KİMSEYE KALMAZ HAKİKAT
Hakikat, ihmali fil izahatı bit kadar
beyni çarpan kanlı canlı algısı sadakat.
Temel olgu kendi çeperine kasan evren
hakikaten faşizme nazarıdikkat...
Hakikat, hak yolunda üç hu ve bir mezar
devri heyelan anında patlar yanardağlar
uyanır sönmüş volkanlar.
Hariçten gazeliyat pergeli çemberi geniş çizer
cüssesi uç uç böceği kadar...
Sıradan cüceler ülkesi sıska devler yükseltisi
yalan dünya balmumu heykeller sergisi.
Akla zarar özlemler sonradan sevilesi
develer cücelere midilli hediyesi.
İstiridyeler inci inci
midyeler kızgın tavada birinci.
Deniz de yaşar ağaç da orman da
soluklanır yumuşakçalar akla sur fermanıyla.
Toprak altında kırk kırık tarak
tabakanın en üstü altın varak.
Varak kenarı minarelere layık mahya
ampuller yanar döner yasak ha yasak.
Yazı kışı ince belli bardak
sonbahar içi kan kırmızı şerbet...
Fillahi fii tarihinden beri aynı fit aynı mit
tepegöz izler her mahleyi. Mahreme mahsus mahşer masalı
rahleye indirilen asma kilitli kapı.
Bin asırlık rahmet artısı eksisiyle arılar
arı kaybolmasıyla ilintili hayat.
Motoryat devrilir kilkiremit damlar delinir
bacalardan deliklerden delibal dökülür
anıların kaybolmasıyla ilişkili denize hasret.
Gök adada abıhayat süzülür
yalancı burunlar düşer.
Hangi eşek inadına anırır hangi horoz zamansız öter acıtır yürekleri sismik ve ritmik haller.
Dip pik hali filanca zaman sızısı
şehir hatlarında martılara ekmek kırıntısı…
İsyana için için pusar dostlar
postlar anlamsızlaşır insansız.
İmansız kıymık batan kaplan gözü sorguda
çapan çaprazlar cevapsız.
Hayatla haplanan maymun üç maymunu oynar
geyik karaca ece ceylan sekisi donar.
Şebekler şekerler sincap topallar
yükseklerde hicap tepelenir.
Kayıp dünyanın demir kapıları demirlenir
balmumu bal ormanda özdecik bağları erir.
Bal küpüne gömülür günahsız arılar
yaralar yanar, açık yaralar kapanır.
Solar meralar derin kazılır mezarlar
bir yudum suda kuraklık başlar…
Kuraklık kudurunca kursakta kalır anılar
zar kanat kelebekler uçar sonsuza.
Özgürlüğe ağlar çoban köpekleri
Sahipsiz köylerde ketenpereye gelir kethüda.
Boşa meler koyunlar kuzular
kurda kuşa meyleder tazılar.
Sav kovalayanları kıtlık yakadan yakalar
ekinlerde başaklarda silolarda yokluk
yer sallanır gök yarılır mahva yakın tokluk.
Kurak iklimde kıtlık diliminde bolluk
kuramlar dere tepe kurtarıcı bekler...
Bekleyen derviş muradına ermiş
bir lokma bir hırka dört dörtlük beyit.
Beyfendiler kahpe felekten gizlenir rüya
beyler ‘can çıkar huy çıkmaz' netleşir.
Teneşirde 'bir garip ölmüş diyeler…’ nakaratı
diyesi hediyesi orak ayında ölümdür.
Direngisi oynak bir dans figürü
kuğu balesinde kanguru cinneti.
Hasat sonuç haset bıçak sırtı hayat
bir elde masat bir elde tokmak
yolun başı hengame işler kesat.
Bundandır işte yalanlarla sahnelenen sırat
mahşere doğru kokarca garabeti.
Geç yüzleşilen şehri vurur gurbetçi
serçeler sığırcıklar kanaryalar kırpık iki kanat.
Öküzgözü kanar kılcal damarlar çatlar
davada sinmişlik bitmişlik yitmişlik.
Gelmişlik gitmişlik belli gelecek kehanet
kainatın özü sözü insanlığa özgü esaret.
Kara öyküler kör sağır kara
geceler soğuk sabahlar ayaz
özgürleştiren kazanımlar sığınır ıslak soluklara…
Dünya malı dünyada kalır sakın
devlet malı deniz mahva yakın.
Kutlu dava köprüden önceki son çıkış
ahuvah kovanları dolduran arılar
arıların kılavuzluğunda final gülüm.
Derdo kimseye kalmaz hakikat
kimseye kalmaz garipler dünyası
arıların yokluğunda filhal ölüm…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.