AKASYALAR AÇAR…
Her mayıs akasyalar açar salkım saçak gümüşi
keskin zeka küpleri tek renk gece zifiri.
Uzatılan zeytin dalı yeşeriş tonlu daniska sırımlı
yaşlı gözler atlas patiskadan seçilmiş masmavi.
Hüzünle dolmuş göz bebekleri gölgeler büyür
allı yeşilli coğrafya sus pus günbegün küçülür.
Suç ortağı komplimanlar sarmalında asri millet
seçim geçim tikeline kompradorlar tekeli
dört bir yan kaygı bulutu doğal afet.
Zurnada peşrev olmaz tek arzu var zulada
hak hukuk adalet ve asalet…
Bu mayıs akasyalar açar salkım saçak güneşe
ak asalara yaslanmış politika doymaz güreşe
polisi takıntılı ve kusurlu tikası suçbaz kıvamlı
politikos emri vakiyle hırslanır vaktinden önce.
Önce de sonra da acı hayat korusunda yağma
vakti gelince yurttan sesler korosunda yoğun tını
günceden güncel bir eser ‘akasyalar açarken’ çağı.
Bu mayıs akasyalar bir başka açar güne geceye
sarıklı bol sanıklı saraylarda pür telaş.
Boş mezarlıklarda kırmızı başlıklı rüya
hayasızlara hayırsızlara hayalet korkusu
desteciler balyalamış dünyayı kilitli kasalara
yoksul besteciler sıkışmış keman teline bedavaya.
Mızraplanan yaylanan şarkı hep o bilinen şarkı
aslı nesli arabesk makamlı olmayanı…
Bu mayıs akasyalar salkım saçak açmasın garezi
gizlice ayarlanmış maraz bileylenmiş makas
ak asalar can havliyle cilalanmış
pencerelerde haziran mücevheratı yangısı
yonca yapraklı sevdalarda yirmi dört ayar sancısı.
Makastar boş durmamış sır perdesini aralamış.
metruk kentler sallandıkça salalar halal kılınmış
peş peşe kerbela sonrası aşıklara aşura çorbası.
Şunun şurasında ne kaldı ki izmsizler bileşimini çözmeye
şura kurulur kurulmaz engellenemez dinleti dillenir
Kırklar ocağında kıyımsızlık demlenir.
Kısır döngü erken dökülmeler hesaplı hesapsız ayrılıklar
Kıyası hazır veciz sözlerle burun direğini sızlatır.
Notaların ahengi sözlerin uyumu sıralı listeli anlamı
şarklı olmayan şarkının usturupluca uyarısı
dehşetengiz korkutur uğursuzları tutanaklar ıslak imzalı…
Bu mayıs akasyalar açar salkım saçak bahar kamplarına
kristal kriz kıvamında dökülür kalp ateşi sahillere
sert damlalar şeffaf pembemsi şemsiyeleri deler
yığmaca yağmacı tayfa bahar yağmurlarıyla ıpıslak.
Sarı sıcak tarlalarda yakut güneş altında averaj
yakıcı ve sıcak markaj kırık sabanlı imaj farkı.
Toprakla yakın temas göğe yücelmek anı
kompartımanlara yüklenmiş aykırılığın giriş çıkış faslı.
Giriş taksimi nefesli sazdan toptan raydan çıkmak ayı
anılar geç anlamalar kandırmacalar anlaşılmaz dozda
kumpas kurulmuş çok önceden şimdi bozulmuş sanki…
Bu mayıs akasyalar açar salkım saçak güç odağı
ak kuleden minarelere muhtemel çağdışı çağrı.
Suç ortağı çil çil çiseler kilise çanlarında çınlar
ayaz vurmuş şamarını şamdan içeri alev rengi tüter.
Avuçlanan mahsül sokul yamacıma birleşelim meramı
merkezi daralış uçak motoru gibi lav fışkırtır
aklı karalı kurumlu tuşlar makamı kendiliğinden vurur.
Dahi piyanist sıkışmış ecel diline cakası bam teline
haziranı beklerken melodiyi çıldırtır sihirli eller…
Bu mayıs akasyalar salkım saçak saçılır gök kubbeye
melankoli ayıracında ayrıcalıklı naralar yutulur.
Komplimanlar limanında narı cehennemlik suç ortakları tutulur
koca millet meçhule giden gemiye mendil sallar.
Bir mendil ki allı yeşilli ipek iple işlenmiş
aymazlığın alameti kan kırmızı bir küçük nokta
arkada fon müziği nota nota ciğere nakşedilmiş.
Gizliden pembe kan tüküren beste bestekarına ağlarken
ay yüzlü ak sütlü melekler diyarında bir mahmur çiğdem
akasyalar açarken gül desteler sinesini ak asalara dayamış.
Vakti geldi bu mayıs dinecek yürekleri tekleten sızı
yaylı sazlar eşliğinde on yıllardır beklenen meşhur şarkı
Derdo 'kanı kaynar kanıma, akasyalar açarken…' salkım saçak
bir kaçak vardı her şey ona yasak bu mayıs yasak savacak…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.