4 EYLÜL-9 EYLÜL...
Dört Eylül, dört bir taraftan emperyalistlerin işgaline uğramış koca imparatorluğun, umutsuzluğa kapılmış biçare ulusun, Mustafa Kemal önderliğinde küllerinden dirilişinin, yedi düveli İzmir'de denize dökene dek durmayışının simgesidir...
Cumhuriyet tarihinin mihenk taşıdır 4 Eylül 1919, Sivas Kongresi. Ulusal Kurtuluş Mücadelesi’nin başlangıcı ve kuruluşun sinyalidir. Asla yıkılamaz bir Cumhuriyetin hüviyeti. Hürriyet ve medeniyetin inşası...
Yeryüzünde nice devletler yok oldu, ne imparatorluklar yıkıldı, ne sistemler çöktü, ne modeller harcandı, ne düzenler battı, ne ekonomiler dip yaptı ama temelleri 4 Eylül ve 9 Eylülde atılan Cumhuriyet her şeye rağmen hala ayakta ve hala güçlü...
On yıllardır dört bir taraftan, içeriden dışarıdan yıkılmaya çalışıldı ama bir türlü yıkılamadı. Yıkılamadı çünkü asli gücünü gelgeç heveslerden ve yanlış kişilerden değil, Milletinden alır, vazgeçilmez ilkelerinden asla ödün vermez bir ruha sahiptir Cumhuriyet...
İşte o ruhla Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın bu bereketli topraklara serpildiği gündür 4 Eylül 1919. Kongrede alınan tarihi kararlar ve vazgeçilmez ilkeler, kutsallar üzerine yemin artı kutlu inanç tek cümlede gizlidir; asla "Manda ve Himaye kabul edilemez." Ulusal Kurtuluşun reçetesi işte bu cümledir...
Emperyalizme karşı şanlı tarih işte bu doğrultuda yazıldı. Anadolu toprakları düşman çizmesiyle ezilmekten bu sayede kurtarıldı. Hasta adamdan Laik Demokratik Türkiye bu ilkeyle doğdu. Hemen kongre ertesi beyannameleştirilen ilkelerin hayata geçmesiyle, memleketin kaderini değiştirmek için inanç ve azimle sürdürülen kutlu direnişin, kutsal isyanın ilk adımıdır 4 Eylül 1919. Son adım ise 9 Eylül 1923`te dört yıllık kurtuluş mücadelesinden sonra İzmir Karşıyaka’dır.
Sonrasında ise dünyada eşi benzeri, tek bir örneği bulunmayan bambaşka bir mücadele başlar; " Kul iken yurttaş, ümmet iken ulus olunmasını sağlayan, yüce meclisinde oturmaya sandalyesi dahi bulunmaz iken bir yandan yıkılan İmparatorluğun mirası borçları ve savaş tazminatlarını ödeyen, demir çelikten, Sümerbank’a, şekerden, çimentoya, demir yollarından limanlara kadar temel kurumları bir bir kuran" geniş perspektifli mücadele.
Yüzyılın yıkılamaz devrimini başlatan ve yaşatan tarihlerdir; 4 Eylül ve 9 Eylül...
Yıllar yılı kaynatılan saltanat aşkı ve kindarlığa, hilafet hevesiyle gareze, palazlandırılan küllenmemiş sömürgeci tiryakiliğine karşın büyük devrimler gerçekleştirmiş bu tarihsel birikim ve öz değerleri asla yıkılmaz. Ne güç yeter ne akıl. Ayrıca bunların topu sıkıştıklarında topyekun Cumhuriyete selama durur. İşte belki de salt bu yüzden, yüz yılı devirmiş bir Cumhuriyet var. Tarihi var edenlerin çizgisinde ve izinde, gelecekte de var olacak.
Sözün özü Cumhuriyet tarihsel geleneğini koruyarak, tarih yolculuğuna yakışır biçimde ilelebet var olacak. Hatta faşist dönemler dâhil, dönüm noktası yaşanan her an 4 Eylül ve 9 Eylül ruhuyla emperyalizme kafa tutulacak. Tıpkı yüzyıl önceki gibi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.