PASKALYA ÇÖREĞİ
Paskalyalarda çini çömlek çatlar
kulelerde dökme çanlar çalar
çamlar çamlıklar kulaklarda çınlar.
Ve kurusıkı palaskalar çözülür
Dünya aleme çöken palaslar
palas pandıras kiliseler yıkılır...
Tumturaklı yalanlar yığılır göğe
tuğla tuğla çözülür günah duvarı
her yaşın saltanatı dibe çöker.
Tunadan hanlı pazar çıkışına
bezginlere çamsakızı armağanlar.
Her taş altı din bezirganları
yaşanır ıpıslak tuğralı ıssızlık
paslı paspasın altında bronz anahtarlık
her kapının açarı gözü doymaz açlık
ballı çörekler tam paskalyalık...
Mumlar yakılır kuytularda
söner cananlar sunaklarda
sönmez yürek yangınları...
Rengarenk yumurtalarda gizli umutlar
sıcacık bir nefesten akar yarınlar
umuda keser yalpa yalnızlıklar.
Bacalardan binbir çeşit üçleme tüter.
Çarmıha çivilenmiş İsa yaşamın içindedir
iki alemin kralı Muhammed yaşamın ta kendisidir
mısır püskülü denizi kıran Musa
yaşamın tam kıyısıdır.
Çağlar üçü de paskalyalarda…
Bir gariplik yağar pamuk şekeri pembesi
soğuk gecelerde buz keser akıl kesesi
her gece beyaz karanlık imecesi
buzlu kaldırımlarda kılınır cenaze namazları
her günceye yazılır paskalya reçetesi...
Kiliseler yıkılır yapayalnız
Camiilerde kırılır mavi çiniler
her ayazda her birinden
simgeleşmiş simler resimler çalınır.
Her taş altı mezhep bezirgânları.
Her alaca karanlık kuşağında aynı saf
gülleci rahipler hahamlar hülleci hacılar hocalar.
Softaların topuyla hesaplaşırım istisnasız.
Kırk kilisede güneren gençliğimden beri
yalpasız yapayalnız.
Her paskalya aralığında
kara cüppeliler
küflü pelerinlilerle restleşirim.
Zordur Kırklara varmak
sürgit sarı sıcak bir pencere ararım...
Çan sesleri akşam ezanına karışır buralarda
aklım savrulur buz tutmuş ikonlara.
Tuna sessizce akar tıkanan damarlarımda.
Üstüme üstüme çöreklenir
kırk kapılar
sanrılar ve tanrılar.
Topu kızılca kıyametimdir...
Paskalyalarda pik döküm çanlar çatlar
herkesler bilir
çanlar kimin için çalar
kimseler bilmez
paskalya çöreğini neden bunca sevdiğimi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.