TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

11 Mart 2024 Pazartesi

ŞEHRİ RAMADAN KAPİTALİST VİCDAN

 

ŞEHRİ RAMADAN KAPİTALİST VİCDAN

 

Aylar sultanı şehri Ramadan bu yıl yerel seçimlerle çakıştı. Gerçi her Ramadan başka bir hikâye. On yıllardır hilafsız din ve duygu sömürüsü, vicdanları zorlayan ılımlı karışım. Son yıllarda vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışan, kafası karışan inançlı kesim, mübarek Ramadan diye asıl parsayı toplayanları unutmak veya Allaha havale etme hevesinden kurtulmak zorunda. Zaten insanlar her ramadan et, zerzevat ve bakliyat fiyat artışlarıyla uğraştırılıyor.  Muhteşem ‘Ramadan fırsatçılığı’ndan dem vurularak ‘siyaset fırsatçılığı’na kapı aralanıyor. Sanki sorumlu mevcut rejim ve tek parti iktidarı değilmiş gibi suçlu hep başkaları. Bu kez sorumlular vaktiyle kaybedilmiş belediyeler. Onlar kazanılacak tüm dertle bitecek. Sonrası aynı muamma Dindi, imandı, mübarekti, kutsaldı potasında alışıldık tüketim çılgınlığı. Çokuluslu markaların cirosuna tavan yaptıran çarpık ekonomi. Büyük sermayenin akıl çelen oyunlarına kaypak destek. Vahşi kapitalizm. Kapitalist vicdan…

 

Bu kötü gidişatı hayırlara yormak gerek ama bunun hayırla hasenatla alakası yok. Salt niyetli ve çok iyi niyetli olmak da yetmiyor. Öyle ki, ‘Mahşerde kör olanların gözleri…’ dünyada sırf dünyalığa açılmış. Dünyada kör olanların gözleri de mahşerde yanarmış, ahret hayalmiş kimsenin umuru değil. Sanki iki dünyalık umut tükenmiş. İnsan doğasında varolan dayanışma, paylaşma, yardımlaşma gibi kavramlar, sadaka toplumu olma seviyesine indirgenmiş. İnsan onurunu zedeler biçimde yiyecek poşetleri, zengin iftarlık kutuları ve çeşit çeşit sahur paketleriyle ölçümleniyor hizmet. Her ramadan zirve yaptırılıyor din bazlı ölçüsüzlüğe. Ayetleri, niyetleri, heyetleri hiçe sayanlara asılacak mahya, ‘ey şehri ramadan kapitalizmi’ hoş geldin…

 

Her Ramadan has kelamullah ‘…insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.’  Öyle anlı sanlı makamsal alanlar, köşk ve bilumum saray iftarlarıyla geçen şehri Ramadan ne yazık ki malum ramadan değil. Ramadan resmen incili, cincili, süslüman yaratının emrine girdi. Hatta kapitalizmin paslı ve köhne çarkına kurban edildi. Şimdi siyaset soslu, iftardan sahura kadar rol çalma savaşları bekliyor Ramadanı.  Vicdanı ile cüzdanı arasına sıkışmış Abdal garipler alimi de zalimi de halimi de bilir ama nafile. İlahi kamera zumlanırsa görülür, zamlardan zumlardan hali vakti kalmamış, acze düşmüş cenah ‘Ya Allah…’ der. Hat safhada şatafat, kuş sütü eksik mükellef masalarda iftara, müşterek sahurlara iştirak etmeye imrenir elbet. Ancak ‘Her ümmetin bir süresi vardır. Süreleri gelince onlar ne bir an geri kalırlar ne de öne geçerler. Tam vaktinde batıp giderler.’ Unutmamak lazım.

