MİLLİ MÜDAFA EKİBİ...
Ne yazık ki, milli ve yerli savıyla viplenen tüm arenalarda boşa övünç ve eksik hizmet neticesi hezimet, hezimet üstüne rezalet kapıları birer birer çaldı. Bu kez ayarsız seyreden çapraz kur ve büyük kusur kurgusuna, kunduz ve ayaktopu milli ekibi de eklendi. Hazin biçimde diz çöktü milli müdafaa ve yerli müdahale ekibi. Ağurtop dahil, dahli olanların topu bu kepazeliği çek edip aradan çekilmeli bir zahmet. Ayaktopunda olur bunlar eyyamcılığına ve kibir bukalemunluğuna bulaşmadan vira. Hemen şimdi...
Ayaktopu, bir yarı sahada üç direk bir kale, diğer yarı sahada üç direk bir kale daha. Dahası alelade bir seyirlik. İki ekibin tek bir amacı var, küresel meşin topu karşı kaleye sokmak. Yani ayaktopu basit usulde meşin yuvarlağı kapudan geçirmek kuralına dayalı bir organizasyon. Ayrıca önceliği orta direğe faşizanca dayatılan bir sektör. Resmen milyonları, milyarları peşinde sürükleyen endüstri. Ayaktopu endüstrisi. Endüstri ötesinde herkesin direk veya endirek kapıldığı globalleşme hevesi. Artısı eksisiyle milli ve yerli bir heyecan atmosferi...
İşte bu atmosferde ayaktopu milli ekibi, ekibin başı kunduz ve ağurtop ile şürekası kötüsünün kötüsüne dipledi milleti. Son etapta fore kazık çakıldı toprak zemine. Milli müdafaa çöktü, müzelik bir skorla koca ekip toptan ayağa düştü. Harbiden tarihe düşülen umulmadık ve tuhaf bir durum gerçekleşti...
Sürpriz değildi aslında çünkü uzun süredir sibop hava kaçırıyordu. Dengi olmayanlara denk getirilen şişirme performansla pik yapıldığı lanse edildi. Ancak meşin top ansızın patladı. Zatı muhteremler muhtemel sona koşu mesafesi ayarı çekerek, vatan kurtaran şabalak rolünü benimsediler. Ve birileri için mucize netice, bilumum hezimete ikna ve eklenti tarzı güncelleyenler için ise suçüstü hali netleşti. Dahası hezeyan pozunda cereyan etti münazara. Hemen heyet himmetiyle aşırı hisli hava, histerik şaka mahiyetinde monologcu manzaraya sığınıldı. Her zamanki gibi muhasebe sıfır, verilen telkin sabır. Vazgeçin bu sevdadan faslına yuvarlanan başına buyruk realite ise hemen hazır. Motivasyon denen yamalı bohça ise masaya vurma ruh haliyle cihana sığmazlık yakıştırması. Oysa bu takırdama vurgun yemişliğin resmen dışa vurumu. Balık baştan kokar misali...
Mazallah milli ve yerli müdafaa ekibi elbirliğiyle ayaktopu milli takımını da kendine benzetti. Milli ruh, albayrak ve yüce millet üçlemesini lafla ayyuka çıkaranlar bir anda tökezledi. Dayanma gücünü ortadan kaldırdı, direnci aradan çıkardı. Manzara malum, durum feci, yenilgi yenilir yutulur gibi değil. Ancak mütemadiyen ayni muamma...
Bundan sonrasında kunduz ve ağırtop eğer devam ederlerse her top filelere dolar, altın gol günlerine dönülür. Milli ve yerli ayaktopu tutkusu söner, nefes yanlış tercihler ve kısır hamle kıskancında tükenir. İlla ki herkese ve her kesime soğukduş...
Cümle alanda yükselen krizler, ayaktopu ekibini de teknik taktik açıdan yerle bir etti. Ama azametini göstere göstere gelen bu krizi görmeyenler, ciddi kritiklere asla aldırmayanlar bu tabloya açık davetiye çıkardı. Ters taklaya sebep oldu. Böylece ayaktopu davası, kırk numara kırk ayak metoduyla geriye sardı. Harca harca tükenmez farz edilen kredi bitti biter kıvamda. Yani tam destek güveniyle formdalara forma giydirmeyenler bariz ofsayta düştü. Hatta yeşil çimlere gömüldü. Gel gör ki aynı pişkin pişekarlık. Balık baştan kokar resmen bu olsa gerek...
Ne fayda eski tas eski hamam. Fore fora forsalık. Hamam parası olsun hazımsızlığıyla hazneyi, hazineyi hiçe sayanlardan yeniden ayaklanmayı beklemek ise nafile umutlanmak. Resmen milli ve yerli iflas. İflah olmaz derecede hallice marifet, yerlisi yabancısıyla yürek dayanmaz hezimet...
Bu milli ve yerli felakete kısmet babında bakanlar, kalenin düşmesine asgari kıymet, azami gıybet penceresi açanlar, kaçan kaçana. Sır kümbeti neyse ki yıkıldı. Şımarıklık da bir yere kadar...
Bundan sonraki fasıl, alın topunuzu çıkın aradan bir zahmet faslı. Ama nerede farkındalık, nerede o cesur yürek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.