ÇALIŞMA MASASI LAMBASI
Bütün
kayıp umutlar çalışma masamda
mutluluklarım
karmakarışık rüya içinde rüya
dünyasıyım.
Tüm
kavramlarla nur seli inmiş cesaretime
pranga
gibi anılar çalışma masama kelepçeli.
Bağımsızlığa
açılan kelepir köprüler kapalı
iki
yakayı kavuşturma tutkunları
merasimlerle
asılmış gözleri bağlı.
Ak
gerdanlara pırlanta takımı hediye
kızarık
izler ayıracında
gırtlak
gırtlağayım kavga şehriyle.
Aç
gözlü balıkçıl kuşlar ölür
bir
ben kör kalırım...
Suni
solunumlarda solak şehir
sokak
araları dayanılmaz gürültülü.
Ağırdan
yaklaşıyor korku salı
ölümün
zehri dilimin ucunda şeker tadı.
Unutmadım
köprü altına saplı kalleş bıçağı
horoz
şekerinden nevri dönmüş bayağılığı.
Harbiden
çok uzaktayım şimdi
rüzgâra
hasret yel değirmeni modunda.
Didişmekten
yorgunum senle artık
şah
damarına senden yakın.
Puslu
dumanlı diyarlara doğan garibim
bol
oksijenli temiz hava
soğuk
tene çalınıyor
çelik
uçlu kalem gibi
bütün
kalender mutluluklar çalışma masamda.
Uluorta
masallar anlatan kızlara
ve
ucuz kahramanlara inat
çiçek
toplamayı ve resmetmeyi öğrenicem.
Öğütlendiğim
besbelli gün gelende
sığınacak
delik arasın ayartıcılar...
Çarçabuk
yolcuyum göç şehrine
bu
salak şehir kavgada yenildi çünkü.
Kopuvermiş
eğreti rüzgar gülü
görgüsüzlüğe
gücendim ve incindim çok.
Dost
seçerken dikkatliyimdir oldukça
ah
dostum düşmanını seçemiyor ki insan.
Katline
ferman sebepler en yakın
bir
gece boyu uzakta vakti hemen.
Tuza
yatırılmış mum sanki bedenim
ıslak
bir sabun dolaşıyor vücut dokumu.
Ölüsün
misali sur öttürülünce
yar
sesi vurmuş aklımın duvarını.
Neyleyim
bilsen daha nelere gebeyim
üçten
dokuza şart olsun ki
nerdeyse
o asil kavganın şehlası bulacağım.
Şehir
alacasına dokundum bin ah işittim
çalışma
masamdaki masa lambam loş kara
bütün
mutluluklar tek elden tırpanlanmış
kendi
halinde köşe kapmacayım.
Derdo
karmakarışığım tüm kavgalardaki gibi
bütün
kayıp zamanlar çalışma masamda…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.