FAİRPLAY-TEMİZ OYUN
Sporun içinde yıllar yılı sistematik geliştirilen, özellikle taraftarlık kapsamında sporla ve sporculukla bağdaşmayan haller, sahada sportmenlikle asla uzlaştırılamayacak durumlar var. Temiz Oyun-Fairplay, sportif erdem doğrultusunda işte bu hal ve durumların ortadan kaldırılmasını hedefler...
Fairplay, bir sporcunun veya takımın, kaybetme pahasına veya haksız kazanımı göz ardı ederek yaptığı jesttir. Özellikle sporcuların yarışma veya maç esnasında, rakibine gittikçe güçleşen şartlarda kurallara bağlı kalma, tutarlı ve bilinçli uyum gösterme ve fırsat eşitliği tanıma tavrıdır. Kısaca haksız avantajı reddediştir. Neticeyi nezaketle, zerafetle, dürüstçe ve ahlaken kabul etme davranışıdır.
Temiz Oyun’un kökü izleyenlerin aşırı derecede taraflı olduğu, galip-lerin mağluplara saygısız davrandığı, hatta rakibin ölümünü isteyecek kadar spor centilmenliğinden uzak antik olimpiyatlara kadar uzanır. Bin yıllar içinde gelişen kurallar sporun sınırlarını çizmiştir. Sporda formal sportif erdemlilik, dürüst biçimsellik gerektiği netleşmiştir.
Futbolda fairplay-adil oyun evrensel spor etiğini temsil eder. Temiz oyun için futbolcuların, kendi beceri ve yetenekleriyle elde edemediği avantajdan, genel çıkarlar doğrultusunda vazgeçmesidir. Bu vazgeçiş biçimsel anlamda kurallara uyma-nın ötesinde insani değer yargısının yüceltilmesidir. Doğruya ve güzele ulaşmak için en uygun hareketi yapabilmektir. Çünkü amatörlükten profesyonelliğe giden yolda sportif erdem gereksinimi de alabildiğine artar. Profesyonellik, normal şartlar ve belirli normlar çerçevesinde kazanamayacağını anlayan sporcunun, rakibine etik davranmayışı, karşılaşmayı kazanmaya meyillenişi kaldırmaz.
Fairplay, maçta her türlü hileye ve aşırı şiddete başvurmamaktır. Her düzeyde adil oyuna ve sportif erdeme bağlı kalınmasıdır...
Sportmenlik sadece sporcuları değil taraftarı da kapsar. Özellikle futbol izleyicisi veya kulüp taraftarı sportif erdemi, salt kurallara uymaktan öte dürüst davranış tarzı sergileme olarak içselleştirmelidir. Saha içinde veya dışında muhteşem atmosferi oluşturan paydaşların tümünün, rakibe saygı göstermesi şarttır. Rakibe fizyolojik ve psikolojik açıdan zarar vermeme özentisini özümsemektir. Taraftar olanlar rakip taraftarı, futbolcular rakip futbolcuları düşman değil, oyunun bir parçası görmelidir. Her dişe diş mücadelede rakibin onuruna saygı duyulmalıdır. Zoru görünce; ‘oyunu kurallarına göre oynamak’ deyip kural dışı davranmak, kuralları ve koşulları şans eşitliğini bozacak şekilde lehe çevirmek, şahsi çıkar kollamak temiz oyunu kirletir.
Sportif erdemlik, kulüpleri, futbolcuları ve taraftarı bağladığı gibi devletin ilgili kurumlarını, federasyonları ve hakemleri de bağlar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.