TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

2 Haziran 2024 Pazar

ASTRONOMİK BATAK, BATIK SERVET…

 

ASTRONOMİK BATAK, BATIK SERVET…

 

Haziran, en uzun gündüz, en kısa gece ayı. Hüzün ayı, sıralı ölümler ayı. Kızgın güneş yakar, ekonomik kriz yıkar ayı. En azgın hissedilecek astronomik batak, dertlenilecek batık servet ayı. Haziran milat ayı…

 

Piyasaları büyük kriz vurduğundan beri, malum iktidar suçlu muhalefetmiş gibi her fırsatta mağduru oynadı. Hatta seçime dönük ılımlı, alımlı, olumlu ve çalımlı bir hava estirdi. Yerel seçimlere kadar her türlü egzantrik enstantaneyi günü kurtarmak amaçlı kullandı.  Küresel sermaye güdümünde batışı asla kendi eksiklikleri saymadı. Önlem almadı ve dışa bağımlı, sırf kapitalizme hizmet anlayışıyla piyasalar tam çakıldı. Görmezden gelindi yıkım. Astronomik batak denizinde servet, ters akıntıya kapıldı. Batık servet çok uluslu ticaret deryasında iflah olmaz dereceye geriledi...

 

Ekonominin bu kadar olmaz dedirten kötü idaresine, umulmadık astronomik yıkıcı esintiler eklenince, kapitalist buhran herkesi çarptı. Millet endişeye kapılmasın diye milyar dolarlık kayıplarla üzeri örtülen büyük kriz, dünya ölçeğinde gittikçe yayılan ekonomik kriz var yalanı hortlatılarak geçiştirilmeye çalışıldı. Küresel sermayeye endeksli ekonomilerde para sıfırlanıyor babında tam dibe vuruş senaryosu yazıldı. Kur bazında para acayip değersizleştirildi. Elde kalan ne varsa yendi bitirildi. Çok daha beter günler kapıda. Ayrıca bu kayıtsızlık yerelde kimleri başa getirdi, kimleri dara düşürdü çok yakından görüldü…

 

Krizi çok önceden gören ekonomistlere göre paranın alım gücü mevcut iktidarın, kıyasıya eleştirip iktidarı kaptığı günlerin de öncesine geriledi. Yıllarca sos veren ekonomi ağır bedeller ödenerek saklandı. Her ciddi açmaz, sol kesime mal edilen servet düşmanlığı çerçevesinde kamufle edildi. Kişisel servetler, yıllar içinde resmen adres gösterilerek el değiştirdi. Değiştirmeyenler eridikçe eridi. Özel servetlere çökmelerle servet kaybı ve havadan servet kazanımları yaşandı. Derken yerel seçim topuna vurdu damgayı...

 

Piyasalarda dip yapan istikrar, malum iktidarın seçimi yitirmesiyle hepten yerle bir oldu. Yaklaşık iki yıldır izlenen, yüksek faizli kredi tarzlı krizi geçiştirme politikası, borç yükünü daha da artırdı. Bu arada beşibiryerdeye yapılan ucube ödemelerden vazgeçilmedi. Yüz yıllık memleket kazanımları buharlaştırılırken, göstermelik tasarruf bahanesiyle kamuoyu oyalandı. Yakında özel kişisel servetler de astronomik batak girdabına takılır, batık sermaye geniş halk yığınlarını resmen ekmeğe katık derdine düşürür. Yani Haziran sıcağında, çalkalanan piyasalarda kan beyne sıçrayınca, maaş ve ücretlere temmuz iyileştirmesi yapılmayınca, laf ola beri gele ekonomi rayında demekle olmaz. Kısa vadeli yüksek faizli kredilerle astronomik kriz süreci atlatma modeli tutmaz. Bu kez Nas borca tavan yaptırdı, bilhassa liranın döviz karşısındaki hezimeti bundan, mevcut borca artı borç eklendi kıvırtmasını halk yemez. İndiren sen kaldıran sen derler maazallah.

 

Diğer yandan günü kurtarmaya yönelik bu tip çabalar, kurlardaki oynaklığa kurban gider. Büyük krizin hepten pik yapmasıyla birlikte yetişkin başına düşen borç da pik yapar. Ve geleceği kurtarmanın sırf reye, reyise güvenmekle olmadığı anlaşılır. Ayrıca şu yalan dünyada hiç kimseler serine servetine, malına mülküne güvenemez olunca kartın rengi değişir. O vakit büyük kriz vurduğundan beri ekonomik verileri ve finansal göstergeleri üfleyerek zenginliğe ve bir üflemelik servete işaret eden mevcut iktidar hala destek görüyorsa memleketin vay haline. Yıllar yılı malum iktidar tarafından kayırıldıkları için kalburüstü servet edinmişler ve mesut bahtiyar en fakirlerin desteği de bir yere kadar…

 

Kapitalist düzenin can çekiştiği, küresel ekonominin çöktüğü besbelliyken din mottolu palazlandırılan siyaset anlayışı, yok edici astronomik kriz günlerinde bile emperyal güdümlü tedbirlerle dardakileri yeterince uyuttu. İnadına ve softa sevabına, her yanlışı ve dahi büyük günahları bile bilmezden görmezden gelenler, kıt akılla kur artışını kar sayanlar, ekonomik durumun vahametini astronomiye, tutmayınca dış mihraklara, haliyle Cehape zihniyetine bağlayanlar, ilerisini gerisini hiç umursamayanlar, bu haziranı turfanda sebzelerle bile zor geçirir. Temmuz iyileştirmesi ki o da muallak zevatı kurtarmaz.

 

Bundan böyle büyük sermaye ve uzaktan kumandalı malum iktidarlar tarafından her dayatılana inanan ve harfiyen eksiksiz uyan güruha, astronomik batağın nedeni izah edilmeli. Geniş yığınlar batığa neden Büyük ekonomik krizin kolay değil ama mutlaka atlatılacağına ikna edilmeli. Yerelden genele anca böyle gidilir.

 

Bu haziran milat, sandığa daha iki üç yıl kadar var. Ha gayret…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...