VAZİYET VASİYET…
Kızıl ordular kesse de yolu
kolluk kuvvetleriyle kesişse de patikalar
orda kesede bir ev var
gizliden kestirmeden oraya giderim.
Sırt çantamda ölmeyesilik canım
belimde tek kurşunluk beyliğim...
Sevimsiz bir gece yarısı paşalar intikam kusar
kopar sabah alacasında kızılca kıyamet.
Üzerinde kalp içi harfler kazılı kayınlar devrilir
yaz geceleri sayılan yıldırak yıldızlar küser sırayla
yazılamalı kör duvarlar kireç badanayla delirir
muştalı demir yumruk yumulur gurbete sılaya.
Issızlaşır sessizleşir zümrüt gözlü yar
el ayak çekilir geceden dünya zarar
bütün kayıp birkaç kitaptan ibaretse sevinilir.
Semiramis sarayında emri veren nemrut suratlı evren
kasten biçilir doğranır kırmızı incili kaftan
toz sinekleri bırakmaz kanları emilecek can canan
iyisi kötüsü başa gelen en bela taş karası zindan...
Hayatım zindan deler aklın hayatına derman
Aydem herdem sevdana güven ve dayan.
Deniz derya kazanılmış davalar hülyam
yine de vizesiz Konstantinopolis bize haram.
Vasiyet vasiyettir kıvamında mevcut vaziyet
El heykelli adada imzaladım ikisini alnından.
Şiirsilerin gölgesinden sosyalizmin gölgesine
eğer kesik kesik yağan mermilere değerse başım
düştüğüm yer neresi olursa olsun orası hazanım.
Hazalım orda kesede bir ev var ya
hani ahalisini fikirlerin yönettiği
kitapların aklı yücelttiği
işte o kesedeki evin yamacına gömün beni.
Derdo oraya hemen bal ormanın kıyısına
yanı başım kızılcık bağı dört yanım fındık ocağı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.