TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

23 Mart 2023 Perşembe

MEVCUDUN TÜRKİYE’Yİ YÖNETEMEMESİ…

 MEVCUDUN TÜRKİYE’Yİ YÖNETEMEMESİ…


Tarihte çığır açan devrimlerle ‘Ulus Devlet’ olunur. Devlet, güçlü bir lider öncülüğünde kurulur. Yani her Ulus Devletin özünde bir kurucu millet ve kurucu mitos söz konusudur... 


Kurulan devlet demokratikleşmeye ve  modernleşmeye koşut halk bütünleşmesinden beslenir. Veya devrimci bir kurtuluş mücadelesidir ana kaynak. Eğer on yıllarca övünülen kurucu mitos olmaz ise hele tam bağımsızlığın tesisi için uğraşan bir ulusal kahraman bulunmaz ise zaten demokratik devlet olunamaz. Ayrıyeten devlet olmak bir yana ulus olmaya bile bazen ortak coğrafya, kültür birliği, dil ve din birliği de yetmez. 


Ulus devlet olmak, dünya tarihine damga vurmuş kalıcı devrimlerle olur. Ulus devlet ancak kurucu mitosun sağlam karakteriyle karakterlenir. Alametifarikası ise uygarlaşmadır, medeniyettir. Hedef muasır medeniyet seviyesidir... 


İşte böylesi ulus devletleri diktatöryaya veya dikta rejimlerine yaslamak veya öyle böyle diktacı hevesle diş göstermek küresel dünyanın bin bir türlü oyunlarından biridir. 


Bu yerli işbirlikçi, milli destekli oyunlar devlete millete büyük haksızlıktır. Topu sistematik kaoslarla, siyasal düzen dizaynına atılan kanlı çengeldir... 


Çengel atılır çünkü zokayı yutan ulus devletler, büyük sermaye ve yerli işbirlikçilerce anca bu sayede sömürülebilir. Yine de arzulanan oranda sömürülemezler çünkü ulus devlet aşırı sömürüye engeldir. O nedenle bir şekilde mutlaka yıkılmaları arzulanır. 


Yekpare yıkım içten dışa planlanır. Dıştan içeri dayatılır. Ve biri allanır pullanır lider yapılır. Kurgusal lider yaratılır. Yaratıyla birlikte ulus devlet demokratik bir düzen öngörmüyor diye alt edilir. Yerine kurgulanan sistemin daha klasik despotizm dayatacağı da saklanır.. 


Yani büyük sermaye el birliğiyle yıkılan ulus devletlerin yerine politik teorisi olmayan, dünyada yeri yurdu kalmamışlara küresel dayatı devletçikler oluşturur. Kurdurur. Özel yetiştirilmiş lider vasfında, sırf rezervasyona tabi ve ancak eline tutuşturulan reçeteleri uygulayan bir önderlik anlayışını hayata geçirecek iktidarlara kapılar aralanır. Kendi döneminde çığır açan devrimleri gerçekleştiren demokratik modeller işte bu karşı devrimlerle yıkılır. 


Zaten karşı devrimci lider ve avanisinin yaşam öyküleri irdelendiğinde, kolayca işin iç yüzünün farkına varılır. Atılan ilmekler asla birbirini tutmaz ama tutkuyla tapılan sökük dökük, toplanma kampı piyasacılığıdır. Başa geçişler sözde ilahi ama bu dünyalık gizli bir elin dokunmasıdır. Bayat başbuğluk ve temel reisliktir. Bu yetersiz beslenme millet üzerinde kısa süreli tutar. Tutarsız var oluşlar ve yok oluşlar da resmen Ulus devlet kavramına ihanettir. Tüm yapılan edilenlerin bedeli ise öncelikle bu dünyada ödenen, cezası bilinen gerçektir. 


Dünya ölçeğinde ulus devletlere yapılanlar başta zamanı denk düşürüp kurucu milletine ve kurucu önderine kadar dil uzatmadır. Bir adım sonrası ise uzunu kısası Ulus Devletin içten içten kendi kendini yer bitirir hale getirilmesidir. İçindekiler, içindekileri kusarak çok uluslu ve uluslararası sermayeli kumpaslara zemin hazırlamaktır. Zaten büyük sermaye eninde sonunda gelip her şeyi toptan yutacaktır.


Oysa ulus devletler kendini kuranları ve temel kuralları, kuruluş aşamasında canlarını feda edenleri hiç unutmamalıdır.  İlelebet var olabilmek için unutmak tercihi yoktur seçeneklerde. Ulus devlete inananlar ve idarecilerinin beyninde hep var olmalıdırlar. Çünkü var oluşun yegâne nedeni onlar ve temeli de millettir.


Hak, hakikat ve gelecek kaygısı ile devrimleri ve devrimcileri anmak ve de anlamak denilenin aksine asla bir kutsama değildir. Kutsama ötesi hayata geçirilen değerleri, kutlu ve mutlu izleyicilikle devrimci bir role bürünmedir. Batmayı önleyemeyen ve bölünmeyi özleyen rol modele ise direniştir...


Ancak gün gelir tüm bu teorik yapılanma ve pratiksel karakter sert ideolojik ayrımlar öne sürülerek bozulur. Farklı farklı sudan sebep olayların şekli şemali ile oynanarak iğreti iddiaya malzeme yapılır. Kurucu ayarlar bozulur. Kurulu sistem dünyada hiç örneği bulamayanlarla kıyaslanır ve yerden yere vurulur. Ağdalı bir taraftarlık yaratılarak sömürgecilik batağına saplanılır. Antik söylemlerle yeni öncüller ve yerel ayrılıklar planlanır. 


Büyük sermayenin programladığı, istenen ve beklenen sonuç işte budur. Temel içgüdü, ezici itirazlarla hiç karşılaşmadan ulus devletlerin diz çöktürülmesidir. 


Aslı astarına aldırılmayınca da devlet içten içe çöker. O yüzden tarihte çığır kapatacak bir sona doğru sürüklenen memleket erken veya baskın seçimlerle asla kurtulamaz. Çünkü beklenenin aksine Ulus devlet inancını pekiştirecek bir tabela da gerçekleşebilir. Millet ve memleket, başına örülecek çorabın ve gelmez denilen geleceklerin farkındalığıyla keskin tavır alabilir. 


Yani gerekçelerini herkes kendine göre ve tartışılabilir biçimde ortaya koyabilir. Burada tek tartışılmaz gerçeklik iktidarın, artık Türkiye’yi mevcudun yönetmemesi gerekir bağlamında düşünen çoğunluğa geçebileceğidir. Yani ulus devletin devamına kararlılığın tesciliyle. 


Çünkü çığır açanların çağı kolay kolay kapanmaz. Kapatılamaz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...