ATEŞLE ATEŞİN DANSI
Anadolu’dan
başladığında kutlu ateş
Ege
adalarını da kavurur
İzmir’e
uğrar
İstanbul’u
uzaktan yalar yutar.
Kavuşmaz
kollarda ölmüşse de vatan
tarihle
sabit zümrüdü anka küllerinden doğar…
İnanmak
gerek bu fazladan mesaiye
davetçi
işgale uğramış limanda bir çift mavi yürek.
Karşıyaka’da
kuklalar yüklenmiş gümüş gemilere
Sarayburnu
şaşkın martıların kanatlarında gizli evren.
Karşı
kıyıları vuran dalgalar yalım yalım özgürlük
uyanılamayan
karanlık rüya yarım buçuk.
Benzer
manki örnekler güya istenmiyorsa artık
vurmak
gerek neşteri yaraya elde keskin bıçak…
Devrilmişim
öz vatanımın ısıcak kucağına
üvey
evlat muamelesi görsem de her devirde
silmişim
baştan çıkaran eğreti tabirleri aklımdan.
Şakağıma
dayalı kurşuni öpüşler kupkuru
tek
kusurumuz vatan yahut vatan aşkı içimde durupduru.
Üç
vakte kalmaz epey yıllık devinim
kuru
sıkı ateşle dans yayılır Anadolu sathına.
Satıh
vatan ateşle ateşin dansı silbaştan
tıpkı
son asrın mucizesi dinamosu insan kutsal isyan…
Anadolu’ya
başladığında kutlu yolculuk
İstanbul’dan
akan akalem sular
İzmir’e
uzar.
El
heykelli adada bir çift deniz mavi göz bekler
kesişen
yolları gözler tarihe derin izler bırakanları söyler.
Derdo
söz olsun yemin olsun şahsım saltanatıma
kollarımda
ölmüşse de vatan dirilir hürriyet sevdam.
Ege’den
çağlar yine kör topal efeleniş
İzmir’i
İstanbul’u Anadolu’yu da sallar tutar.
İnanmak
gerek bu meseleye kutlu davaya
tek
güvence istila edilmiş limanda bir çift mavi yürek…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.