TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

30 Aralık 2022 Cuma

DURMA YOLCU…

 DURMA YOLCU…


On yıllar su gibi geçti, varlığına sevinemediğim

Özgürlük, umut, aşk, inanç selinde sellenmiş on yıllar.

Her yılın başı ortası, sorumsuz sonu yangın yatırı

Yazgı kapkara zifiri, serde hep yaşanmamışlık.

Kalmadı hatır yiğide merde, yeryüzü hep kırk satır.

            Ay kızıla çaldı, güneş tutuk, kuyruklu yıldızlar kaçak

            Anılar puslu, aylar paslı, yıllar  yollar harap, son umut yitik…

Günler hala tank paleti gölgesi, asker postalı, yıllar jet hızı

ez geç, er geç foyalar faslında asırlar küfelik sarhoş.

Nice bin yıl var boynu bükük, on yıllar namerde mülk.

İhanetin onursuzluğu yeni tarz, omurgasız heykellerde toz zerresi

Boş beşikte sallandığını sandığından al bal bebeciklerin ömrü bitik.

            Can üşüdü, Canan buzdan kale, Kışlalar dondu,

            Nur söndü, Zuhal karardı, yaz kış hücreler doldu…

Sıfır bir iki derken yirmide ulaşılamadı yirmi üçe çakıldı mıhlar

Lakin ezeli kin ebedi, eller kiler boş, yandı yıkıldı on yıllar.

Piç oldu sevgiler, eşler sevgililer pek yaman, yad ellerde yarsızlık.

Sarsıldı inadına doğa, doğan fayladı yer küreyi, göğü payladı

Sille tokat gariplere indi felaket üstüne felaket.

            Boldu darlandı, dardı gevşedi, düzdü düzlendi

            Koca el küçüldü, küçük eller arsız, ada pazarlandı…

Bir gün evet, evet destur mehteran bir gün mutlaka

Karanlık kapkaranlık olmayacak koç boynuzunda sallanan dünya.

Ellerim bedenim aklım fikrim titremeyecek asla

Karşıyaka’da ellerim meşale sıcağı, ruhum ilmin bilimin son durağı

Kızıl alevlerin tam orta yerinde çivi gibi dimdik duracağım.

            Mey nehrine uzanan ağaç köprüde leylim ikinci bahar

            Geldi geçti onluk desteden altı çarpan, mevsim karakış, ömür ihtiyar…

Ol deyip olduran aşkına, yol haydan gelip huya 

Bir öykü ol öykünemediğim

Bir aşk ol aşkla tapınamadığım

Bir şiir ol şairane besteleyemediğim

Bir roman ol ummanlarca bastıramadığım

Hayatımız kutlu kitap, kalınca bir destan olmasan da kendin ol gel.

            Yıldızlar kaydıkça parmak ucu kalpte tutulanlar herkese yeter

            Bin yıl yıllardan süzüldük, yüzyılları geçtik, şu on yıllar en beter…

Belli ki geç erdim, illa ki kırklar sofasından ereğim tek dileğim

Ablasının yeşil gözlerine bir tatlı huzur, gidene Derdoyum, boynumda ilmeğim.

Yirmi çift sıfırdan sonrası yalan dolan yıllar

Merkezden dışarı şakülsüz şiddetli yeller

Yürek sızlar ayakta kalmak zorlaşır, her yeni yıl tek başına direnirim.

           Bin kez dur zorbalar duvarına karşı

           Bin bir kez yılmadan yürü devrime yolcu…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...