 

Her Ramadan niyetli, hem de çok iyi niyetli olmakla işler yolunda gitmedi, gitmiyor, gitmez. Bir terslik var sanki önemsenmeyen. Bu tersliği gün yüzüne çıkarmak ‘İnsanlığı karanlıktan aydınlığa çıkaran” Peygamber’in yolundan gitmek demektir. Tersine tavır firavunlaşarak darmaduman olmaktır. ‘Bir ülkeyi helak etmek istediğimizde o ülkenin varlıklı ve şımarmış kişilerini çoğaltırız. Bu suretle onlar kötülük işlerler. O ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış ele başılarına iyilikleri emrederiz. Buna rağmen onlar kötülük işlerler. Böylece o ülke helaka müstehak olur. Biz de orayı darmadağın ederiz.’ Aslında her ramadan etme bulma dünyası…

 

Elde kalan niyet, iyi niyet, minnet ve sünnet diyen ‘ey şehri ramadan kapitalistleri’, ey emperyalizmin yardakçıları, bu çalıp çırpmalar ve kendi nefsine çıkarsamalar aymazlığını göze almalar büyük dert. Bilesiniz ki onca, bunca, bolca israfın gözleri boyadığını sanmak büyük gaflet. Çikolatalı gofret dinbazları bilmez ama vaktiyle ‘Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver gereksiz yere de saçıp savurma /zira böylesine saçıp savuranlar şeytanların dostlarıdır. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür…’ denmiş.

 

Senede bir şehri Ramadan gelende aynı dini tafra, mezhepsel caka, emoji ayna üçgenine hapsoluş verilen sözleri bile unutturur. Anımsamak iyidir; ‘Fakat Allah’ a verdikleri sözü ve yeminleri az bir paraya satanlar var ya işte onların ahirette bir payı yoktur. Allah kıyamet günü onlarla konuşmayacak. Onlara bakmayacak. Ve onları yüceltmeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır.’

Az biraz niyetliyim, ama iyi niyetliyim, hatta gereğinden fazla çok iyi niyetliyim demekle olmuyor. Büyük resme bakmak gerek, ‘Yetimin malına yaklaşmayın. Yalnız erginlik çağına erişinceye kadar onun malına en güzel biçimde yaklaşabilir onu uygun tarzda sarf edebilirsiniz. Ölçüyü ve tartıyı tam adaletle dengeli yapın. Biz kişiye gücünün yettiğinden fazlasını teklif etmeyiz. Söz söylediğiniz zamanda akrabalarınız da olsa adaletli ve Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size iyice düşünesiniz diye bunları emretti.’ Bakılacak resim resmen bu…

 

Aksi halde kısmen ortak şerre, zımnen işi çığırından çıkaran zerrelere paydaş olunur. Ramadan bir yana resmiyet belli, ‘Nice ülkeler var ki zulmedip dururlarken onlara mühlet verdim. Sonra onları yakaladım. Dönüş banadır.’ Ramadan vesilesiyle realist bakış açısı ilham ve itham arasına sıkışır kalır. Oysa çıkış yolu aşikâr, ‘İnsanlardan öyleleri vardır ki dünya hakkında söyledikleri senin hoşuna gider. Hatta böylesi kalbinde olana samimi olduğuna Allah’ı şahit tutar. Halbuki o hasımların en yamanıdır.’ Yegâne amaç besbelli, fikrinden ve zekâsından şüphe duyulmayanlarla geleceğe bakmak…

 

Her şehri Ramadan kapitalist vicdan öyle böyle değil din destekli acayip böbürlenir. Niyetli, iyi niyetli, çok iyi niyetli, gereğinden fazla çok iyi niyetli halden bilirlik bir anda kibre bulanır. Kim bilir kim neye dolanırsa dolanır ama eninde sonunda yine tevazu kazanır. Asla böbürlenmeyenler, ‘Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen ağırlık ve azametinle ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin.’ ilkesiyle her daim haklı çıkar.

 

Aylar sultanı şehri Ramadan bu yıl yerel seçimlerle çakıştı. ‘Ey şehri Ramadan yetti kapitalist vicdan’ diyenlerle yaptıkları ve yapmadıklarıyla böbürlenenler yarışacak. Yani seçim ile geçim arasına sıkıştı zaman. Cereyan eden yerelden genele isyan. Bu Ramadan sanki bambaşka bir hikâye yazacak…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...