ŞEHRİ RAMADAN KAPİTALİST VİCDAN
Aylar sultanı şehri Ramadan bu yıl yerel
seçimlerle çakıştı. Gerçi her Ramadan başka bir
hikâye. On yıllardır hilafsız din ve duygu sömürüsü, vicdanları zorlayan
ılımlı karışım. Son yıllarda vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışan, kafası
karışan inançlı kesim, mübarek Ramadan diye asıl parsayı toplayanları unutmak
veya Allaha havale etme hevesinden kurtulmak zorunda. Zaten insanlar her ramadan
et, zerzevat ve bakliyat fiyat artışlarıyla uğraştırılıyor. Muhteşem ‘Ramadan fırsatçılığı’ndan dem
vurularak ‘siyaset fırsatçılığı’na kapı aralanıyor. Sanki sorumlu mevcut rejim
ve tek parti iktidarı değilmiş gibi suçlu hep başkaları. Bu kez sorumlular vaktiyle
kaybedilmiş belediyeler. Onlar kazanılacak tüm dertle bitecek. Sonrası aynı
muamma Dindi, imandı, mübarekti, kutsaldı potasında alışıldık tüketim
çılgınlığı. Çokuluslu markaların cirosuna tavan yaptıran çarpık ekonomi. Büyük sermayenin
akıl çelen oyunlarına kaypak destek. Vahşi kapitalizm. Kapitalist vicdan…
Bu kötü gidişatı hayırlara yormak gerek ama bunun hayırla hasenatla
alakası yok. Salt niyetli ve çok iyi niyetli olmak da yetmiyor. Öyle ki, ‘Mahşerde
kör olanların gözleri…’ dünyada sırf dünyalığa açılmış. Dünyada kör olanların gözleri
de mahşerde yanarmış, ahret hayalmiş kimsenin umuru değil. Sanki iki dünyalık umut
tükenmiş. İnsan doğasında varolan dayanışma, paylaşma, yardımlaşma gibi
kavramlar, sadaka toplumu olma seviyesine indirgenmiş. İnsan onurunu zedeler
biçimde yiyecek poşetleri, zengin iftarlık kutuları ve çeşit çeşit sahur
paketleriyle ölçümleniyor hizmet. Her ramadan zirve yaptırılıyor din bazlı ölçüsüzlüğe.
Ayetleri, niyetleri, heyetleri hiçe sayanlara asılacak mahya, ‘ey şehri ramadan kapitalizmi’ hoş geldin…
Her Ramadan has kelamullah ‘…insanlara yol gösterici,
doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın
indirildiği aydır.’ Öyle anlı sanlı
makamsal alanlar, köşk ve bilumum saray iftarlarıyla geçen şehri Ramadan ne
yazık ki malum ramadan değil. Ramadan resmen incili, cincili, süslüman yaratının
emrine girdi. Hatta kapitalizmin paslı ve köhne çarkına kurban edildi. Şimdi
siyaset soslu, iftardan sahura kadar rol çalma savaşları bekliyor Ramadanı. Vicdanı ile cüzdanı arasına sıkışmış Abdal
garipler alimi de zalimi de halimi de bilir ama nafile. İlahi kamera zumlanırsa
görülür, zamlardan zumlardan hali vakti kalmamış, acze düşmüş cenah ‘Ya Allah…’
der. Hat safhada şatafat, kuş sütü eksik mükellef masalarda iftara, müşterek
sahurlara iştirak etmeye imrenir elbet. Ancak ‘Her ümmetin bir süresi vardır.
Süreleri gelince onlar ne bir an geri kalırlar ne de öne geçerler. Tam vaktinde
batıp giderler.’ Unutmamak lazım.
