TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

9 Haziran 2023 Cuma

BÜYÜ BOZULDUĞUNDA BÜYÜDÜM

BÜYÜ BOZULDUĞUNDA BÜYÜDÜM


Büyü bozulana dek büyüleyici bir çiftsem

bir çiftlikte çifti çubuğu bol

bol bolamat çiftçiysem

ve büyü bozulduğunda maya tutmuyorsa süt

efsunkar fidanlarda göz aşı sürgündeyse

aşı kalemi elbette anaç anaç yazacak asiliğimi.

Ezcümle Denize benzerdi asi aksi ve hırçındı…


Doğa dayanılmaz denli deli

delici yırtıcı ve vahşiyse

doğan kapılmışsa boşluğa

semayı zehirleyen yıkıcı bulutlarla

yapayalnızsam düşünce pınarında

benlik sorgusuyla çözgü sehpası devrilsin.

Tinsel dalgı dalgınlığındaysam

ne verimli bereketli topraklardı

sırt üstü uzandığım geceler.

Usumda ne hayaller neler neler birikti

hayal etmişliğim eskiden beter.

Dolgun kalçasını benden yana deviren dağlar

fes düşüren fesleğen kokan yolculuktayım

erdim yiğittim yittim gittim

al memesinden bal emziren uykularda.

Sihirli rüyalarım bitti biter

büyü bozulduğunda büyüdüm

erişkin erbiyum dağdım eridim…


Kil toprak yoğurulmuş hamurum

birden bire irkildim

bitkel kızıl kafa demirciye öykündüm 

bağlılık yeminimi dövdüm

kısır döngünün demir yalım örsünde.

Örselenmiş serçelere çekiç gibi öyküydün aklımda

oraklı hasat kesince yolumu

kan damlayan balladlara bağlandım.

Erken baharlar kaynattı bulgurumu aşımı

kitap tablet pişirdim akşam sabah

hamdık piştik derken kesildi dermanım

darma dumanım canım anam.

Derme çatma çatkılarda derildim

kime ne darıldıysam da darıldım…


Toprak ananın çevresinde çifteli figüranlar

kan çanağı topuklu gözlerde feryat figan

her seyyare kelimede eğilip bükülüyor zaman.

Zaman öyle bir zaman ki sıradan

ölümsüz müyüm fani miyim bilemedim.

On iki bin yıllık kutsal buğday başağı

tırpanı vuran mıyım soramadım.

Son sorum lif lif tel tel ipeka saçlar

neden nedensiz tarayamadım.

Fildişi gibi uzanan sahilde önüm sıra

yiteni gideni niçin bulamadım.

Deniz suyunun çekilmesiyle yaralı merman mıyım

çengel bulmacayı çözemedim.

Güneşe yürüyenim bildim

bir ben bir yaprak bir de anam…


Gün yüzü görmeyesi sözler ahbabım

süzgecimden süzerim öz benliğimi

kala kaldı yine final kükremesi

yarınlara dört bin yıllık kara saban.

Savurganlık yamacında hazırım

buyurgan çıplak kara toprağı

doğadan büyülenmişçesine sürerim.

Ayamda mayamda tutkulu bir aşk

aklım süt kadar berrak

ağlamaz bir asiyim

asit vurgunlarında yorgun yolcu elhak...


Doğaya tapıyorum şiirsiler tarlasında

kıraç ve kurak toprağı dişliyorum

ver elini verimli topraklar dünyası

çok özlemişim çok elde borak...


Gözü kara büyü tam isabet

ben senim sen bensin melikem

Derdo darende derbendim ayıldım nihayet.

Hazere döndü yüzünü haza beyefendi

büyüdü gönlümde gökgözlü hazerat…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...