POPÜLASYON, KAPİTÜLASYON, ORYANTASYON...
Popülasyonu hiçe sayan parselasyon ve ileri aşaması plantasyon, sıkı oryantasyona tabi tutulmuşlarca güncellenir. Gizli gündem ise parsayı toplamaktır. Bu toptancı zihniyet işbirlikçi gerçek ve tüzel kimlikler eliyle şekillenir. Bu zihnidarlar ortamı evirir çevirir, bir an önce kapitülasyonlara kapıları aralar...
Arada kalanlar ise bu devirde kapitülasyon mu olurmuş deyip geçerler. Tarih, yakın tarih ve bugünler acı gerçeği anımsatsa da nafile. Asla ayrıcalıklı zatlara ve zümrelere hatta kıytırık devletlere tanınan sosyal ve ekonomik kapitülasyonlara bakılmaz. Sonuç vahşi kapitalist vahşetidir...
Usulen ah vah edilir ama özellikle geniş araziler üzerindeki cazibeli oynamalara, parçalı parselasyona uğratılan bölgelere, neredeyse plantasyona dönüşen kutlu coğrafyaya dönük mirasyedi savurganlığına gözler yumulur. Diğer yandan lafta kalan iyimserlik çerçevesinde el değiştiren yeryüzü yeraltı kaynaklarına ucuz işgücü tedariki planlanır. Plantasyona destek sağlayacaklar hazır ve nazır edilir. Kapitüle olmanın şartları bir bir yerine getirilir ve ecnebileşme sınırdan içeri sızar...
Kapitülasyonlar önce ticari parselasyonda kendini hissettirir. İktisadi açıdan egemen sermaye giderek ağırlık kazanır. Dış destek güdümlü ters etkileşim ve etkili oryantasyon ulusal egemenliği yıpratır. Yerli ve milli prosedürde imtiyaz çılgınlığı oluşur. Kanla kazanılmış itibar toptan zedelenir.
Böylece parselasyon ve plantasyon çıkarcılarına, emperyal köleci mantıkla hareket eden egemen güçlere ziyadesiyle fırsat doğar. Sahte sığınmacılara bile acayip haklar tanınır. Kapsamlı kapitülasyonlar, muaflık temelinde yıkım programını azdırır. Bu insanlık ötesi parselasyonlar ve kapitülasyonlar vatana millete reva görülen, öylece öngörülen kurgu plantasyon içindir. O yüzden yerli ve milli perişanken, karanlık planlar dahilinde sırf ecnebi rahatlığı düşünülür. Bu sömürücü tayfanın tümü adli, idari hak ve ayrıcalıklarla donatılır. Bu kan donduran imtiyaz cennetinde, pentagonvari projeksiyon gözleri kör eder...
Can pahasına çizilen sınırlar içinde sınırsız güçlenme, kadim coğrafyayı kuşatma, kutsal değerleri zayıflatma, kapitalist hakimiyet, açıkça mevcudu parçalama taktiğidir...
Bu sinsi taktik gereği bereketli coğrafyanın kentleri, bölgeleri, alanları, arazileri plantasyon seviyesinde kuşatma altında. Kuşatılanlar kapital tanrısına tapınma, kapitülasyona adanma, bariz otomasyon, hızlı adaptasyon çerçevesinde sinsice paylaşılıyor, paylaştırılıyor...
Propatria aşkına protesto...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.