TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

22 Aralık 2022 Perşembe

BELKİ BELKIS BEKLER

 BELKİ BELKIS BEKLER


Baraj üstü baraj kursanızda kursağınızda kalacak

binlerce hikâyem var

her biri binlerce yıllık.

Bereketli vadilere yayılmış

sulara gömülen köyler civarından.

Yer yar diyar

etraf lebaleb antik ören

can damarına ot tıkayanlar eşraftan.

Sittirin başka hikâyelerin sanrısını

ana tanrıça bu tanrıların anası

bu hikaye binlercesinden sahicisi.

Eşref saatimin eşgüdüm elçisi Belkıs

efsunlu çingenem mozaik bezelim 

gören gözlere mil çektiren güzelim

güneşle kesişen yolum

örük saçlı yer tanrıçam.

Baraj altı batık kent hikayemsin

mozaiğe vurulmuş binlerce mühürsün

binlerce tuz basılmış yara

onüç renkli pınarsın...


Tuhaf ama gerçek

antik kentler mağduruyum

mozaiklerle süslü bir mozolede mahsur.

Baraj göleti kızgın lav akıntılı 

köprü altını kucaklayan akışkan su 

saf altın sarısı.

Sağa sola yedeklenir ateşten gömlek 

bir tiril yeleğe mahkumum.


Belkısa yanarım ziyan gecelerimde

tecilliyim doğuştan ölüme

sular altına gömüleceğimi bile bile

denizin en karanlık dibine sevdalıyım.

Dönülmez yanlışların sonbaharında

sert kayalara gizlenmiş korunakta

yertanrıya inat bereket tanrıçamı beklerim.

Sırtıma sardığım şal

kan rengi gül desenli tanrıça nefesli.

Belkısın buzmavisi sessizliği kulağımda

aslı özgün bir türbülans serinliği

köz köz yanıyorum uğultular tepesinde.

Beynimde beynelmilel mirasa sahip çık tınısı

akçam altında nardugan narası

mozaik kentler diyarını

koru korkma nidası...


Hikayem binlerce yıllık

binlerce hikayenin içinde en

egzotik.

Binbir gece hikayeleri kuru sıkı

hikayemin kürü sırrı

egzantrik düzenli lahitlerde

mozaik kabartma yazıtlarda saklı.

Şu küresel zırvalıkta

Belkısla tutuşuyor aklım

doğrudan doğudan kızarıyor ayrılık

gerçek ama tuhaf

kavuşamadan tekrar tekrar ayrılık.

Tutkum safiyane af bekliyor

Belkısa tutukluluğum müebbet.

Nabzıma mühürlenmişsin binlerce...


Şu çetin göllerde konar göçerim 

Çepni boyunda amazon manzaralıyım 

özgün imgem simgem

inci bezeli kara kaşlar

yeşil gözler mühür.

Yağmacı yağmurlar sarkmış yüreğime

harabeler kucağımda ölüyor sessizce

zihnim sinir girdabında yaya

paçalarıma ak sular değdiğinde

göğü deler ağır başım binlerce.

Gel de utanma

nadaslı tarlada demirden bir saray

karaçalılar belkısa dek yayılmış

gel de korkma...


Uğurlu tepe diye bir yer var

varacağım eteğine

uzanacağım oyuklarına 

hisara yerleşmiş ersiz rüzgar

erişemeyecek Belkısıma.

Acemi yakınmalar sağırlaştıracak höyükleri.

Dünyanın özeti avucuma yazılacak

atacağım kendimi hikayelerden içeri

binlerce binlerce kere...


Baraj gölü dibi ifşa gömütleri

eserlerin en eskisi

seslerin en ahenklisi Belkıs

mozaik duvarlara mıhladı benliğimi.

Geri durmam

binlerce hikaye

binlerce kahraman

binlerce yıllık özlem 

Belkıs paha biçilmez tanrıçamsın.

Şarktan garba hikâyen salınacak

koro halinde

şarkıya başlayınca geveze geceler

binlerce yıllık buzlu ateşi içeceğim.

Bir içim suyumsun su tanrıçam

kıyamam kör kuyuları dinlerim.

Bilirim Dünya Belkısa tapar

ben Belkıs dünyasında naçarım. 


Boz taşlı piramidin sinlerindeyim

sırrım yatay ve düşeye

elmas uçla kazılmış

simgem çift kanatlı kuş.

Sütunlu havuzu döndüğünde düş gücüm

hikâyenin ayıbı günahı 

binlerce dilden yakarışlarla

her dilden binlerce aşka karışacak.

Milyonlarca yıl sonra ilk öpüşme için

Belkıs bekleyecek gölgemi belkisiz

güncelerin suya gömülen sayfalarında.


Tanrılar doğuran tanrıçam

egzotik anılar tomarında

hikayem binlerce.

Binlerce yıllık hikayelerim var.

Binlercesinden en hası Belkıs 

bir bir anlatacağım Belkızıma…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...