CEZALANDIRICI YOL GÖZLER...
On yıllarca
öyle bir an gelir ki dendi dendi
hep dendi ama beklendi.
Ve o an bir anda kendi geldi
dibi delindi yerle göğün
pik yaptı yer sarsıntısı
kızıl ateş sardı hudutları.
Ve akıl tartan acı gerçekle yüzleşildi
ağır ihmal gözler önüne serildi.
Kıyamet şövalye ruhlu kalkanları
dövdü dövdü dövdü...
Asrın döngü kırılması
yer yarıldı umutlar yıkıldı.
Fırdöndü felaket azdı.
Milli ve yerli operasyonlar
başsız
baştan sona koordinesiz.
İlkin elden geldiğince uysal kalınsa da
sihir bozuldu
ve sinirler dikildi.
Bu yas geçer mi zor geçer.
Geçimsiz uydu tavırlar sertleşir ama
çıplak uyarı bellidir
gün olur cezalandırıcıların günü de gelir.
Kesilen ceza mıdır mükafat mıdır?
Mutlaka öğrenilir öğretilir...
Hep aynı içler acısı manzara
ağızlarda dolaşan yalan yanlış hikaye.
Hep aynı sözler
yaradılış kurgusunda son çırpınışlar.
Yaşananlar karanlıkta kalacak
eksiklik hatırlanmayacak sanmak
belgelerin ifşasıyla derinleşir.
Hiçbir şey geri gelmez belki ama
çekilen kara fotoğraf gerçeklerin çarpıtılmasını önler...
Önlenemez biçimde çürür şöhret
uzak ihtimal görülen tavda
övünülen işler tersine döner.
Herkese ahkam kesen üslup
haddini aştıkça
akıl durur hayat durur.
Tarihin karanlık dehlizlerinde
tuhaf tarifler
kirli siyaset koridorlarında
taraf tabirler
çamurlu çarmıha gerilir.
Ve cezalandırıcı pejmürde performansı
yakın geleceğe taşır.
İthamlar tehditler ve sindirme hamleleri
zevatı suçtan muaf etmeye yetmez.
Eşyanın tabiatına aykırı vahim durum
ve fahiş failler tescillenir.
Bundan sonrası hayatın içinde kalmak
diriliş zordur ama imkansız değil...
On yıllardan sonra anlaşılan odur ki
artık bu ayıplı nitelik kaybı
umudu bir adım öteye götüremez
Derdo götürse de cezalandırıcı yol gözler.
Ve öyle bir an gelir ki demedi demeyin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.