TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

18 Nisan 2022 Pazartesi

SİN, ŞİN, SAD, DAD...

 SİN, ŞİN, SAD, DAD...


Ne yazık ki dinsel değerler ve değerlendirmelerin dışında kalması gerekenlerin inatla irdelendiği, bilimsel olmayan hiç gereksiz ve de çok garip ne varsa üstelenerek, üstün körü konuşulduğu mübarek şehri yar yarılandı. Bir yanda ekonomik kriz sarmalı ve sıralı zamlar şoku diğer yanda şehri ramazan, şehirlere yağan ramad. Harfiyen sin, şin, sad, dad...


Şeddeli dinler çağından kalma esaretle, kılıçların gölgesinde dinlere yakınlaşma, mızrak ucu atıflarla resmen akıldan uzaklaşma provası. Mesnetsiz yakıştırmalarla, akla zarar bulgu ve değerlendirmelerle doğal din rotasının zihinlerden silinme mesaisi... 


Meshepsiz mesaiyle dinsel ve düşünsel kodlardan hoyratça sıyrılıp, halinde yolunda akan suya hile hurda karıştırma durumuna karışma. Dahası dinsel yaşamın gelenekselleşmiş sürecini açıkça tehdit. İnanç silsilesinin doğal varlığını sürdürme ortamını açıkça yok etme girişimleri. İnan, din iman, oranınını düşürmek pahasına tapınılan dünya mübareklerine hizmette kusur edilmeyen günceler biriktirme işi. Harfi harfine sin, şin, sad, dad...


Bir ramazan boyu, iliklere dek işleyen iklim belirsizliğinde bilimsel verilerin ve çarşı pazar denilenlerin aksine dinsel semptom sempatizanlığı. Bu yüzden ardı sıra yağdırılan etiket artırımlarının etkisini hissetmeyiş. Dini geleneklere sıkı sıkı tutunarak ve genetik genleşmeyle dine bağlanarak acı  geleceği eritme işini ertelemek. Günlerin getireceği pozisyonu, tarzı, düzeyi belirsiz, gözü kapalı meçhule sürüklenişi kutsama. Hafızalara yerleşmiş ilkel ama saf inançtan uzaklaşma. Muhtemelen bütün dünya dinleri hep bu şekilde ihtişamından uzaklaştırılmış gerçeğini göz ardı etme. Bilerek veya bilmeyerek Tanrıyı din kültüründe bilge, bilici ve belirleyici en etkin güç olmaktan çıkaran çıkmaza sürüklenme. İşte budur kült içerikleri ve hiç alakasız kanıtları din kapsamına almanın sonu...


Ayrıca vasıflı dini vazgeçilen din olma yoluna çeken kültürel sızmalar, dine kaynamış kaynağı zayıf ritüeller, erken dönem dindışı temaslar ve vasıf fırsatçılığı da içgüdüsel tutsaklığı kolonileştiren etkenler. İşte bu kolonist klonlanma, yaptım ettim dedim olur, yolum yoldur derdim yoktur eşleştirmeleriyle devleşen eşsiz deneycilerin deneği olmayı kolaylaştırır. Sistematik satanik antlaşmalar reddedilmedikçe de varlık nedeni ortadan kalkar. Ortama tarihsel, dinsel ve bilimsel açıdan asla ikna edilemez, salt batışı işaret eden üst akıl hakim olur. Harf harfe eklenir, sin, şin, sad, dad...


İşte her ramazan aklı vuran din tsunamisi, zihinleri bulandıran kelebek etkisiyle arena din pandomimcilerine bırakılır. Kıssadan hisse, ramazan ganimeti bir güzel paylaşılır. Şehri ramazanı ekonomik kriz vurmuş, şehirlere ramad gibi zam yağarmış hiç umursanmaz...  


Cemi cümlesine harf harf sin, şin, sad, dad...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...