parolası kitaplardır. Kitaplardan gökyüzünün maviliğini
öğrenmektir, maviyi kuşatan Güneş ışığını içmektir yangın. Sönmeyen yangını
kutsamaktır. Yıllar yılı sürecek krizleri aşmanın yolu, yolunda gitmeyişi ve belirsizliği
giderecek en etkili çözüm, hayatı yeniden okumaktır. Sil baştan hayat kurmak veya
hayatın içinde çareler aramak ve doğruyu bulmaktır. Hayatın sırrı, öyle laf üretmek
ve rüyaya yatmakla çözülemez. Hayatın içine öğrenme tutkusunu beleyip, kitapları
sırdaş eyleyip eyleme tutuşmaktır kesin çözüm. Yok oluşa her gün bir adım daha yaklaşıldığı
düşünülerek var olmaktır amaç. Çünkü hayattan tek kare, hayatın tüm gayesini Gazze
kuyusuna gömer…
Kara toprağa gömülmeden az evvel dahi olsa hayatın
ölümcül gailesi mutlaka, öğrenmekle, öğrenmek için okumakla, kitapları sevmekle
aşılır. Hayatın birincil şartı oku’dan itibaren neredeyse tümüne ihanet
edenlere ise şimdilik bekleyin-görün makalesi yazılır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.