ÖT BÜLBÜL ÖT
Öt bakalım bülbül öt
koca iki hafta geçti bin gün gibi
koca bir ömür geçti bir gün gibi.
İlkbahar sardı kollarını doğaya
sıkıca kucakladı şeffaf sandukaları.
Sarhoş yüreklerde acı bir düşün izi
sandukalarda geciken yaz sıkıntısı.
Öf ki öf beyin henüz ayılamadı yarına ...
Öt bakalım bülbül öt
koca koca yirmi kusur yıl geçti
sanıklara düpedüz küstü savcılar
kesilen ceza güpegündüz bin yıl.
Demek ki Tanrının olmadığı yerde
insanın ruhu da ölürmüş bir kalemde...
Sonsuz aşklar ocağında yarı pişmiş tabletler
tabu sinmiş yazı silinmiş ve yazılardakiler.
Sevinç türküleri söylenmiyor artık
seviye ağıtlar yakılıyor yılgınlıkla.
Boğuk sisli gece çepeçevre özgürlüğü yutuyor
bir ağızda milyonlarca yeşil gözlü dev
öt bakalım bülbül öt...
Altın kafeste bülbül
mavi dağlarda beyaz güvercinler
uçuşsa da hiçlik sussa da gönül
bülbülün gagasında kör kurşun
içinde ölü soluk kanatları ahuzar
öt bakalım bülbül öt...
Yanık bülbülün dilinden bal damlıyor
canan camdan kalpler kırılıyor
altın kafesten kan damlıyor
can sıçratan analar ağlıyor.
Kan gölü civarında geç yaşta bir doğan
gerilmiş sol yanına yatıyor.
Kulağı kesiklere acayip dokunur bir sır
ucubelik bir ömre bedel
sırlarıyla gömülür lal bülbüller.
Öt bakalım bülbülüm öt...
Bıçağı kınında mutsuz bir bahar günü
Dünyanın böğrüne saplandı dünü bu günü.
Göğsümün sol yanında hatırı sayılır tekleme
Evrenin punduna gelmiş hali yaman
hallice emre itaat saçaklanmadan
öt bakalım bülbül öt...
Bıçak ağzı dondurucu ayaz deniz tek parça bahar bahça
ateş yuttu gözlerimdeki yaş
dudaklarımda mor güneş
koca koca adamlar düştü kara denize.
Yaz bakalım yazısı incili kaftan
kaz bakalım yazgısı incinme yüklü yazman
tane tane yaz da geçip gitsin yıllar.
Dün gibi gün gibi akılda kalanlar
altın kafeste bülbüle yapılanlar.
Öt bakalım bülbül öt...
Gülüm bir koca ömür bitti bülbül aşkına
Derdo koskoca bir ömür gitti yar aşkına
Öt bakalım bülbül öt...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.