BAYRAMIN İLK GÜNÜNDE BAYRAMI UNUTMAK...
Seçime sayılı günler kala deprem bölgesinde, evlerde, çadırlarda, mezarlıkta, türbede, camiide bayram mesaisi. Ama ilkgün bayram buluşması kör cehalet ve azgın faşizm yüzünden yoruma kapalı eylemlere sahne oldu. Muhalefetin seçimi kazanmaya yakın 'Cumhurbaşkanı adayı'na sözlü ve fiili saldırılarda bulunuldu. İki bayram arası baharı kıskananlar resmen saldırma cesareti gösterdi. Kefenli dava kırıkları iktidarın suçlarını örtme maksatlı hain girişimleri sanki planlıymışçasına sıraladı. Vicdanlarda yeni yaralar açıldı ne yazık ki. Bu kara vicdanlılara 'yuh yetmez' ama bayramın ilk gününde bayram unutuldu alimallah...
Gerçi saldırılara muhatap olan hakkını helal etti ama sınır seviye tanımaz bu operasyonculara 'yazıklar olsun size' denilmezse daha çok yürekler sızlar. Lafta fatiha okumayı bilenler toplumsal barışı böyle gözetiyorsa, bilenle bilmeyen bir olmaz açıkça görüldü. Çünkü bu çirkin saldırılar asla affedilesi değil, olamaz...
Bayram seyran demeden ulusal barışı zedeleyen bu güruh, seçime kadar başka stratejik alanlarda kaos ve anarşi zemini hazırlayabilir. Hem suçlu hem güçlü şebeke daima mağdur hazımsızlığıyla, darp harp çılgınlığına ve toptancı saldırılara savrulabilir. Oysa bayramı zehir eden açıkça alçaklık ve korkaklık yansıtan bu terörist eylemler organize suçtur. Asla adi bir girişim değildir. Adli vakadır, düpedüz insanlığa ve insani değerlere darbedir. Vahşi şiddet elinin ve dilinin sokağa, deprem bölgesine, evlere, çadırlara, mezarlıklara, türbelere, camiilere girmesi durumudur. Gerici ve çağdışı bir anlayışın terbiyesizce tezahürüdür. Hala onyılların iktidarını değil muhalefeti sorumlu tutan ahmaklığın neticesidir. Bu çirkin girişimleri gerçekleştiren yozlar, bayram tanımaz yobazlar tarihe kara bir leke sürmüştür. Böyle biline...
Bu saldırıları gerçekleştiren insanlığın yüz karası mahluklar, her sıkışık dönemde veryansın ederek kendilerinde bu hakkı görürler. Bazen adres şaşırmalar sanki sinsi üst akıl ürünü gibi. Dış mihrakların beslemesi bu akıl fukaralarının 'din iman mezhep' edebiyatına sığınarak, bayramın kutsi değerlerini hiçe sayması tam fütursuzluk. Herşey kendi tekellerindeymiş zannıyla şuursuzlaşmak ise belli şurubun vandallaştırmasıdır. Bu prokatif tacirlik birlik ve beraberliğe dönük açık tehdittir. Böyle algılanmadıkça iş büyür, durum çığırından çıkar, seçim başka yerlere gider...
Asrın seçimine doğru artık şahsi bekalar milli bekanın önüne geçmiştir. Nafakaları kesileceğinden korkan ve kışkırtılmaya hazır bu yabanları fişekleyenler, milletin geleceğini karartmayı göze almış filan feşmekanlardır. Sanki bu ve benzer soysuz denemeler millete gözdağı ve muhalefete ilişkin algı operasyonudur. Bayram seyran demeden bu oyuna kim gelirse, kim dahilse, bilerek kim göz yumduysa, sırt sıvazladıysa sadece nefret tohumunu yeşertir...
Bu işin foyası eninde sonunda ortaya çıkar o yüzden kesinlikle bir grup meczubun sabotesi denilemez. Suç öyle hafifletilemez. İvedilikle faillerin, azmettiricilerin peşine düşülmelidir. Eskaza bile olsa düşülmez. Oysa devletin o gücü vardır. Mesele kınamakla geçiştirilemez...
Seçime giderken deprem bölgesinde, evlerde, çadırlarda, mezarlıkta, türbede, camiide bayram mesaisini gizli emir almışçasına sabote etmek hangi azgınlaşma tecellisidir belli aslında. Haklar helal edilse bile resmen hak ihlali yapanların topuna yuh 'yuh yetmez' ama bayramın ilk gününde bayramı unutmak yakışmaz insan olana...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.