TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

25 Ekim 2021 Pazartesi

PARA VE KUR PANAYIRI

 PARA VE KUR PANAYIRI


Para ve kur panayırında, para yokluğunun azap, varlığının ince hesap olduğunu çoktan unutmuş ve aleni bolluk içinde yüzenlerle, ekonomik cenderede diri diri derisi yüzülenlerin kurlaşmasıdır dçvizle gelen. Batıldan dem vurup gizli kapaklı, aşkı memnu buluşmasıdır hayatın içine dolan. Batı resmen rahatlıktan bunalmış haldeyken, züğürt tesellisi babında, kuru gürültü yakıştırmalarla ekonomik olarak güçlü ama ahlaken güçlü değiller hikayesinin gündemlenmesidir. Hatta oralarda temel gıda ürünlerinin dahi temini çok zormuş ve kuyruktalarmış masalı uydurulmasıdır. Huzur içinde yaşamak için para o kadar da önemli değilmiş asparagası atılmasıdır. Paralı veya parasız ruh dengesini, kalp temizliğini ve aklın direncini körelten para politikası dejenerasyonu tam da bu olsa gerek...


Oysa sosyal hayat ve ekonomi dünyasında para ve ahlak birbirini doğru orantılı etkileyen iki temel kavram. Yalan dolan, talan çalan günden güne artarsa, çanak yalamak, tembellik ve hıyanet içinde yaşamak çok para edinmeye endekslenirse ahlaksızlığın resmen prim yaptığı gözden kaçırılır. Beter hallerle uğraşılmasın diye, baldız hikayesine varana dek daha nice ahlaki bozukluk utanmazca fetvalandırılır. Fetbazlıkla yönetilen parapsikoloji, ekonomi dünyasına da egemen olur. Para ve ekonomi, paraekonomi düzleminde ahlaksız formlarda şekillendirilir...


Öyle ki, kur seviyesi ayarlamaları ve parite oynaklığına para dayanmaz. Bu kur kurgusunun gizli bir planlama dahilinde veya gayet programsız, bilerek veya isteyerek yaratıldığı şüphesi akılları kurcalar. Çünkü vatan salt doğulan yer değil, aynı zamanda doyulan yerdir. Ancak doymak bir yana geniş yığınlar, iğneden ipliğe periyodik zamlarla açlık seviyesinin altında yaşamaya mahkum ediliyorsa ortada büyük bir yanlış var demektir. Korkunç boyutlara ulaşan enflasyondan bunalan kesimler nereye kadar dayanır, vatan millet sağolsun aşkını ne zamana kadar güder asıl soru budur...


Dip yapmış para ve ekonomi çıkmazında, tüm ekonomik yaklaşımların tersine inatla, hala kur artarsa ihracat artar, ihracat artınca cari açık azalır, cari açık azalınca döviz bollaşır, döviz bollaşşınca kur düşer, kur düşünce enflasyon düşer, enflasyon düşünce faiz düşer bilim dışı varsayımlara bel bağlamak nasıl bir işletmeciliktir anlamak mümkün değil. Oysa bocalayan ekonomilerde faiz indirimi, hem uzun vadeli faizleri hem de döviz kurlarını hızla artırır. Esasen enflasyonun sebebi faiz değil, enflasyonun sonucu faizdir. Bu ters realiteye aldırmazlık ise reel sektörü tedirgin eder, en sağlam kurumları tepetaklak eden durumları oluşturur... 


Zaten bilinenin aksine faiz indirimi sadece mevduat faiziyle sınırlıdır, kredi faizi aynı kalmıştır. Yani sadece paranın getirisi düşmüş, parayı pula dönüştüren, milleti daha da fakirleştiren bir duruma kapılar aralanmıştır. İşin diğer boyutu, döviz durdurulamaz biçimde yükselmiş ve borçlanma maliyeti artmıştır. Özellikle faiz indirimiyle birlikte ülkenin risk primi de anında gri şokla sınıfta kalındığını güncelleniştir.  Gösterge budur ve hemen ilk fırsatta faiz yine arttırılacaktır.


Bu dönem mutlaka elde avuçtaki mala mülke, paraya dövize, altına ziynete, mevcuda mevduata, sıkı sıkıya mukayyet olma dönemidir. Piyasada faizin ve enflasyonun düşeceği temennisiyle sosyal ve finansal istikrarın tesis edilemeyeceği açıkça ortadadır. O yüzden yeni bir ekonomi idaresine acil gereksinim vardır...


Bu da ancak en kısa sürede yapılacak bir seçim ve rejim değişikliği ile gerçekleştirilebilir. Aksi halde para ve ekonomi panayırına çöken kara bulutlardan göz gözü görmez...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...