SAVAŞ VİRÜSÜ...
Sinsi savaş virüsü, kuzeyde dünyanın gözü önünde insanlığı vurdu. Gong vurdu vuralı, tüm kurtarma sanıları, güvenilen kurtarma filikaları yan yattı. Gelecek bir anda karamavi sulara kapıldı. Durgun ve dolgun geçmiş, duygusuzca doygun nefti yosun urbalara yaslandı. Akabinde ateşli, tanklı, füzeli görüntüler kızgın adamlara, kör adamalara, trajikomik adanmalara ve savaş karşıtı odaklara yansıdı. Böyle olacağı besbelliyken neredeyse topyekun sıcak savaşa açık davetiye çıkarıldı. Ne yazık ki bu aksak gidiş yakın gelecekte, geçmişi tümden silebilecek boyuta endekslendi...
Kıt akıllar kahrolası savaş denizinde yüzerken, artık barış iskelesine zar zor yanaşılır. Günlerdir ateşe körükle gidenler yüzünden beter gidişattan acilen kurtulmak için çaresiz küreklere asılanlar sığ sularda savaş virüsüyle başbaşa kalır. Elbette gün gelir maskeler düşer, savaştan menfaatlenenlerin foyası ortaya çıkar. Ve yanlarında saydıkları lafta yardımcı Tanrı, günah kaçağı iskeleyi mutlaka silkeler. İstim üzerindeki yavan tutkulu savaş yamakları bu yağma düzen kurgusunu ne kadar allasalar pullasalar da işe yaramaz. Ne kadar görünüş aldatmacası ekleseler de ucuz senaryo tutmaz. Yerle bir edenler yerle bir olurlar. Yani boş bahaneler dizgesi, geçmişi yakma istenci mutlaka boşa çıkar.
Ancak bu arada fütursuz savaş virüsü cana susamış, saldırgan ve av peşinde ilerler. İlle de başta çoluk çocuk nice canlar yanar. Olağanmışçasına dünyanın ortasında dört bir yan mavi boşluk, koca su küre suskunluğu yaşar. Savaş çıkmazında bir bir dokunulan hayaller, tutunulan hatıralar yanar. Hayatlar tehdit altında gelişen derme çatma bir düzeneğe mahkum olur. Felaketi çağıran fevri harekat, fevkalade batış reçetesini yazar. Ve barış başka baharlara kalır.
Dünya alabora olup hiç alakasız alacakaranlığı yaşarken edepsiz vurgun, alaycı kalabalıkların tekeline kalır. Zulüm göğe, arşa mandallanır. Savaşla cilveleşilince mantık biter. Savaş virüsü bataklık şarkıları eşliğinde dört koldan cirit atar...
Sanılanın aksine anlık aykırılıklar kara dalgalarla oynaşır. An gelir aklın kıvrımları temennilerle yüzleşir. Gün geçtikçe koç cesaretiyle hayatlara bulaşan, keyif kaçıran savaş virüsünü budamak da zorlaşır.
Yani çözüm, çözümsüzlük baloncuklarının bir bir patlatılmasına bağlı. Yayılan savaş virüsünün, barışa tur bindiren vandal silüetinin ve tabansız tasarımların tasfiyesine bağlı. Maraza maksatlı tam tapınış ve tumturaklı gayretin define bağlı. Küçük aklın ayarsız gafletinin infilakına bağlı...
Bu bağlamda direnç ve eylemsellik geliştirilmedikçe, elleri kolları bağlayan savaş virüsü göz açıp kapayana dek daha çok taşı hazır boş lahitleri doldurur...
Yani sadece gözleri dolmakla savaş virüsünün üstesinden gelinemez...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.