ASTRONOMİK BATAK, BATIK SERVET…
Haziran, en uzun gündüz, en kısa gece ayı. Hüzün ayı, sıralı
ölümler ayı. Kızgın güneş yakar, ekonomik kriz yıkar ayı. En azgın hissedilecek
astronomik batak, dertlenilecek batık servet ayı. Haziran milat ayı…
Piyasaları büyük kriz vurduğundan beri, malum iktidar suçlu
muhalefetmiş gibi her fırsatta mağduru oynadı. Hatta seçime dönük ılımlı,
alımlı, olumlu ve çalımlı bir hava estirdi. Yerel seçimlere kadar her türlü egzantrik
enstantaneyi günü kurtarmak amaçlı kullandı. Küresel sermaye güdümünde batışı asla kendi eksiklikleri
saymadı. Önlem almadı ve dışa bağımlı, sırf kapitalizme hizmet anlayışıyla piyasalar
tam çakıldı. Görmezden gelindi yıkım. Astronomik batak denizinde servet, ters
akıntıya kapıldı. Batık servet çok uluslu ticaret deryasında iflah olmaz
dereceye geriledi...
Ekonominin bu kadar olmaz dedirten kötü idaresine, umulmadık
astronomik yıkıcı esintiler eklenince, kapitalist buhran herkesi çarptı. Millet
endişeye kapılmasın diye milyar dolarlık kayıplarla üzeri örtülen büyük kriz,
dünya ölçeğinde gittikçe yayılan ekonomik kriz var yalanı hortlatılarak geçiştirilmeye
çalışıldı. Küresel sermayeye endeksli ekonomilerde para sıfırlanıyor babında tam
dibe vuruş senaryosu yazıldı. Kur bazında para acayip değersizleştirildi. Elde
kalan ne varsa yendi bitirildi. Çok daha beter günler kapıda. Ayrıca bu kayıtsızlık
yerelde kimleri başa getirdi, kimleri dara düşürdü çok yakından görüldü…
Krizi çok önceden gören ekonomistlere göre paranın alım gücü mevcut iktidarın, kıyasıya eleştirip iktidarı kaptığı günlerin de öncesine geriledi. Yıllarca sos veren ekonomi ağır bedeller ödenerek saklandı. Her ciddi açmaz, sol kesime mal edilen servet düşmanlığı çerçevesinde kamufle edildi. Kişisel servetler, yıllar içinde resmen adres gösterilerek el değiştirdi. Değiştirmeyenler eridikçe eridi. Özel servetlere çökmelerle servet kaybı ve havadan servet kazanımları yaşandı. Derken yerel seçim topuna vurdu damgayı...
Piyasalarda dip yapan istikrar, malum iktidarın seçimi yitirmesiyle
hepten yerle bir oldu. Yaklaşık iki yıldır izlenen, yüksek faizli kredi tarzlı krizi
geçiştirme politikası, borç yükünü daha da artırdı. Bu arada beşibiryerdeye
yapılan ucube ödemelerden vazgeçilmedi. Yüz yıllık memleket kazanımları buharlaştırılırken,
göstermelik tasarruf bahanesiyle kamuoyu oyalandı. Yakında özel kişisel
servetler de astronomik batak girdabına takılır, batık sermaye geniş halk
yığınlarını resmen ekmeğe katık derdine düşürür. Yani Haziran sıcağında,
çalkalanan piyasalarda kan beyne sıçrayınca, maaş ve ücretlere temmuz iyileştirmesi
yapılmayınca, laf ola beri gele ekonomi rayında demekle olmaz. Kısa vadeli yüksek
faizli kredilerle astronomik kriz süreci atlatma modeli tutmaz. Bu kez Nas borca
tavan yaptırdı, bilhassa liranın döviz karşısındaki hezimeti bundan, mevcut
borca artı borç eklendi kıvırtmasını halk yemez. İndiren sen kaldıran sen
derler maazallah.
Diğer yandan günü kurtarmaya yönelik bu tip çabalar,
kurlardaki oynaklığa kurban gider. Büyük krizin hepten pik yapmasıyla birlikte
yetişkin başına düşen borç da pik yapar. Ve geleceği kurtarmanın sırf reye,
reyise güvenmekle olmadığı anlaşılır. Ayrıca şu yalan dünyada hiç kimseler
serine servetine, malına mülküne güvenemez olunca kartın rengi değişir. O vakit
büyük kriz vurduğundan beri ekonomik verileri ve finansal göstergeleri üfleyerek
zenginliğe ve bir üflemelik servete işaret eden mevcut iktidar hala destek
görüyorsa memleketin vay haline. Yıllar yılı malum iktidar tarafından kayırıldıkları
için kalburüstü servet edinmişler ve mesut bahtiyar en fakirlerin desteği de
bir yere kadar…
Kapitalist düzenin can çekiştiği, küresel ekonominin çöktüğü
besbelliyken din mottolu palazlandırılan siyaset anlayışı, yok edici astronomik
kriz günlerinde bile emperyal güdümlü tedbirlerle dardakileri yeterince uyuttu.
İnadına ve softa sevabına, her yanlışı ve dahi büyük günahları bile bilmezden
görmezden gelenler, kıt akılla kur artışını kar sayanlar, ekonomik durumun
vahametini astronomiye, tutmayınca dış mihraklara, haliyle Cehape zihniyetine
bağlayanlar, ilerisini gerisini hiç umursamayanlar, bu haziranı turfanda
sebzelerle bile zor geçirir. Temmuz iyileştirmesi ki o da muallak zevatı
kurtarmaz.
Bundan böyle büyük sermaye ve uzaktan kumandalı malum iktidarlar
tarafından her dayatılana inanan ve harfiyen eksiksiz uyan güruha, astronomik
batağın nedeni izah edilmeli. Geniş yığınlar batığa neden Büyük ekonomik krizin
kolay değil ama mutlaka atlatılacağına ikna edilmeli. Yerelden genele anca
böyle gidilir.
Bu haziran milat, sandığa daha iki üç yıl kadar var. Ha
gayret…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.