Her Ramadan niyetli, hem de çok iyi niyetli olmakla işler
yolunda gitmedi, gitmiyor, gitmez. Bir terslik var sanki önemsenmeyen. Bu
tersliği gün yüzüne çıkarmak ‘İnsanlığı karanlıktan aydınlığa çıkaran” Peygamber’in
yolundan gitmek demektir. Tersine tavır firavunlaşarak darmaduman olmaktır. ‘Bir
ülkeyi helak etmek istediğimizde o ülkenin varlıklı ve şımarmış kişilerini
çoğaltırız. Bu suretle onlar kötülük işlerler. O ülkenin zenginlik sebebiyle
şımarmış ele başılarına iyilikleri emrederiz. Buna rağmen onlar kötülük
işlerler. Böylece o ülke helaka müstehak olur. Biz de orayı darmadağın ederiz.’
Aslında her ramadan etme bulma dünyası…
Elde kalan niyet, iyi niyet, minnet ve sünnet diyen ‘ey
şehri ramadan kapitalistleri’, ey emperyalizmin yardakçıları, bu çalıp
çırpmalar ve kendi nefsine çıkarsamalar aymazlığını göze almalar büyük dert. Bilesiniz
ki onca, bunca, bolca israfın gözleri boyadığını sanmak büyük gaflet. Çikolatalı
gofret dinbazları bilmez ama vaktiyle ‘Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya
hakkını ver gereksiz yere de saçıp savurma /zira böylesine saçıp savuranlar
şeytanların dostlarıdır. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür…’ denmiş.
Senede bir şehri Ramadan gelende aynı dini tafra, mezhepsel
caka, emoji ayna üçgenine hapsoluş verilen sözleri bile unutturur. Anımsamak iyidir;
‘Fakat Allah’ a verdikleri sözü ve yeminleri az bir paraya satanlar var ya işte
onların ahirette bir payı yoktur. Allah kıyamet günü onlarla konuşmayacak.
Onlara bakmayacak. Ve onları yüceltmeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır.’
Az biraz niyetliyim, ama iyi niyetliyim, hatta gereğinden
fazla çok iyi niyetliyim demekle olmuyor. Büyük resme bakmak gerek, ‘Yetimin
malına yaklaşmayın. Yalnız erginlik çağına erişinceye kadar onun malına en
güzel biçimde yaklaşabilir onu uygun tarzda sarf edebilirsiniz. Ölçüyü ve
tartıyı tam adaletle dengeli yapın. Biz kişiye gücünün yettiğinden fazlasını
teklif etmeyiz. Söz söylediğiniz zamanda akrabalarınız da olsa adaletli ve
Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size iyice düşünesiniz diye bunları
emretti.’ Bakılacak resim resmen bu…
Aksi halde kısmen ortak şerre, zımnen işi çığırından çıkaran
zerrelere paydaş olunur. Ramadan bir yana resmiyet belli, ‘Nice ülkeler var ki
zulmedip dururlarken onlara mühlet verdim. Sonra onları yakaladım. Dönüş
banadır.’ Ramadan vesilesiyle realist bakış açısı ilham ve itham arasına
sıkışır kalır. Oysa çıkış yolu aşikâr, ‘İnsanlardan öyleleri vardır ki dünya
hakkında söyledikleri senin hoşuna gider. Hatta böylesi kalbinde olana samimi
olduğuna Allah’ı şahit tutar. Halbuki o hasımların en yamanıdır.’ Yegâne amaç besbelli,
fikrinden ve zekâsından şüphe duyulmayanlarla geleceğe bakmak…
Her şehri Ramadan kapitalist vicdan öyle böyle değil din
destekli acayip böbürlenir. Niyetli, iyi niyetli, çok iyi niyetli, gereğinden
fazla çok iyi niyetli halden bilirlik bir anda kibre bulanır. Kim bilir kim neye
dolanırsa dolanır ama eninde sonunda yine tevazu kazanır. Asla böbürlenmeyenler,
‘Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen ağırlık ve azametinle ne yeri
yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin.’ ilkesiyle her daim
haklı çıkar.
Aylar sultanı şehri Ramadan bu yıl yerel seçimlerle çakıştı.
‘Ey şehri Ramadan yetti kapitalist vicdan’ diyenlerle yaptıkları ve
yapmadıklarıyla böbürlenenler yarışacak. Yani seçim ile geçim arasına sıkıştı zaman.
Cereyan eden yerelden genele isyan. Bu Ramadan sanki bambaşka bir hikâye yazacak…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.