TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

3 Şubat 2025 Pazartesi

İHRAÇ-İFLAS DAİRESİ' DAYATMALARI

 İHRAÇ-İFLAS DAİRESİ' DAYATMALARI

Her beş on yılda bir, bilindik melodram tiyatrosu açıktan gizliden sahnelenir. Çünkü sahiden'memleket elden gidiyor' ve gitmektedir gerçekte. Bu kötü gidişatı görenler, mevzuu daha da dillenmesin diye hemen ilk fırsatta gözaltılarla horlanır. Uzağı yakın edenler, uçurum daha da derinleşmesin diye keyfi tutuklamalarla yıldırılmaya çalışılır. Hatta iftiharlık 'Ata askeri evlatlar' disiplinsiz hınçla milletin sinesine ihraç edilir. Yani yaşananlar öyle bir toplumsal saldırı ve sosyal saldırganlıktır ki; oligarşinin sabit kavramlarla tanımlanması, oligark öfkeye değişken sınırların çizilmesi gün geçtikçe zorlaşır. Bir yerlerde düğmeye basılmış gibi resmen 'cadı avı' dönemi harlanır. Havadan nem kapan ihraç-iflas dairesi 'Memleket avcumuzda' hovardalığıyla her alanda artan harareti isyan diye kaydeder...
Bu bol ayıplı ve çok kusurlu atmosfere yol veren fertler, menfi faktörlere aldırmadan bu komplike saldırıyı yıllardır fiilen sahneliyorlar. Perde, sinsi amaç ve kasıta dayandırılan faşist darbeler dönemi süreğenliğine açılıyor. Sanki böyle gidermiş gibi kendini kandıranlar da biliyor asla böyle gitmez. Mutlaka millet, memleketin durumuna el koyar, malumu toparlar. Toparlar çünkü özgün eylem alanıdır; uluorta insan onuruna saygı gösterilmeyen her yer. Faşizmin acımasızca ifade edildiği her alan...
Her kurumsal yapıya işler despotik işkence. On yıllardır ağır hasarlı kariyer pazarlığı ve kan içer medyatik komplolarla gizli hedefler doğrultusunda kullanılır insanlık. Bu girdapta ham hamak arifler, özürlü övünçle tarifelendirilerek, müthiş tariflenerek olaylara hakim kılınır. Yıllar yılı bariz örnekler üzerinden alınteri dökerek, tırnaklarla kazıyarak zar zor elde edilmiş ne varsa kaybetme korkusuyla yüzleştirilir millet. Psikolojiler bozulur. Sinirler gerilir. Dengeler yıkılır. Her sosyal eylem 'spor olsun' bağlamında, yozyobaz ortamlarda harcanmaya çalışılır. Hele de pasif eylemciler veya aktif eylemsel davranışlar kıytırık davalarla hukuk dışına çıkarılır. Yani adanmış adamlık çerçevesinde, siyaset etiği çökertilir. Bütün evrensel değerler ve toplumsal değerler, doğru siyasetin doğasına aykırı biçimde adalete yön tayin eder metotlarla elenir. Siyasal eylemciler sıradanlaştırılır ve sindirilir...
Oysa sinmemek lazımdır çünkü sindikçe en devler bile sinek gibi ezilir. Demek ki bilimsel teorilerle yoğunlaşmaktan kaçınmak demek eylemsizliği doğurur. Üstelik kasıtlı inkarcılıkla, istilacı şiddetle boğuşmak güçleşir. Oysa bir türlü bastırılamayan özgürlük arayışı, hayata bakışı çeşitlendirir. Hayata sokulan her türlü despotik yönteme rağmen amaç ve beklentilerinden koparılamayanlar her engeli kolayca aşar. Ulaşılamaz ve yıkılamaz güce eriştiğini zannedenler ise istedikleri olmayınca yıkar ve yakarlar. Buncası nafiledir, Deniz çoktan bittiği için dereyi bile geçemezler...
Gelip geçicidir her beş on yılda bir, ileride başına gelecekleri açık seçik hissedenler. Öyle ki bunlar sırf bencilliklerinden gelenek göreneğe ve siyasal etiğe ters, faşizan uygulamaları da yasa ve yönetmeliklere dayandırırlar. Baştan bağımlı hükümlerle, özel çıkar hesaplarına göre kararlar aldırırlar. Ancak eylemlerin özü, gölgeleyeni ve gölgelenenleri bilir durumları, çatışma tipi ilişkileri gerçekle buluşturmaktır. Zaten her eylem, eylem alanı içinde silik davranışları yeniden formlar...
İşler sarpa sarınca önceliği özgürlük olan taraflara ve sözcülerine yönelik anında sözlü saldırı kültürü programlanır. Devlete kambur, pentagonist kamplarda kitleleri kışkırtıcı üçgenler kurulur. Tutukluluğa açık davetiye çıkaran sahte olaylar geliştirilir. Olmaz sa geriye dönük seyir defterleri kurcalanır. Maddi ve manevi zararı düşünülmeden nefrete dönüşebilecek tohumlar yeşertilir. Ancak sınırsız beklentilere ulaşım bilime uzak bir enerjinin ürünüdür. Baş kaldıranlar, bilim dışılıkla ürkütülür, zulümle korkutulur belki ama kara delik herkesi yutar. Kara enerji ayırtmadan yakar...
Her beş on yılda bir, bilindik melodram tiyatrosuna metezori atılan söz sözcüleri 'iktidar elden gidiyor' telaşıyla gözden düşürülmeye çalışılır. Ancak öfke yığılmaları, yasal çerçevede etik kurallar dahilinde eylem alanlarına sabitlenir. Legal mücadelelerde saf tutanlar bile, bile bile ihraç-iflas dairesine çekilir...
Milletin sinesinde büyük yaralar açar ortaçağ 'engizisyon dönemi'ni aratmayacak modern dönem 'cadı avı' tezgahları. Hatta tıpkı 'asimetrik harp' yöntemlerini veya 'Fe tipi' iktidarı koruma hezeyanlarını andırır. Ansızın halkın bağrından kopar; andır kalsın yetti bu şeytan üçgeni, ateş çemberi ve kafada kafeste 'ihraç iflas dairesi' dayatmaları diyenler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

YİNE YER SARSILDI, ZATEN YER GÖK BETON…

  YİNE YER SARSILDI, ZATEN YER GÖK BETON…     Yine yer sarsıldı, Silivri açık denizinde altı nokta iki. Eyvah ki eyvah, zaten yer gök ...