YETİŞİRSEM GELİRİM BEKLE
Pusu kurulmuş puslu havalarda
pusulası şaşmışlardan kurtarırsam yakamı
yetişirim mutlaka ve gelirim bekle
bekle ve gör bek kulesinde.
Yanmayan ocaklar tütmeyen bacalar ağlama fonlu
yükseliyor semaya tan yeri ağartıları.
Ağıtlar ve bağırtılar sofrası açlık gideren
gözlerden damlayan tokluk alemi sıkmayan
bekle kızılcık sopalı kızılcık şerbetli divana kurulmadan..
Kutlu dava duvarlara yazılan nakarat
akla kazınan al sancak kızıl şafak.
Obalara oymaklara yansıyan kara gölgeler kurak
kıvrık çizgilerin estirdiği isimsiz ortak.
Ve alın yazısından arta kalanlar
kurak olduğunca çıplak ve çorak...
Yalınkılıç yaşam evriliyor çotanak çotanak
kırmızı biber tohumunda
saklı altın orak
sonrası göz görebildiğince tümsek.
Doğanın volkanik istiflenişine yok küsmek.
Buralarda deniz ve kıyılar çakmak çakmak
çakmaklı tüfekse deniz o deniz Karadeniz.
Yetişir bunca zulüm bunca eziyet
deniz isyan isyan Karadeniz.
Küf kokuyor toprağı Denizi yosun yeşili güneş.
Yıkılmış ocaklarda bacalarda fındık buğusu
adı boyundan soyu suyundan su aksu.
Yaylaklarında yaylalarında çelik çomak direnci
ilenci kıran tümsek çok küsmek yalandan.
Bal kokuyor toprağı havası
kekik tütsülü
şimdi orada olmak anı an avlanmak zamanı...
Pusarık pusudan kurtarırsam gelirim bekle
mutlaka yetişirim ama eğer olur ya
Derdo yanmış ocaklarda tüten bacalardayım
sessizce yükselen ağıtların nakaratındayım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.