TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

11 Mayıs 2023 Perşembe

KARAKIŞ BAHARI...

 KARAKIŞ BAHARI...


Bahara yakın kara kış bastıran da

kara yazgı tellenir duman duman.

Durma sakın kırılırım bir yerlerde diye

sen ışığını kıs uğursuzluğun

kıyamam sana hiç kırılmam.

Oy oy kıs kara döllü kışın berbat havasını

arsız dökülmeler baharını uyut koynunda

işveli işaretleri yuvarla çılgın uçurumlara.

Yalnızlığın ateşini yak beyaz örtülü tepelerde

ısıt sımsıcak baharda en ücra dehlizleri…


İkiz yangınlarda kavrulsun buzdan bedenler

erisin erisin de aksın dereler.

Sen doğadaki ahengi yarat

bir başına

ikirciksiz ve şenliksiz beni yaşat.

Bende dosdoğru okulu kıran öğrenci kıvamı

zaman zor imtihanlar bocalaması

sen kır notlarımı buçukla çocuksu heyecanla.

Savrukluğun bir adım ötesi  ıslak soluğun

soluksuz kaldım al korlara değince başım

bembeyaz kara gömülünce aklım kısıldı

kıstırıldım puslu yollarda tek başıma...


Yolculuğum iki perdelik müzikli oyun

fit olmuşum ikiyüzlü hayatın sellenişine.

Yakalanıp yoğruldum tepeden tırnağa

yoksunluk metre metre ıssız sahile

sahi ışıyacak ne kaldı benden geriye...


Baharı kusan kış vakti bozuldu ayarım

ayaz saatlerde kim ısıtacak düşlerimi

soğuktan moraran düşüncelerimi kim okuyacak.

Dil ovasında dilsizim artık

ziller çalınıyor beynimde

akıl kırsalımda ziyafet menüsü

oysa sefer tasına payelenmişim haricen.

Kırık sevdalar yarım porsiyon tadımlık

alacaklıyım hayattan her kar soğuğu

sendeyim her kara kış baharı alacasında...


Sen ışığına bas sonsuzluğun bahara uza

sorgusuz sualsiz kararsın dünya.

Kararsızlık dağılsın sulu sepkenle karışık

sen ufku yaran rüzgarlarla alemlere dal

işte o zaman ışıt aklımı ısıt canımı artık.

Akında karasında akımındayım gamzelerinin

ölü gezegenlerin çekim kuvvetindeyim.

Alnımda bürümcüklenen ter er doğmuşluğun gazabı

yıkılmışım al perdeli ayvanda tahtı divana.

Aklımda geziniyor denizi daraltan kara kış 

şamar gibi inen anılar bahar yumağı

iyi ki tez koptum seraplardan korganlardan.

Sen aldırma kıs gözlerini aşka meşke

ben gamlıyım gamla doğanım

karakış vurduğunda baharsı yüzlere

keşkelerim kurcalar aklımın gözünü.

İyi ki kapılmışım yakut gözlerine

yürek yakan gözlerdeki aşkın ferine…


Sen pas geç karlı patikaları

yüz vermesen de esaslı bak yaslı yüzüme.

Asla unutma dolunaylı karanlığın şavkını

sihri sabahlara vuran aşkımı.

Şarkılarla duy beni ezgilerle uyut sofanda

umut buğulu meydan ortası

mekansızlıkta

avare pozlu avare gezmeleri tut aklında.

Bu yaşıma ezberlerim kara kıştan bahara

taşıma tarifesini güzelliği tarifsiz saatleri

illaki en zamansız rıhtıma boşalmaları 

hangi ölçüye uyarsa uysun

aşkın defin ızdırabını.

Siftahsız geceler uyutsun sonsuzluğu

yalı boyu yaşadığım ateş basan aykırılığı.

Sen aklına uydurduğun günler hatırına

bana ocak başında boşalt zehrini.

Aralıklı akıt karlı zirvelere beni

kucağındaki doyumsuz heceleri.

Zaten bir eksik yaşıyorum ben hala

hale yola koymadan yazıyorum baharı güzü.

Dikkatim dağılıyor sende hala

senden önce buz bıçak sendeliyorum.

Yolculuğun sonunda şefkat yakalıyorum sanki efuli gözlerini

sözlerinden sızan ışıkta kendimi.

Seslenişine kulak kesiliyorum sessizce

oyalanıyorum cama vuran kar taneleriyle.

İçleniyorum günlerce içiyorum seni gecelerce

uzakta kör kara yalnızlıkta bekliyorsun sanki

adım gibi biliyorum eminim oradasın geliyorum.

Kar kış kıyamet cehennemin tam ortasındayım

adımlarım yorgun ben yorgun

baharın gelmesi her kış daha uzun sürer

izini süremem artık ben senin.

Suskun bekleyişli bıçak yarası anılar diyarı

sen bu gece ışığını kıs uğursuzluğun

Derdo yak geçmişi yarım kalanlar yoluna.

Ben kara kışı korkmadan uğurlarım

atlarım geciken bahar lavlarına yanarım…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...